Sahnelerden replik yükseliyordu, güneye giderken!
Bu hafta köşe, bayram tatilinde şehirde kalıp yaz akşamlarını iyi oyunlarla buluşarak değerlendirmek isteyenler için… Bir de Afife Tiyatro Ödülleri hakkında birkaç kelam etmek mesleğin naçizane zorunluluğu!
🔴 Tebdil/2383 Yapım: Bu sezon mekâna özgü kurgulanmış özgün işlerin yanı sıra bizi kafe, şarapevi, meyhane gibi mekanlarda ağırlayan oyun ve anlatıların da arttığı bir sene oldu. ‘Tebdil’ sezonu kapatmadan hemen önce gelen bu tür bir oyun. 2383 yapımı olan oyunu izlemek için Pops Balat’a gidiyorsunuz. Burada bambaşka dünyalara ait iki kardeşin, Talat’la Süleyman’ın öyküsü bekliyor olacak sizi.
Beklenmedik anda ortama girecek davetsiz bir misafirin izinde, iki kardeşin karanlık tarafları gün yüzüne çıkacak. Yıllanmış ve çalkantılı aşk serüvenleri ve birtakım hesaplaşmalarla karşı karşıya kalacaksınız. Sahneye dokunduğu kalemini her seferinde merakla takip ettiğimiz Ahmet Sami Özbudak’ın yazdığı ve yönettiği oyunda Burak Üzen, Erkan Akbulut, Fehmi Karaarslan, Gülşah Fırıncıoğlu, Özge Borak ve Müşerref Değerli rol alıyor. Tiyatro sahnesi dışında oyun izleme deneyimi için özellikle önerelim.
📌 Bugün (14 Haziran Cuma) 20.30’da Pops Balat’ta.
🔴 Kardeşlerimi Arıyorum/Taksim Ara Sahne: Bu yılın ‘Kel Diva’dan sonra en sevdiğim, aklımda kalan, tavsiye ettiğim oyunu. Avrupa yeni ve çok sert bir ‘göçmen/yabancı düşmanlığı’ dalgasıyla çalkalanırken gündeme en cuk oturan oyun da aynı zamanda.
İsveçli yazar Jonas Hassen Khemiri’nin okuması ayrı, Barış Gönenen’in rejisi ve Taksim Ara Sahne ekibinin iyi performanslarıyla izlemesi ayrı zevkli oyunu, Stockholm’de yaşayan İsveçli (Tunus asıllı) bir gencin adımlarını takip ettiriyor bize. Zekice bir ironiyle yazılmış, metnin tutturduğu bu kıvama uygun bir rejiyle de sahnelenmiş bir oyun. Şehirde bir bomba patlar ve bu terör saldırısında olağan şüpheliler bellidir. Haberi alan Tunuslu Amor’un 24 saatini takip ederiz. Sadece adımlarını değil, kalbinden ve aklından geçenleri de… Amor rolündeki Uğur Uzunel başta; Buse Külekçi, Can Sertaç Adalıer, Gülin Bakkaloğlu ve Metehan Kaya’dan oluşan kadro başarıyla sahneliyor öyküyü. Kaçırmayın derim.
📌 Bugün (14 Haziran Cuma), 20.30’da Baba Sahne’de.
