İstanbul Tiyatro Festivali günlüğü: Japonya’dan yıldız topluluk
İstanbul Tiyatro Festivali 28. kez perdelerini açmaya hazırlanıyor. 22 Ekim–19 Kasım tarihleri arasında, Mehmet Birkiye küratörlüğünde izleyiciyle buluşacak festivalde Onur Ödülü Müjdat Gezen'e takdim edildi.
İstanbul’da sonbahar demek biraz da Tiyatro Festivali demek. Bu yıl 28.’si düzenlenen festivalin programı açıklandı. 22 Ekim – 19 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek festivalde hem Türkiye’den hem de yurtdışından oyunlar sanatseverlerle buluşacak. İki yıl boyunca festivalin küratörlüğünü üstlenen Işıl Kasapoğlu’nun görevini bu yıldan itibaren Mehmet Birkiye üstleniyor. Festival programının açıklandığı gecede Onur Ödülü de bu yılki sahibine takdim edildi. Geçen sene Mehmet Birkiye’ye takdim edilen ödül bu yıl Müjdat Gezen’in oldu.
Törende bir konuşma yapan usta oyuncu Müjdat Gezen: “İKSV’ye yakınlığım, kurulduğu yıl olan 1973 yılından itibaren sevgili Nejat Eczacıbaşı dost ağabeyimin bana armağan ettiği kitaplarla başlar. İKSV’nin her ne kadar başındaki İ harfi İstanbulu anlatıyor olsa da bu vakıf bildiğiniz vakıflara hiç benzemez. Adı, İstanbul’un sınırlarını çoktan aşıp uluslararası bir anlam taşır. İKSV’nin sanata ve kültüre katkıları gerçekten evrensel boyutlardadır. Bunları, yani bu söylediklerimi bu yıl beni ödüllendirdikleri için değil, yıllar önce dile getirdiğim için tekrarlıyorum. Yine de layık görüldüğüm ödül, benim için son derece onursaldır. Teşekkür ediyorum.” dedi
2022 yılında küratörlü bir yapıya geçen İstanbul Tiyatro Festivali, Kent Oyuncuları geleneğinin önemli temsilcilerinden, hem oyuncu hem yönetmen kimliğiyle pek çok ödülle onurlandırılan Mehmet Birkiye’nin küratörlük döneminin ilk yılında, beş uluslararası, 14 yerli oyundan oluşan bir programla tiyatroseverleri karşılamaya hazırlanıyor. Festivalin biletleri 13 Eylül Cuma günü saat 10.30’da satışa çıkıyor.
19 Kasım’a kadar sürecek festival programında, günümüz tiyatrosuna farklı soluklar getirecek yeni yerli yapımlardan bir seçkiye yer verecek. Şahika Tekand, Ebru Nihan Celkan, Yiğit Sertdemir, Özen Yula, Levent Tülek, Kerem Kurdoğlu, Tuğçe Tuna, Engin Hepileri, Nagehan Gürkan, Elif Temuçin, Halil Babür, Güray Dinçol, Ümit Erlim, Başak, Kıvılcım Ertanoğlu, Michael Önder, Selin Şenköken’in imzalarını taşıyan yapımlar prömiyerlerini festivalde yaparak izleyicinin beğenisine sunulacak. Festivalde bu yıl ayrıca, Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatro Teşvik Ödülü ve İKSV Genç Sanatçı Fonu’yla desteklenen üç yeni yerli oyun sahnelenecek.
Absürt tiyatronun ülkemizdeki öncülerinden Melih Cevdet Anday’ın ünlü oyunu ‘Mikado’nun Çöpleri ile geçen sezon övgüler toplayan Tiyatro İN, bu kez yazarın çok daha az bilinen ‘Müfettişler’ini sahneye taşıyor. Bu gizli hazineye çağdaş bir bakış açısıyla yaklaşan Engin Hepileri’nin yönettiği, Aslıhan Gürbüz, Erkan Kolçak Köstendil, Kadir Çermik ve Burak Altay’ın sahnede parladığı oyun Kenan Doğulu’nun müzikleriyle taçlanıyor. ‘Müfettişler’ 22 ve 23 Ekim’de izleyiciyle buluşacak.
