Jennifer Lawrence, Afgan kadınların Taliban’la mücadelesine ses veriyor

Sahra Mani’nin yönettiği ‘Bread and Roses’, Taliban’in yönetimi ele geçirmesinin ardından işe gidemeyen veya eğitim alamayan bir toplumda yaşayan üç modern kadının haklarını geri alma hikayesini ele alıyor. BBC’nin bildirdiğine göre belgeselin yapımcılığını,  Jennifer Lawrence ve arkadaşı Justine Ciarrocchi tarafından kurulan Excellent Cadaver adlı bir yapım şirketi üstlenlendi.

Oscar ödüllü oyuncu Jennifer Lawrence, Afganistan’daki kadınlara olan hayranlığını ve hikayelerinin dünyaya anlatılmasının önemini dile getirdi. Oyuncu ayrıca bir kadın ile ona ölüm tehdidi savuran bir Taliban askeri arasında geçen bir diyalogun yer aldığı sahneden bahseden Lawrence, “Bu kadınların Taliban’a karşı çıkmasını izlerken kalbim hızla çarpıyordu” dedi.

Yönetmen, belgen çekim sürecinin kolay olmadığını önceliklerinin ekibin güvenliği olduğunu söylüyor. Fotoğraf: Cannes

‘Bu filmleri yapmaktan başka çarem yoktu’

Cannes’ta özel bir gösterimi gerçekleştirilen filmin yönetmeni, verdiği demeçte, “Hayatları Taliban altında nasıl değiştiği, bizim için günlük bir gerçeklik, bir diktatörlük altında yaşanan acı bir gerçeklik ki bunu göz ardı edemeyiz” diyor. Yönetmen 2018’de ‘Bin Tane Benim Gibi Kız/ A Thousand Girls Like Me’ filmiyle genç bir Afgan kadının, ensest mağduru olarak sürdürdüğü adalet arayışını anlatmıştı. Yeni filminde ise Kabil’deki kadınların haklarının ellerinden alınmasına odaklanıyor.

Mani, ayrıca çekim sürecinin kolay olmadığını dile getirdi. Taliban’ın baskıcı yönetimi altında yaşayan kadınların olağanüstü mücadelelerini anlattığı bu projenin, tıpkı önceki filmi gibi kendisi için hayati öneme sahip olduğunu söylüyor: “Bu belgeseli çekmek kolay olmadı. Film ekibinin ve çekim yaptığımız insanların güvenliği önceliğimizdi. Tehlike her yerdeydi ve maalesef bazı tutuklamalar oldu. Bu filmleri yapmaktan başka seçeneğim yoktu.”

Sean Penn insanlığı yapay zekâyla mücadeleye çağırıyor