Sonny Boy adlı otobiyografik kitabı önceki gün yayımlanan aktör Al Pacino hayatını yazmasında geçen sene dördüncü kez baba olmasının da rol oynadığını söylüyor.
Yayıncısının deyimiyle “Saklayacak ve korkacak bir şeyi kalmayan bir adamın anıları” bu hafta yayımlandı. Al Pacino otobiyografik kitabına annesinin ona küçükken hitap ettiği gibi ‘Sonny Boy’ adını verdi. Türkçe’ye ‘Oğlum, delikanlım, evlat’ şeklinde çevirmek mümkün.
Sinema tarihinin en büyük oyuncuları arasında gösterilen Al Pacino kitabında çocukluğunu, oyunculuk serüvenini ve 83 yaşında dördüncü kez baba olma tecrübesini anlatıyor.
Ünlü oyuncu 15 Haziran 2023’te, 29 yaşındaki kız arkadaşı Noor Alfallah’tan ‘Roman’ adı verilen bir erkek çocuk sahibi olmuştu. Pacino ve Roman’ın annesi yapımcı Noor Alfallah artık birlikte değil, ancak Roman’ı birlikte büyütüyorlar.
Hiç evlenmeyen Al Pacino’nun 22 yaşında ikiz çocukları ve 33 yaşında bir kızı daha var.
BBC Muhabiri Colin Paterson ‘Baba’, ‘Yaralı Yüz’, ‘Kadın Kokusu’ gibi filmlerin yıldız oyuncusuyla özel bir röportaj yaptı. Öne çıkan bölümleri aktarıyoruz.
84 yaşındaki Pacino kitabı yazmaya karar vermesinde yeniden bir çocuğu olmasının etkili olduğunu söylüyor. Böylece oğluyla ileride birinci elden ilişki kurabileceğini düşünüyor. Oyuncu “Bu çocuğun hayatında olmak istiyorum. Umarım öyle olur. Umarım sağlığım yerinde olur ve tabii ki babasının kim olduğunu bilir” diyor.
Oğluyla iletişiminin çoğunlukla internet ve telefon üstünden olduğunu söyleyen Pacino “Bana zaman zaman ‘mesaj atıyor’. Yaptığı her şey gerçek. Yaptığı her şey bana ilginç geliyor. Sohbet ediyoruz. Ben görüntülü konuşmada mızıka çalıyorum ve bu şekilde temas kuruyoruz. Eğlenceli yani” diyor.
Kitabı yazmak için geçmişini hatırlarken ona en çok keyif veren çocukluğunun geçtiği New York’un South Bronx bölgesini hatırlamak olmuş.
Al Pacino’nun şöhretinde büyük katkısı olan Francis Ford Coppola’nın yönettiği Baba filminden bu yana 50 yıldan fazla zaman geçti. Baba 2 ise Aralık’ta 50 yaşında olacak.
Al Pacino ikisi de En İyi Film Oscar Ödülü’ne layık görülen filmlerden neredeyse kovuluyormuş. Yönetmen ona performansı sırasında kendini role yeterince vermediğini söylemiş ve “Biliyorsun, sana çok inanıyorum. Neler oluyor” diye sormuş. Al Pacino “İşte o zaman ‘Burada istenmiyorum galiba’ hissine kapılıyorsunuz” diye anlatıyor. Hatta o dönem yapım ekibi Coppola’ya performansını çok düz buldukları Pacino’nun yerine başka bir aktör getirmesi için baskı yapmış.
Ancak Baba’nın en ünlü sahnesinin çekilmesi her şeyi değiştirmiş. Neydi o sahne, hatırlayalım: Al Pacino’nun oynadığı Michael Corleone karakteri bir restoranın tuvaletine saklanmış silahı kullanarak bir mafya lideriyle polis müdürünü öldürür.
Bu sahne tüm zamanların en iyi performanslarından biri kabul edilir ve Al Pacino yeteneğini bu sahneyle ortaya koymuştur.