🔴 Tartuffe/İstanbul Şehir Tiyatrosu: İstanbul Şehir Tiyatroları yaz başıyla birlikte Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi’ne taşınır. Bu sene ‘yaz oyunları’ programındaki işlerden biri, ŞT’nin süresi uzun ama modu çok eğlenceli büyük prodüksiyonlarından olan ‘Tartuffe’. Moliere klasiği iki sene önce Yiğit Sertdemir’in ellerine teslim edilmişti. O da Bennu Yıldırımlar, Emre Şen, Gürkan Başbuğ, Mehmet Soner Dinç, Murat Garipağaoğlu, Naci Taşdöğen, Nilay Bağ, Özge Kırdı, Semah Tuğsel, Tolga Yeter, Yeşim Koçak, Zeynep Göktay Dilbaz’dan oluşan başarılı bir kadroyla hayli hareketli ve eğlenceli bir ‘Tartuffe’ çıkarmıştı sahneye. Molière’in sahtekâr bir sofu üzerinden yobazlık eleştirisi yapan, insanlığı ‘aklına mukayyet olmaya’ çağıran 350 yaşındaki oyunu dinamik bir akış ve Orhan Veli şiirlerinden bestelenen canlı müzik eşliğinde yıldızların altında olacak. Tatlı bir yaz akşamı planı…
📌 Bugün (14 Haziran Cuma) 21.00’de Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi’nde.
🔴 Yıllar Sonra #TBT/Kadıköy Boa Sahne: Kadıköy Boa Sahne’nin seyirciyi kıpır kıpır bir enerjiyle içine alan oyunu 2022’de prömiyer yapmıştı ama birkaç hafta önce ikinci kez izlediğimde gördüm ki tam demini almış artık. Derdi tasayı biraz rafa kaldırtmak, çokça güldürmek, sahnede (bir evin salonunda) havaya yayılan dinamik enerjiyi kanlı canlı hissettirmek için hazır, oyun.
Yazarı Hüseyin Alp Tahmaz’ın geçmişte kendi arkadaşlarıyla yaşadığı bir hikâyeden yola çıkarak yazdığı oyun, uzun senelerdir görüşmeyen bir grup eski lise arkadaşını bir akşam yemeğinde, bir ev davetinde buluşturuyor. Sonrası bir dizi gerginlik, hesaplaşmaya uzayan tartışmalar, yıllar sonra ortaya saçılan sırlar, öfke nöbetleri ve ama en çok da Türkiye’de toplum/siyaset/ticaret üçgeninde yaşanan dönüşümden kesitler… Arkadaş grubu, içlerinden bir çiftin evinde buluşur, sahnenin merkezinde üstü yemeklerle dolu bir masa vardır. Oyuncular da bu masanın etrafında, Emrah Eren’in başarılı rejisi içinde hareket eder. Biz seyirciler de sanki o masanın karşısındaki kanepeden oturup izliyormuşçasına tanık oluyoruz olan bitene. Ekip arasındaki ilişki dengesi o kadar güçlü kurulmuş ki her seferinde anlık şakalar, takılmalar da dahil oluyor oyuna ve ‘gerçeklik’ hissi hiç kaybolmuyor. 90’lardan 2000’lere uzanan ‘şarkı listesi’ de ayrı bir neşe kaynağı. Tam bayramlık oyun…
📌 20 Haziran Perşembe, 20.30’da Kadıköy Boa Sahne’de.
26. Yapı Kredi Afife Tiyatro Ödülleri, 11 Haziran Salı gecesi, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen ve pek çok açıdan tıkır tıkır işleyen şık bir törenle sahiplerini buldu. ‘Afife’, tiyatro gündemimizin en önemsenen, prestijli ödülü malum. Bu sebeple, özellikle de yolun başındaki oyuncular/tasarımcıların kariyerleri açısından önemli bir yerde duruyor. Bu seneki tören Mert Fırat ile Özge Borak’ın kusursuz denebilecek sunumlarıyla aktı.
Ödül törenlerinde sunucuların ‘şakalarıyla’ ortamın havasını hareketlendirmesi de beklenir genelde ama şu da hepimizin malumu: Sıfır şaka kötü şakadan iyidir. Fırat ile Borak’ın son derece uyumlu, hatasız ve şakasız sunumu tertemiz, sıkıntısız aktı gitti. Son yılların en ‘mesajsız’ töreniydi de aynı zamanda. Emre Kınay ile Oğuz Utku Güneş’in sokak hayvanlarının katledilmesine karşı çıkılması yönündeki çağrıları dışında (Ayrıca; Kınay dünyanın kötü gidişatında komedi yapmanın zorluğuna değindi, Güneş de oyunu üzerinden Atatürk’e selam yolladı) gündeme, sokağa, dünyaya, ülkeye dair söz üreten çıkmadı.
