42. İstanbul Film Festivali sona erdi: Altın Lale’nin sahibi ‘Kör Noktada’

42. İstanbul Film Festivali dün düzenlenen ödül töreni ile sona erdi. Ulusal Yarışma'da Ayşe Polat'ın yönettiği 'Kör Noktada' Altın Lale dahil dört ödülün sahibi oldu. Uluslararası Yarışma'daysa Altın Lale'yi İran yapımı 'Üçüncü Dünya Savaşı' kazandı.

Kültür Sanat 19 Nisan 2023
Bu haber 2 yıl önce yayınlandı

7 Nisan’da başlayan baharın müjdecisi 42. İstanbul Film Festivali dün akşam Soho House’de düzenlenen ödül töreni ile sona erdi. Ulusal Yarışma’da Ayşe Polat’ın yönettiği ‘Kör Noktada’ En İyi Film seçilerek Altın Lale ödülünün sahibi oldu. Uluslararası Yarışma’da ise Altın Lale’yi Houman Seyyedi’nin yönettiği ‘Üçüncü Dünya Savaşı/ World War III’ filmi kazandı.

Emin Alper başkanlığındaki, Farah Zeynep Abdullah, A. Emre Tanyıldız, Aylin Zoi Tinel ve Seray Şahiner’den oluşan Ulusal Yarışma jürisi ana dallardaki seçimlerinde üç filmi öne çıkardı. ‘Kör Noktada’ Altın Lale’nin sahibi olurken Ayşe Polat En İyi Senaryo Ödülü’ne de değer görüldü.

Fikret Reyhan’ın festivalde dünya prömiyerini yapan ‘Cam Perde’ ise festivalin kurucularından Onat Kutlar anısına verilen Jüri Özel Ödülü’ne değer görüldü. Filmin başrol oyuncularından Alper Çankaya ise En İyi Erkek Oyuncu ödülünün sahibi oldu.

Antalya Film Festivali’nde yarışan ve ödülle dönen ‘Ayna Ayna’ da ödülle kapatan bir diğer filmdi. Belmin Söylemez En İyi Yönetmen ödülünü kazanırken filmin başrol oyuncuları  Manolya Maya, Şenay Aydın ve Laçin Ceylan En İyi Kadın Ödülü’ne layık görüldüler.

‘Kör Noktada’nın ilhamı Cumartesi Anneleri

Altyazı Sinema Dergisi festival sürerken Ulusal Yarışma’da yer alan filmlerin yönetmenlerine filmlerini anlattırmıştı. Altın Lale’yi kazanan ‘Kör Noktada’nın yönetmeni Ayşe Polat filmini “Son iki filmimi sadece Türkiye’de çekmiştim ve Tarabya Kültür Akademisi’nde bursum vardı. Bu yüzden bir süre İstanbul’da yaşadım. İstiklal Caddesi’ndeki Cumartesi Anneleri’nin önünden her geçtiğimde bana dokunuyordu. İşlek bir alışveriş caddesinin ortasında bir yara gibiydi. Senaryo için ilk itici güç bu oldu.

‘Kör Noktada/ Im Toten Winkel’ bir üçlemenin üçüncü filmi. ‘Ötekiler’ (2016) belgeselim ve ‘Mirasçı’ (2013) adlı uzun metrajlı filmim zaten travma ve onun bireysel ve kolektif izleri hakkındaydı. Bu kez sadece konuyla değil, aynı zamanda travmayı anlatı formu aracılığıyla elle tutulur ve hissedilir hâle getirmekle de ilgilendim. Bu nedenle film, gerilimli bir atmosferde tekrarlar, elipsler ve boşluklarla çalışıyor.

Filmin üç bölümünde kahramanlar, acımasız tarihin hayaletlerinin, bastırılmışların yaşadığı kör noktayı aydınlatmaya çalışıyor. Film, bu yerin unutulmamak, görülmek ve adıyla çağrılmak için dolaşan ve ortalığı kasıp kavuran hayaletler ürettiğini öne sürüyor. Kör noktada neler olup bittiğini sadece yedi yaşındaki Melek görüyor ve bu yükü taşımak zorunda kalıyor. Film aynı zamanda bakmak ve görmek üzerine. Bu alan nasıl haritalanabilir?

‘Kör Noktada’, ilk iki filmin aksine ağırlıklı olarak failin tarafını aydınlatıyor. Önceki filmlerden farklı olarak bu film gerilim türünde, çoklu bakış açıları ve çoklu medya ile anlatılıyor. Bu gerilim türü, kuşaklar arası travmanın farklı düzeylerini göstermemi sağladı” diyerek anlatmıştı.

Yönetmen Fikret Reyhan (soldan üçüncü) “Önceki filmlerimde olduğu gibi bu sonuçları doğuran ataerkil kodların deşifresi üzerine kafa yormaktı” diyor.