Öyle ya da böyle, bu rol Al Pacino’nun hayatını değiştirir.
1983 yapımı Yaralı Yüz (Scarface) filminin Al Pacino’daki yeri ayrı. Uyuşturucu ve aşırı şiddet sahneleriyle dolu bu gangster filmi gişede başarısız olduğu gibi bir de en kötü filmleri ödüllendiren Altın Ahududu kazanmış! Ama kısa süre sonra bir kült sinema klasiğine dönüşmüş. Oyuncu filmi ilk benimseyenlerin “hip-hop” kültürüne aidiyet hissedenler olduğu yorumunu yapıyor.
Belki de Oscar’ı kazanması gereken rolün kör bir emekli albayı oynadığı Scent of a Woman (Kadın Kokusu) filmiyle değil Scarface’teki rolüyle gelmiş olması gerektiği tezini ortaya attığımızda Pacino şöyle yanıt veriyor:
“Evet, ilginç bir nokta. (En azından) Aday gösterilmiş olmak isterdim. Bu Kadın Kokusu’na sırt çevirdiğim anlamına gelmiyor.”
Röportaj boyunca Pacino beyaz perdeyi hâlâ ne kadar sevdiğini gizlemiyor, Los Angeles’ı sinemaları olmadan düşünemediğini vurguluyor.
Ölümünden sonra yapay zekayla bir kopyasının kullanılabilecek olmasına dair “Çocuklarım ben gittiğimde bu işi devralacak ve halledecekler. Onlara güveniyorum” diye konuşuyor. Hangi yapımlarda yer alıp hangilerinde yer almayacağına dair koşullarıyla ilgili soruya “Bunu umursamıyorum” yanıtı veriyor.
Pacino Covid-19 pandemisi sırasında evde düşüp bayılmış, yataktan neredeyse hiç çıkmamış, öleceğini düşünmüş. 2011’de beş parasız kalmış. “Param kalmamıştı. Muhasebecimiz hapisteydi. Ayda 400 bin dolar harcıyordum ve hiç farkında değildim” diye anlatıyor. (Bunu yapmak için) Aptal olman lazım.”
Usta oyuncunun kendisi bu aralar ne izliyor? “Menendez Kardeşler’in hikayesini anlatan Monster (Canavar) dizisinin ikinci sezonunu izlemiş, hatta babayı oynayan Javier Bardem’e performansını tebrik etmek için mektup yazmış.
Leonardo DiCaprio ve Adam Driver’ı gerçekten hayranlık duyduğu daha genç oyuncular arasında sayıyor. Jamie Foxx’un Hollywood’un “en iyi satranç oyuncusu” olduğunu söylüyor.
Kendisi de çok sık satranç oynayan Pacino’ya “Robert de Niro’yu hiç yendiniz mi” diye sorulunca ondan beklenecek esprili bir cevap veriyor: “Kuralları biliyor mu, ondan bile emin değilim!””
Bir ara telefonunu masaya koyan oyuncunun telefon kılıfının üstündeki Shrek karakteri BBC muhabirinin dikkatinden kaçmıyor. Birkaç yıl önce bu kabı küçük kızı Olivia’nın telefonuna taktığını ve onu mutlu etmek için o zamandan beri çıkarmadığını söylüyor.
Laf son olarak, Hollywood. BBC muhabiri Pacino’ya yıldızların isimlerinin bulunduğu Hollywood Şöhret Kaldırımı’nı soruyor. Konu açılınca hemen araya girip “Benim yıldızım yok” diyor. Sonra yanındaki asistanı Mike’a “Bunun için, yıldız olmak için bir mekanizma mı var” diye soruyor.
Hollywood Şöhret Kaldırımı’nda yıldız sahibi olmayı isteyip istemediği sorusuna ise “Evet, tabii ki” diye cevap veriyor.