O fotoğraf Pulitzer Ödülleri’nde finale kaldı ama maalesef kazanamadı

2024 Pulitzer Ödülleri'nde Son Dakika Fotoğrafçılığı dalında 6 Şubat depremlerinin sembolü olan Adem Altan'ın fotoğrafı finale kaldı. Altan AFP Ankara'daki bürosunu kapattığı için kurumdan ayrılıp serbest fotoğrafçı olarak çalışıyor.

Kültür Sanat 8 Mayıs 2024
Fotoğraf: Adem Altan, Kahramanmaraş, 2023.

Adem Altan Türkiye’nin nesli giderek tükenmekte olan eski kuşak foto muhabirlerinden biri. Uzun yıllar Radikal gazetesinin Ankara Bürosunda çalıştı, siyasetten gündelik hayata kadar pek çok unutulmaz karesi hafızalara kazındı. Ama Adem Altan’ı Türkiye ve dünya açısından unutulmaz yapan esas fotoğrafı, 6 Şubat depremlerinin ilk günlerinde çektiği fotoğraftı. Adem Altan, Kahramanmaraş’ta depremin ikinci günü Ebrar Sitesi’nde yıkılmış binalar arasında kalan kızının elini tutan Mesut Hançer’in kızı hayatını kaybettikten sonra bile elini tutmaya devam ettiği o anını fotoğraflamıştı.

Depremin sembolü bu kare, dünyanın en prestijli habercilik ödüllerinden Pulitzer Ödülleri’nde Son Dakika Fotoğrafçılığı (Breaking News Photography) kategorisinde finale kalan üç fotoğraftan biri oldu. Ödülleri veren Columbia Üniversitesi dün hem kazananları hem de finale kalan isimleri açıkladı. Ödülü Adem Altan değil, Reuters haber ajansının Gazze’de savaş sırasında görev yapan ekibi kazandı.

Adem Altan. Fotoğraf: Volkan Nakıboğlu/ AFP.

Adem Altan fotoğrafının Plutizer’de finale kaldığını gazeteci bir arkadaşının geç saatte gelen telefonuyla öğrendi. 10Haber’e konuşan Altan, böylesine prestijli bir ödülde finale kaldığı için mutlu ancak içinde buruk bir sevinç olduğunu söylüyor: “Türkiye’nin isminin uluslararası yarışmalarda geçmesi mutluluk verici, ben de çok sevindim. Fakat tabii buruk bir sevinç bu. Keşke o felaket yaşamasaydı, ben o fotoğrafı çekmeseydim.”

Altan ocak ayından itibaren serbest fotoğrafçı olarak çalışıyor. Zira AFP’nin (Agence France-Press) Ankara bürosu kapatıldı. Altan da ajanstan ayrılmak zorunda kaldı. Altan ayrılığın kendi isteğiyle değil, AFP’nin isteği doğrultusunda alınan bir karar olduğunu söylüyor, biraz da sitem ediyor: “Dünyada bu denli başarı eden, ödüller kazanan birinin başına bunlar gelmez. Ama bizim başımıza geldi. Ajans arayıp tebrik etti, başarıların devamını dileyen yazışmalar yapıldı ama o kadar. Onun dışında bir şey yok. O kadarı da olsun artık…”

Reuters ekibinin Gazze’den çektiği fotoğraflardan biri. Bu fotoğraflar bu yılın Pulitzer ödülünü aldı.

2024 Pulitzer Son Dakika Fotoğrafçılığı ödülü ise İsrail’in Gazze’ye yönelik yıkıcı saldırısının ilk haftalarını fotoğraflayan Reuters’a verildi.

Depremin sembolü olmuştu

Adem Altan’ın fotoğrafı World Press Photo 2024 yarışmasında Avrupa birincisi olmuştu. Altan da fotoğrafın öyküsünü şu sözlerle anlatmıştı:

“Kahramanmaraş’ta depremin ikinci günü Ebrar Sitesi’nde yıkılmış binalar arasında dolaşırken gördüm Mesut Hançer’i. İnsanlar yıkılan binanın enkazında kendi imkanlarıyla yakınlarını ararken bir kişi enkazın arasında yere çökmüş oturuyordu, dikkatimi çekti. Biraz dikkatli bakınca oturduğu yerde bir el tuttuğunu gördüm. Fotoğrafını çekmeye başladım. Ben fotoğraf çekerken gözleriyle de beni takip ediyordu. “Çek çocuğumun fotoğrafını çek” diye seslendi. Tuttuğu eli bırakıp çocuğunun başını okşayarak yatakta yatarken kolonun altında kalan çocuğunun cansız bedenini gösterdi. Sonra bıraktığı eli tekrar tuttu. O elin çocuğunun eli olduğunu o zaman anladım..

Çok üzülmüştüm. Dayanılmaz bir acı… İçimden, ‘Ne büyük acı’ diyordum. Gözlerim doldu… Ama işimi de yapmalı, fotoğraf çekmeliydim. Yeteri kadar fotoğraf çektikten sonra ismini sordum. Zor konuşuyordu. Titrek bir sesle ‘Mesut Hançer’ dedi. Sonra çocuğunun ismini sordum. ‘Kızım Irmak’ dedi. Aramızda 20-25 metre kadar mesafe vardı. O nedenle de fazla konuşamadım. Yaklaşık üç saat kadar orada kaldım. İnsanlar enkazın içinde yakınlarını ararken Baba Mesut Hançer çaresizce oturmuş kızı Irmak’ın elini tutuyordu. Yaklaşık üç saat kadar orada bekledim gelip Irmak’ı çıkartırlar diye ancak kimse gelmedi.

Benim çektiğim fotoğrafları göndermem gerekiyordu, bu nedenle oradan ayrıldım. Merak da ediyordum, Irmak’ın cansız bedenini çıkarmışlar mıydı? Ertesi gün tekrar gittim. Irmak’ı enkazın arasından çıkartmışlardı. Baba orada yoktu. Fotoğraf dünyada da Turkiye’de de büyük yankı buldu. Yaşanan felaketi, acıyı çaresizliği anlatan bir fotoğraftı ve depremin sembolü oldu. Mesleki açıdan baktığımda başarılı bir iş yapmıştım, ama keşke bu felaket olmasaydı da bu fotoğrafı çekmeseydim…”

Murad Sezer, 2005’te bu kareyle Pulitzer Ödülü’nü kazanmıştı.

Daha önce Türkiye’den bir foto muhabiri Pulitzer kazanmıştı

2005’te Amerikan Associated Press (AP) ajansı foto muhabiri Murad Sezer, Irak’ın Felluce kentinde çektiği, ölmüş arkadaşlarının başında yas tutan Amerikan deniz piyadeleri fotoğrafıyla Pulitzer Ödülü’nü kazanmıştı. Böylece Sezer, sadece Amerikan basın ve yayın organlarında çalışanlara verilen Pulitzer Ödülü’nü Türkiye’den kazanan ilk isim olmuştu.

Pulitzer Ödülleri ve adayları dün yanınlanan bir videoyla açıklandı. Prestijli ödülün bu seneki sahipleri arasında Jayne Anne Phillips ve Jonathan Eig gibi yazarlar; Reuters, New York Times ve Associated Press gibi kurumlar yer alıyor.  

6 Şubat tanığı fotoğrafçılar anlatıyor: Ah, o felaket olmasaydı da o fotoğrafları çekmeseydik6 Şubat tanığı fotoğrafçılar anlatıyor: Ah, o felaket olmasaydı da o fotoğrafları çekmeseydik

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.