Çağımızın en önemli yönetmenlerinden Thomas Ostermeier ile topluluğu Schaubühne Berlin, 10 yılın ardından festivale bir başyapıtla dönüyor. Her yapımıyla tiyatro tarihinde yeni bir sayfa açan yönetmen ve festivale daha önce konuk olan ‘Nora Bir Bebek Evi’, ‘Hamlet ve Bir Halk Düşmanı’ yapımlarıyla İstanbul Tiyatro Festivali takipçilerini derinden etkileyen topluluk, bu kez dünya sahnelerini kasıp kavuran ‘III. Richard’ ile İstanbul’a geliyor. Oyun, 18 ve 19 Kasım’da Zorlu PSM’de sahnelenecek.
Çağımızın önde gelen tiyatrocularından, Avignon Festivali Artistik Direktörü Tiago Rodrigues, gerçekle kurguyu, kişisel ile politik olanı birleştiriyor, sanatsal araçlarla hayatı şiirsel bir dönüşüme uğratıyor. Yaşanmış bir olaydan esinlenerek yeniden yazılan ‘Hekabe, Hekabe Değil’de otizmli bir oğlu olan bir annenin adalet arayışı yüzyılları aşıp günümüzde yankılanıyor. Comedie-Française prodüksiyonu 2 ve 3 Kasım’da Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde
Festivalin bir diğer sürprizi olan ‘Utsushi’, Japonya’nın evrensel kültür mirasına hediyelerinden butoh dansının en çarpıcı örneklerinden biri. Sahnede dans eden altı beyaz figür yalnızca etkileyici bir görsellik sunmuyor aynı zamanda mutluluk, üzüntü, acı ve umutla dolu, insanlığa dair incelikli bir hikâye anlatıyor. 1980’lerin başında butoh dansını Avrupa’ya tanıtan Ushio Amagatsu, mart ayında hayata veda edene kadar topluluğu Sankai Juku ile çıktığı turnelerle bu dans türünün tüm dünyada büyük bir hayran kitlesi kazanmasını sağladı. Uluslararası festivallerden gelen yoğun istek üzerine yaratılan ‘Utsushi’, Amagatsu’nun 45 yıllık sanatının özünü yansıtan bir retrospektif olduğu gibi kendi içinde bütünlüklü yeni bir eser. Gösteri 24 ve 25 Ekim’de Zorlu PSM’de sahnelenecek.
Shakespeare’in, ölümlülük, yozlaşma ve intikam temalı başyapıtı ‘Hamlet’, çağımızın en önemli yönetmenlerinden Declan Donnellan’ın yorumunda günümüze taşınırken Nick Ormerod’un sade olduğu kadar çarpıcı sahne tasarımıyla izleyiciler binlerce kez anlatılmış bu hikâyeyi yepyeni bir bakış açısıyla deneyimliyor. 165 yıllık tarihinde pek çok unutulmaz oyuna imza atmış Marin Sorescu Ulusal Tiyatrosu’nun usta oyuncularının performansı ise her detayında ayrı bir lezzet barındırıyor. Shakespeare’in başyapıtı 7 ve 8 Kasım’da DasDas’ta sahnelenecek.
Özgün Shakespeare yorumları ve estetik olduğu kadar kışkırtıcı rejileriyle izleyiciyi derinden etkilemeyi başaran bol ödüllü yönetmen Nikita Milivojević, Sırbistan Shakespeare Festivali için sahnelediği Macbeth’te aynı anda hem zamansız hem çağdaş olabilen gerçeküstü bir dünyayı incelikle şekillendiriyor. 30 yılı aşan kariyeri boyunca ülkesinde almadığı tiyatro ödülü neredeyse kalmamış Sırp yönetmen Nikita Milivojević, Uluslararası Belgrad Tiyatro Festivali’nin direktörü olduğu gibi Sırbistan Shakespeare Festivali’nin de kurucu direktörü. Macbeth, 12 ve 13 Kasım’da Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda sahnelenecek.
