Federer bu yıl Wimbledon’da yok ama Coldplay ile sahnede
Coldplay'in 10. stüdyo albümü 'Moon Music' bu akşam dinleyiciyle buluşuyor. Merakla beklenen albümü dinleme fırsatı bulan İngiliz eleştirmenler ortaya çıkan sonuçtan hiç de memnun kalmadı. Şikâyetler son iki albümle benzer nitelikte.
Coldplay pek de tartışmaya yer bırakmayacak şekilde 21. yüzyılın ilk çeyreğinin en önemli müzikal topluluklarından biri. Albüm satışları, kapalı gişe stadyum konserleri ve geniş kitleleri yönlendirebilme gücüyle İngiliz grup 20 yılı aşkın bir süredir müzik dünyasında önemli bir yere sahip. ‘Music of the Spheres’ turnesi kapsamında iki yılı aşkın bir süredir dört kıtada onlarca konser veren topluluk üç yıllık bir aranın ardından da yeni albümleri ‘Moon Music’i yayınlıyor. Albüm bu akşam üzeri tüm dijital platformlarda yayınlanacak.
İlki geçen haziran ayında klibi Atina’daki antik stadyumda çekilen ‘feellikeimfallinginlove’ ve sonrasında da “We Pray’ olmak üzere yeni albümden iki tekli yayınlandı. Her iki şarkı da Coldplay’in son dönemine hakim olan müzikal yapıyı barındırması açısından gelecek albüm hakkında fikir vermekteydi. Güçlü ambiyans, içeriği benzer şarkı sözleri ve ışıltılı müzikal yapı.
Albümü henüz yayınlanmadan dinleme fırsatı bulan İngiliz eleştirmenler tam da bu duruma itiraz edip “kabak tadı” vurgusu yapıyor. İngilizlerin sert eleştiri kültürüne bir pay bırakıp değerlendirdiğimizde de haklılık payı vermemek elde değil. Zira 2019 çıkışılı ‘Everyday Life’ albümünden bu yana benzer eleştirileri zaten duymaktayız. O halde kasedi biraz geriye sarıp bu sürece bakalım.
Coldplay’in 2015 çıkışlı ‘A Head Full of Dream’ sonrasında o seviyeye çıkacak bir hit üretimi gerçekleştiremediği açık. Buna düşeceğimiz tek şerh ise 2017 çıkışlı ‘Something Just Like This’ düeti. The Chainsmokers ile gerçekleştirdikleri bu düet Spotify’da grubun en çok dinlenen şarkısı. Evet, ‘Yellow’, ‘The Scientist’ ve ‘Viva La Vida’dan bile daha fazla; tam 2 milyar 794 milyon 625 bin kez. Peki sonrasında neler oldu?
Grup pandemi döneminde yaptığı bir açıklamayla yeni albüm çıkarmayacağını duyurmuştu. Hatta İspanyolca bir isim tercih ettikleri Los Unidades ile birkaç tekli yayınladılar. Müzikseverler bu durumu yeni bir arayış ve yeni bir tarz denemesi olarak nitelendirmişti. Ancak uzun soluklu olmayan bu girişimin ardından gelen 2019 çıkışlı ‘Everyday Life’ ile grup eski görkemli şarkılarına erişmeyi denedi. Albümün çıkış şarkısı olan Stromae düeti ‘Arabesque’i saymazsak ‘Everyday Life’ın kalıcı bir etki bıraktığını söylemek zor.
2021 çıkışlı ‘Music of the Spheres’ albümü durumu nispeten biraz toparlamıştı. Bunda BTS ile ‘My Universe’ ve Selena Gomez ile ‘Let Somebody Go’ düetlerini payı büyüktü. Ancak grubun sadık dinleyicileri genel kitleleri yakalamayı başaran bu hit parçalara rağmen ortaya çıkan sonuçtan pek de tatmin değildi. Zaten onlara sorulduğunda 2008 çıkışlı ‘Viva La Vida or Death and All His Friends’ sonrası hep bir irtifa kaybı söz konusu. Bu görüş biraz muhafazakar hatta radikal kalabilir. Ancak Coldplay üyelerinin de kabul ettiği üzere ortada bir gerçek var ki grupta bir tıkanma var ve bu aşılamıyor. İngiliz basını da tam da bundan şikâyetçi.
Albümün açılış şarkısı ve aynı zamanda albüme de adını veren ‘Moon Music’in senfonik yapısı müzik eleştirmenlerinden geçer not alıyor. Bu durum albümün geneli için de geçerli. 10 şarkılık albümde eleştirilerin odağındaysa şarkı sözleri var. Yukarıda da bahsettiğimiz o “kabak tadı” durumundan şikayet eden eleştirmenler grubun şarkı sözlerini bir yapay zekâya yazdırılmış gibi nitelendirdi. The Guardian’da yer alan inceleme yazısı ‘feellikeimfallinginlove’ şarkısının önceki tüm Coldplay şarkısının yapay zekâ tarafından harmanlanmış hali olduğu iddiasında.
The Times ve The Guardian eleştirmenleri anlaşmışçasına Coldplay’in yeni albümü ‘Moon Music’e beş üzerinden üç yıldız verdi. Albümün bir hit yaratma makinesine dönüşüp dönüşmeyeceğini önümüzdeki günler gösterecek. Ancak şurası da bir gerçek; Coldplay’in güçlü müzikal mirası onu halihazırda stadyumları doldurabilen birkaç topluluktan biri yapmayı sürdürüyor. Yaz başında Glastonbury’deki unutulmaz performansın yanı sıra neredeyse tamamı kapalı gişe devam eden konser turnesi bunun en güçlü delilleri.