196 oyun izlemiş, Afife jürisi bu sene. Kolay değil, seçim yapmak da öyle. Kişisel olarak ‘alır’ diye tahmin ettiğin dört aday geceden ödülle ayrıldı. En İyi Oyun Ödülü’nü beklediğim üzere Kocaeli Şehir Tiyatrosu ‘Yaşamak mı Yoksa Ölmek mi?’ ile alırken En İyi Yönetmen Ödülü de senenin eğlenceli işlerinden, Tiyatro Adam yapımı ’39 Buçuk Basamak’ ile Oğuz Utku Güneş’e gitti.
İstos Sahne’nin yılın vurucu işlerinden olan oyunu ‘Büyük Zarifi Apartmanı’ndaki müthiş performansıyla Çağdaş Ekin Şişman’ın -favori isimlerdendi- Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu seçilmesi, jürinin galiba en takdir edilen kararlarından oldu. En azından oyunu ve Şişman’ın -Rum bir kadının hem gençliğini hem yaşlılığını canlandırdığı ve Rumca şarkı söylediği- performansını izleyenlerin yüzü gülüyordu.
Erkek oyuncu kategorisinde kişisel olarak gönlümden geçen Onur Ünsal ile Onur Berk Arslanoğlu’nun ödülü paylaşmasıydı ama ‘Afife’de iki isme birden ödül vermek gibi bir eğilim yok zaten. Ödül, Dolkun Production yapımı ‘Çirkin’deki tavuk rolüyle çarpıcı bir iş çıkaran Onur Berk Arslanoğlu’na gitti.
Kadın oyuncu kategorisindeki ödülün Türkiye’de hem tiyatro ve müzik sahnelerinin hem de sinemanın biriciklerinden Zuhal Olcay’a, ‘Kel Diva’daki (Oyun Atölyesi) rolüyle gitmesi, gecenin şaşırtan kararlarından oldu. Olcay törende aramızda değildi, ödülünü oyundaki rol arkadaşı Kıvanç Kılınç aldı. Bu sene kadın oyuncu kategorisi, gerçekten de çok iddialı performanslar çıkarmış çok iyi kadın oyuncularla doluydu. Açıkçası gönlümden geçen, ‘39 Buçuk Basamak’ta, üç güçlü erkek oyuncu arasında yükselen, genç yetenek Pelin Abay’a gitmesiydi ödülün. Daha önce iki kez Afife almış ve tabiri caizse ‘kraliçeliği’, kalbimizde de kariyerinde de tescilli bir isimdense yolun başında ve sahnede hayranlıktan ağzımız açık izlediğimiz bir genç kadını daha görünür kılmasını beklerdim jürinin.
Bir sitem de ‘ışık tasarımı’ kategorisindeki kemikleşmiş tercihlere olsun. Afife Tiyatro Ödülleri’nin sonuçlarına bakarsak Türkiye’de ışık tasarımı yapan kadın sanatçı yok sanılabilir. Oysa ‘ustalar’ hep erkeklerden çıkmıyor, umarım ilerleyen ödüllerde jüri, kadın ışık tasarımcılarının işlerine de alıcı gözle bakmaya başlar.
3 Kasım 2024 - Tiyatro Festivali günlüğü: 2500 yıl geçmiş hala analar çocukları için adalet arıyor
1 Kasım 2024 - ‘Nora (Bir Bebek Evi)’: Sahi Nora bugün nasıl sahnelenmeli?
25 Ekim 2024 - ‘Aramızdaki Mesafe’: Dindar amcadan seküler yeğene uzayan mesafe…