Festivalin özel yapımı, her yıl tiyatroseverlere farklı bir kurguyla İstanbul’un tarihi mekânları arasında içinde, kalbinde, günübirlik bir tiyatro gezintisi yaşatan ‘İstanbul Mon Amour’, bu kez alt başlığını Cahit Irgat’ın İstanbul şiirinden alıyor ve şehrin yeknesak gürültüsünün bastırdığı sesleri, karmaşasının görünmez kıldığı yaşantıları sahneye taşıyor. Tiyatromuzun en güçlü isimlerinden dördünün yazar ve yönetmen olarak bir araya geldiği proje Bülent Şakrak, Okan Yalabık ve Funda İlhan’ın etkileyici performanslarıyla Beyoğlu’ndaki üç farklı mekânda benzersiz bir yolculuğa dönüşüyor. Festivalin tüm gün sürecek kapanış etkinliği 8 ve 9 Kasım’da Metrohan, Hope Alkazar ve Erdem Otopark’ta gerçekleştirilecek.
Geliştirdiği özgün teknikle adını dünya tiyatro tarihine yazdıran Şahika Tekand, kurucusu olduğu Studio Oyuncuları için yazıp yönettiği yeni oyununda Zeus’un ölme ihtimaliyle Olimpos’un zirvesine hâkim olan korku, hırs ve arzular üzerinden iktidar, evlilik, emek, adalet, akıl, fırsat, savaş gibi kavramları ironik bir biçimde ele alıyor. Ionesco, Beckett, Aristofanes gibi hem klasik hem çağdaş komedi ustalarının dünyalarıyla selamlaşan oyun, Olimpos tanrılarının dünyanın ve insanlığın geldiği noktada kendi durumlarını tartıştıkları ve anlamaya çalıştıkları bir günde geçiyor. Müzikal bir karaktere de sahip Ölüyor mu ne?, 16 ve 17 Kasım’da Alan Kadıköy’de.
Kadın ve erkeğin geleneksel rollerini sorgulayan Bir Bebek Evi, bir yandan feminist bir metin kabul edilmekle birlikte diğer yandan Nora’nın hikâyesinde her bireyin toplumsal baskılara karşı kendini özgürce var edebilme çabasını anlatıyor. Tuğçe Altuğ öncelikli olarak kadın hikâyeleri anlatmak için kurduğu Tiyatro Circa’nın bu ilk yapımı ‘Nora (Bir Bebek Evi)’nde Nora’ya hayat verirken sahnelerin özlenen ismi Deniz Celiloğlu, Özlem Öçalmaz ve Cem Avnayım da ona eşlik ediyor. Oyun, 30 ve 31 Ekim’de, yüksek katkıda bulunan mekân sponsoru Zorlu PSM’nin Turkcell Platinum Sahnesi’nde
Bol ödüllü topluluk Tiyatro BeReZe, Çehov’un Martı’sından uyarladığı yeni yapımı ‘Martı mıyım?’da çağımızın radikal dönüşümlerinin gölgesinde geçmişi kutsama eğilimindeki bugünün Çehov karakterlerini sahneye taşıyor. Sezin Akbaşoğulları, Sanem Öge, Tolga İskit, Nazlı Bulum ve Erkan Uyanıksoy’un rol aldığı bu incelikli oyun, sahnede hem kurgu ile gerçeği hem de geçmişi, şimdiyi ve geleceği birlikte yaşatıyor. Oyun, 4 ve 5 Kasım’da Alan Kadıköy’de.
