Dizicinin Rehberi – Aile: Kim bu tetikçi!
Show TV’de dün 36. bölümü yayınlanan ‘Kızılcık Şerbeti’ne, karakterlerin Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladıkları sahne damgasını vurdu. Bölümün ana teması olan kadın dayanışması izleyiciden tam puan alırken muhafazakârlık adı altında yapılan ikiyüzlülükler de gözlerden kaçmadı.
Geçen haftayı, gözde karakterlerden Nursema’nın (Ceren Yalazoğlu), kendi başına gelenler başka birinin de başına gelmesin diye zamanında onu camdan iten İbrahim’in (Berkay Akdemir) yanına gitmesiyle bırakmıştık. Kaldığımız yerden, gerilim temposu oldukça yüksek başlarız. İbrahim’in müstakbel eşi Mihri (Gizem Yanık), daha önce iyi niyetli olduğuna inanmadığı Nursema’yla birlik olur.
Mütedeyyinlikle karıştırılan muhafazakârlık, muhafazakârlıkla karıştırılan ikiyüzlülük devrinde dizi bu bölümde de toplumun aynası. İbrahim bertaraf edilse de Nursema’nın Mihri’yi kurtarma görevine soyunması ailesi için sorun olur.
Pembe’nin (Sibel Taşçıoğlu) kızı Nursema’ya “Sana ne Mihri’den, sen evinde otur, ağla,” demesiyle Nursema’yla birlikte biz de şok oluruz. Ünalların Nursema’nın başına gelebileceklerden endişe etmesini anlıyoruz; ancak ailecek işi ‘yanında kocası olmadan’ zihniyetine taşırlar. Evin kızının başında erkek olmaksızın hareket edebilmesinin, kendi hemcinsine yardım etmek için elinden geleni yapmasının onların ahlaki sınırlarında yeri yoktur. Ancak haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan olmaya gönülleri vardır. Pembe’nin çocuklarına cinsel eğitim vermeyi çok yanlış anlayıp büyük oğlu Mustafa’ya kadın ayarlamış olmasının da ahlaki sınırlarında yeri vardır mesela.
Nursema’nın böyle bir tehlikeye girmesinin faturasını eşi Umut’a (Serkan Tınmaz) keserler. Abdullah (Settar Tanrıöğen) damadına verdiği ayarın çeyreğini oğlu Fatih’e (Doğukan Güngör) verseydi de Fatih gece macera peşinde koşmak yerine Umut gibi ekmek peşinde koşsaydı. Gerçi diğer oğlu Mustafa kek yapınca üç r’li erkekliği incinen Abdullah şu lafları da sarf etmişti: “Elalemin oğlu gece kadına gider, bu kek yapmaya kalkıyor.” (Belki de ekmek-kek derken asıl olay cinsiyetçilik değil de glüten karşıtlığıdır.)
Bir tek Doğa (Sıla Türkoğlu), Nursema’nın yaptığını kendisinin de yapacağını söyler ki doğrudur; Nursema’nın en kötü günlerinde yanında olmuştu. Nursema şimdi Mihri için gösterdiği bu dayanışmayı Doğa’dan modellemiş olabilir.
‘Kızılcık Şerbeti’, kendinden bekleneni yaptı ve Cumhuriyetimizin 100. yılını bölüme taşıdı. Arslanlar, Ünallar, Ertuğrulgil derken herkesin penceresi bayraklarla, yüzleri neşeyle doldu. Sahneye sözlerini Dr. Selma Çuhacı’nın yazdığı, Erol Evgin’in besteleyip seslendirdiği “100 Yılda Yüz Akıyla” eşlik etti. Ünalların bunu kutlamayacağını düşündürten günümüz kutuplaşmasının yapaylığını hatırlatan oldukça güzel bir mesajdı.
* İzleyicinin eleştirdiği gelişmelerden biri, toksik olmayan erkek kalmamalı şiarıyla hareket ediliyormuş gibi yazılan dizide Ömer’in değişen tavırlarıydı. İlerleyen sahnelerde bu durum Ömer’in hastalığına bağlandı. Beynindeki meğer baloncuk değil de Fatihçikmiş.
* Dayanışma ruhuyla izleyicinin gönlünde taht kuran Nursema’dan incileri alıntılayalım:
“Bir kadın bir kadına hangi koşulda olursa olsun yardım etmeli. Ben, benim yaşadıklarımı yaşamanı istemedim, hepsi bu”; “Benim yanıma kimse gelmedi, ben kaderime terk edildim diye duracak değilim. Bence kimse de durmamalı.”
* Önceki bölümde herhangi bir adli durumda ceza verecek mercilerin bizler olmadığını hatırlatan Ertuğrul bu bölüm İbrahim’in cezasını kendi kesmek ister. Her kurguda tutarsızlık elbet olur, ancak izleyiciler olarak ufak hatırlatmalar yapmaya devam edelim.
Künye
Yayın mecrası: Show TV
Yapım: Gold Film
Yapımcı: Faruk Turgut
Yönetmen: “Ketche” Hakan Kırvavaç
Senaryo: Melis Civelek, Zeynep Gür
Müzik: Ece Ölçer, Serkan Ölçer
Oyuncular: Evrim Alasya, Barış Kılıç, Settar Tanrıöğen, Aliye Uzunatağan, Sibel Taşçıoğlu, Sıla Türkoğlu, Müjde Uzman, Ceren Yalazoğlu, Doğukan Güngör, Feyza Civelek, Serkan Tınmaz, Emrah Altıntoprak, Kayra Şenocak, Berkay Akdemir, Selin Türkmen, Yiğit Kirazcı, Rahimcan Kapkap, Gizem Yanık, Bahtiyar Memili