‘Kadınlara yönelik şiddet filmi çekmek bir gereklilikti’

Fikret Reyhan ise ‘Cam Perde’nin hikayesini şöyle anlattı: “Cam Perde’ benim gözümde bir nevi tahakküm okuması… Farklı yaşam deneyimlerine sahip pek çok bireyin yüz yüze olduğu toplumsal iktidar ilişkileri, kadınların hayatında daha yoğun sonuçlar doğuruyordu. Kişisel olarak zaten bir kadın karakteri merkeze alan bir film yapmayı istiyordum. Son dönemlerde kadınlara karşı daha da artan sosyal ve politik baskıyı da düşündüğümde bir sinemacı olarak bu filmi çekmek benim için bir gerekliliğe dönüştü. Ama ‘Cam Perde’deki amacım salt bir kadına şiddet filmi çekmekten öte, önceki filmlerimde olduğu gibi bu sonuçları doğuran ataerkil kodların deşifresi üzerine kafa yormaktı.”

Belmin Söylemez, En İyi Yönetmen Ödülü’nü usta sinemacı Tayfun Pirselimoğlu’nun elinden aldı.

‘Ayna Ayna, ayakları üzerinde durmaya çalışan kadınların mücadelesi’

‘Ayna Ayna ile En İyi Yönetmen ödülünü kazanan Belmin Söylemez ise filmiyle ilgili olarak “İlk çıkış noktam sanatın her dalıyla uğraşan insanların yaşadığı zorlukları, çelişkileri, günümüz Türkiye’sinde bazen görünür bazen görünmez olan baskıyı hem sosyal hem ekonomik anlamda anlatmaktı. ‘Ayna Ayna’ zihnimde 2011 yılının ocak ayında, ‘Şimdiki Zaman’ filmimin oyuncu seçmeleri sırasında, genç kadın oyuncuların hikâyelerini dinlerken oluşmaya başladı. Hem bağımsız tiyatrolarda rol alıyor, hem Osmanlı dizi seçmelerine katılıyorlardı. Çarpıcı ve düşündürücü bir çelişki vardı ortada. Hayal edilen roller, oynamak zorunda kalınan roller ve dayatılan ‘roller’.

Aynı günlerde Fazi rolünü üstlenecek Şenay Aydın bana Frida Kahlo hayranlığından ve onun hakkında bir oyun hazırlamak istediğinden bahsediyordu. Birlikte, tam da o sırada Pera Müzesi’nde açılan Frida-Diego sergisine gittik. Şenay sergiyi gezip gördüklerini yorumlarken ve Frida ile ilgili düşüncelerini anlatırken video çekim yaptık. O noktadan sonra ‘Ayna Ayna’nın uzun zamana yayılacak olan yazımı şekillenmeye başladı.

2016’da Laçin Ceylan’ın BiTiyatro’daki kurslarını izlediğimde her zaman aklımın bir köşesinde duran rüyaları senaryoya katmanın da yolu açıldı ve bugünkü senaryo oluşmaya başladı. Artık ana cümle kafamda netleşmişti: Toplumun çizdiği rol modellerin dışında bir yol çizen, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan karakterlerin mücadelesi” diyor.

 

42. İSTANBUL FİLM FESTİVALİ ÖDÜLLERİ 

ULUSAL YARIŞMA

En İyi Film: Kör Noktada
Jüri Özel Ödülü: Cam Perde
En İyi Yönetmen: Belmin Söylemez (Ayna Ayna)
En İyi Kadın Oyuncu: Manolya Maya, Şenay Aydın, Laçin Ceylan (Ayna Ayna)
En İyi Erkek Oyuncu: Alper Çankaya (Cam Perde)
En İyi Senaryo: Ayşe Polat (Kör Noktada)
En İyi Görüntü Yönetmeni: Barış Aygen (Bir Tutam Karanfil)
En İyi Kurgu:  Serhad Mutlu-Jörg Volkmar (Kör Noktada)
En İyi Sanat Yönetmeni: Meral Efe Yurtseven-Emre Yurtseven (Iguana Tokyo)
En İyi Özgün Müzik: Kazuya Nagaya-Sound Walk Collective (Iguana Tokyo)
Mansiyon: Sanki Her Şey Biraz Felaket (Umut Subaşı)
FIPRESCI Ödülü: Kör Noktada
Seyfi Teoman İlk Film Ödülü: Bars (Orçun Köksal)

Altın Lale alan ‘Üçüncü Dünya Savaşı’.

ULUSLARARASI YARIŞMA

En İyi Film: Üçüncü Dünya Savaşı/ World War III
Jüri Özel Ödülü: Pamfir
Mansiyon: Atlantic Bar
FIPRESCI Ödülü: ‘Sıradaki Kız/ Next Sohee’

ULUSAL BELGESEL YARIŞMASI

En İyi Belgesel: Boşlukta (Somnur Vardar)
Mansiyon: Düet (İdil Akkuş ile Ekin İlkbağ)

ULUSAL KISA FİLM YARIŞMASI:

En İyi Film: Adres/ Navnîşan (Aram Dildar)
Mansiyon: Suriyeli Kozmonot (Charles Emir Richards)
FIPRESCI Ödülü: 8 Mart 2020: Bir Günce (Fırat Yücel)

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.