Tiyatromuzun dikkat çekici isimlerinden Ebru Nihan Celkan ve Nagihan Gürkan’ı ilk kez bir araya getiren ‘Loop’ta izleyiciler, Ali ile birlikte Berlin’e taşınan Umut’un peşinden belirsizliğe bir adım atarak etrafımızda dönüp duran dünyayı, yetişilmesi gereken hayatları, herkesi ve her şeyi normalleştirmeye çalışan kurumları sorguluyor. ‘Loop’, 23 ve 24 Ekim’de Alan Kadıköy’d.
Türkiye’de ilgiyle takip edilen ‘Mayenburg’un kaleminden Gecediyar’ı, babalarından kalan evde Adolf Hitler imzalı bir resim bulan kardeşlerin geçmişleri ve gelecekleri üzerine hesaplaşmalarını konu ederken zor tartışmaları yüksek dozda mizahla bezeyerek ezbere tepkileri bozuyor. Schaubühne Berlin ve Young Vic yapımlarında övgüler toplayan oyunu, ülkemizde ilk kez Siyah Beyaz ve Renkli oyuncuları, 26 ve 27 Ekim’de Alan Kadıköy sahnesinde.
Yazar, yönetmen, oyuncu, sahne tasarımcısı olarak pek çok ödülün sahibi Yiğit Sertdemir, beş yıllık bir aradan sonra kaleme aldığı ilk oyun ‘Bagajdaki Balta’ ile festivale konuk oluyor. Bir zamanlar yaşanmış ve olamamış bir aşkın özneleri bir gece vakti park edilmiş bir arabanın önünde buluşuyor ve geçmiş, bugün, yarın konuşulurken zamanlar, kişiler, türler birbirinin içine giriyor. 2022 Afife Tiyatro Ödülleri’nde Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu seçilen Pınar Güntürkün ile Aziz Caner’i buluşturan Bagajdaki Balta prömiyerini festivalde yapıyor. Oyun, 12 ve 13 Kasım’da Alan Kadıköy’de.
Mitolojiyle tarihin, anılarla rüyaların iç içe geçtiği şiirsel bir kurguda yıkıcı ama umut vadeden bir gelecek tasviri sunan ‘Medea–Material’, Ankara ve İstanbul Devlet Tiyatroları işbirliğiyle ilk kez Türkçe sahneleniyor. Heiner Müller’in 1982’de Berlin Duvarı yıkılmadan önce kaleme aldığı bu oyun, ‘Medea’yı bir karakterden ziyade materyal olarak ele alıyor ve karakter, yapı, anlatı ve performans öğelerinde yarattığı bağlantılar ve karşıtlıklarla Medea miti üzerinden batı uygarlığını analiz ediyor. Tiyatromuzun çınarlarından Ayşe Emel Mesci’nin yönettiği ve “dördüncü duvarı” ortadan kaldırarak izleyicileri de yaratıcı yolculuğuna dahil eden ‘Medea – Material’, 16 Kasım’da Üsküdar Tekel Sahnesi’nde izlenebilir.
Çağdaş dans alanında ülkemizin önde gelen isimlerinden bol ödüllü koreograf, dans ve performans sanatçısı, akademisyen Tuğçe Tuna’nın, Ortaçağ’da Avrupa’da baş gösteren, bilim insanlarının hâlen çözemediği gizemli bir salgından ilham alan, bedeni insanın kişisel politikasını inşa ettiği bir alan olarak değerlendiren yeni eseri ‘Dans Salgını’, 2 ve 3 Kasım’da Arter Karbon’da
Tüm şehre yayılacak 28. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında, İstanbul’un iki yakasında; Alan Kadıköy, Arter Karbon, Cemal Reşit Rey Konser Salonu, DasDas, Erdem Otopark, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi, Metrohan, Hope Alkazar, Maximum UNIQ Hall, Üsküdar Tekel Sahnesi ve Zorlu PSM olmak üzere 11 farklı mekân festival izleyicilerine kapılarını açacak.