Dizicinin Rehberi – Dilek Taşı: Sil baştan!
‘Dilek Taşı’nın 16. bölümünde Figen’in biyolojik ailesiyle ilgili ikinci kez baş gösteren sır çözülürken Mustafa’nın içindeki kabadayı canlandı ve bölümün sonunda vurulduğunu gördük.
Geçen bölüm ana karakterlerimiz Figen ve Mustafa’nın (Hazal Subaşı, Salih Bademci) romantik bir geceyle taçlanan aşklarından sonra Figen, kimliğine dair sakladığı şeyler olduğundan şüphelendiği Mustafa’yı sorguya çekmişti. Bu bölüm Figen’in sorularını da sitemini de karşılıksız bırakan bir Mustafa’yla, dolayısıyla dargın bir Mustafa-Figen’le karşılaştık.
Figen’in biyolojik ailesi olan zengin Ronalardan burnumuza (o lüks evlerine rağmen) kötü kokular geliyordu. Figen’in aslında Aras Rona’nın (Teoman Kumbaracıbaşı) değil, dedesi sandığı Harun Rona’nın (Ahmet Mark Somers) kızı olabileceğinden şüpheleniyorduk. Nitekim uçkur düşkünlüğü dillere destan Aras bile geçmişte birini hamile bıraktığı iddiasından şüphelendi; Figen’in kızı değil de kardeşi olduğunu anlayıp babası Harun’a çattı. Sempatimizi kazanan tek Rona olan Harun’un silah kaçakçısı olma ihtimaliyle bir darbe almıştık zaten, dedemiz şimdi de sadakatsiz ve sorumsuz çıktı iyi mi.
Mustafa’nın bir zamanlar yanında çalıştığı, hapisten yeni çıkan kabadayı Aziz Ağa (Turgay Tanülkü) ‘80 Darbesi ilgili “Paşa kardeş kavgasına son vermek için yönetime el koydu. Kardeş kavgası bitti, şimdi para kavgası başladı,” diyerek Mustafa’yla birlikte, ‘para kaldırma’ meseleleriyle ilgili bir çatışmanın fitilini ateşledi. Mustafa da hemencecik bir çatışmada vuruldu. Mustafa’nın hayati tehlikesini sezen Figen bir dizi klişesine yakışacak şekilde yerini öğrendiği yaralı Mustafa’yı, peşindeki adamlardan tekneyle kaçırdı. Dolayısıyla bu kaostan uzak tutulmaya çalışılan Figen de artık kaosun tam ortasında. Mustafa tüm sırlarını Figen’e açmak zorunda kalacak gibi.
* Aklı hâlâ tekne kısmında kalanlar çok haklı. Hızır gibi yetişen bir balıkçı dede Figen’e üç saniyelik hızlandırılmış Tekne ve Dümen Yönetimi kursu verdi inanır mısınız. Sıradan görünümlü ana karakterin tam gaz çok lüks bir arabayı kullanarak tüm caddeleri yıka yıka herkesi kurtardığı Hollywood aksiyon filmleri işine baksın bundan böyle. Şaka bir yana, Figen epey havalıydı.
* Bu bölümün nostalji sahnesi pek tatlıydı. Bisikletli bir genç sokakta şarkı sözleri satıyor, onu görenlerse heyecanla sevdiği şarkıların sözlerini satın alıyordu. Her bilgiyi bir tıkla bulabildiğimiz bir dönemde şarkı sözlerine erişimin bile dört gözle beklenmesi çok uzak geliyor, değil mi?
* Figen’in seçilmiş annesi Asuman (Çiçek Dilligil), Figen’in Mustafa’ya olan aşkına başka bir perspektiften bakarak dikkatimizi çekti: “Sen hâlâ hayatın acemisisin. (…) Şimdi gördün ya gariban, çocuklu, kader kurbanı diye, için doldu taştı. Merhameti aşk sandın. Önce deli divane âşık oluruz, sonra bir bakarız, adamın anası oluvermişiz.” İlişki dinamiklerinin toplumsal bir eleştirisini yapacak sandığımız Asuman, akabinde özcü bir yaklaşımla kadının hamurunda analık olduğuna dair bir nutuk çekti.
* Eşini aldatmadığı günlerde de eşini aldatan Aras Rona bu kez kendi zehrini tattı ve eşi Rüçhan (Özge Özberk) ile başka birinin hafif yakınlaştığı bir ana tanık oldu; ona hiç üzülemedik. İlgili baba rolüne bürünmesineyse tıpkı kızı Sevda gibi (Elif Doğan) hiç inanamadık. Ama şöyle bir şey oldu: Sevda, babasını ya acınacak ya nefret edilecek bir figür olarak gördüğünü söylediğinde Aras’tan bir duygu kırıntısı alabildik. Yıllarca gölgelerinde yaşadığı ebeveynlerine yönelik de bir isyan başlatacak gibi. Aras Rona’ya şöyle esaslı bir karakter gelişimi nasip olur mu dersiniz?
* Şimdilik tatlış görünen kabadayı Aziz Ağa “Kurtlar sofrasındayız demiyorum; etrafı sırtlanlarla çevrili olan kurt biziz diyorum” şeklindeki raconlu özlü sözlerle ‘Dilek Taşı’ görünümlü Sırtlanlar Vadisi izlediğimiz hissini verdi. Kabadayıdır, olur böyle replikler de nicedir dile getirdiğimiz gibi mafya dizisine dönmesinden endişeleniyoruz.
* Diğer endişemiz de Mustafa’nın ilerleyen bölümlerde ya da dizinin finalinde ölmesi. Figen’den sonu işçi ana karakterin ölümüyle biten Cüneyt Arkın filmine gelen gönderme, Mustafa’nın küçük kızının anlattığı çizgi filmde de Şeker Kız’ın babasının öldüğü bilgisi buna delalet, bakalım…
* Bu bölüm son bölümlere göre ağır ilerledi diyecekken aklımıza geldi; birkaç kez ekipte değişikliğe gitmiş olan dizinin bu bölüm de senaristi değişmiş. Onun etkisi midir bilinmez, dizi ilk kez farklı şekilde (flashforward’la) açıldı. Böyle geçiş zamanlarında bölümlerin rayına oturmasının zaman alacağını bildiğimizden çok yüklenmeyelim. İyi tarafından bakarsak, dizinin iyice karmaşıklaşmış olay örgüsüne biraz mola, izleyiciye de bir dinlenme oldu. Her bölüm yoğun duygular veya karmaşık olaylar yazarak diziyi yormamak iyi bir strateji. Sürekli duygu tetikleme derdine düşülen dizilerde senaryonun kalitesi de düşüyor malum. Konusunu, dokusunu, oyunculuğunu bir hayli sevdiğimiz ‘Dilek Taşı’nı takip etmeye iştahla devam ediyoruz.
Künye
Kanal: Kanal D
Yapım: Pastel Film
Yapımcı: Yaşar İrvül, Efe İrvül
Yönetmen: Osman Taşçı
Senaryo: Can Sinan (öykü), Erkan Birgören
Oyuncular: Salih Bademci, Hazal Subaşı, Ozan Dolunay, Perihan Savaş, Özge Özberk, Elif Doğan, Teoman Kumbaracıbaşı, Çiçek Dilligil, Ahmet Mark Somers, Fatih Al, Cemal Toktaş, Kürşat Demir, Afra Karagöz, Okan Selvi, Turgay Tanülkü, Lena Naz Kalaycı, Ömer Toprak Yılmaz