Fazıl Say’dan gündüze ve geceye adanmış bir albüm

Dünyanın dört bir yanında kapalı gişe konserler, yeni besteler ve bitmek bilmeyen yolculuklar. Fazıl Say tüm bunlara mayıs ayında bir de iki albüm birden sığdırdı. İlki 10 Mayıs’ta ‘Evening’ adıyla yayındı; şimdi ‘Morning’ geldi ve böylece bir seri tamamlandı. İşte karşımızda sabah ve akşam dinlenecek klasiklerden oluşan bir albüm. Aslında bu iki farklı albümün hikâyesi dört yıl öncesine gidiyor. Hikâyenin başlangıcı için 2020 yılına dönelim.

Temelleri dört yıl önce atılan bir albüm

2020 yılında ‘Şu Dünyanın Sırrı’ albümünü yayınlayan Fazıl Say ile yaptığımız söyleşide yeni projeleri hakkında bir ipucu vermişti. Müzisyen, o dönem Türk bestecilerin eserlerinin yorumundan oluşan kayıtlarını da yayınlarken yeni projesinde barok döneme odaklanacağını duyurmuştu. Aradan geçen dört senede Say, daha pek çok çalışmaya odaklanmakla birlikte belirli aralıklarda sabah ve akşam saatlerinde dinlenecek bestelerden oluşan kayıtlar yayınlamaya başladı.

Kayıtlar Türkiye’de daha az bilinen Scarlatti gibi barok dönemin çok önemli bestecilerinin yanı sıra Chopin gibi bilinen ve daha modern dönemden Satie’nin eserlerinden oluşuyordu. Bu serinin bir toplamı olan ‘Morning & Evening’deki besteler Fazıl Say’ın da deyimiyle tam da albümün adına uygun biçimde sabah ve akşam saatlerinde dinlenecek şekilde kurgulanmış. Albümde yer alan besteleri günün herhangi bir saatinde dinlemekte beis yok. Ancak burada vurgulanmak istenen bestelerin dinleyicide yarattığı duygu haliyle ilgili.

24 Mayıs’ta Warner Classics etiketiyle yayınlanan serinin son kısmı ‘Morning’, sadece Türkiye’de değil Avrupa’da da az bilinen Fransız besteci Daquin’in yanı sıra Bach ailesinin başta baba olmak üzere oğullarının eserlerinden oluşuyor. Tabii bununla bitmiyor. 19 parçadan oluşan ve 72 dakikalık dinleme süresine sahip albümde Scarlatti, Mozart, Chopin, Çaykovski, Albeniz ve Fazıl Say’ın da bir parçası yer alıyor. ‘Art of Piano: Winger Morning in İstanbul’ adını taşıyan bestede dinleyicileri bir Beyoğlu sürprizi de bekliyor.

Birkaç ay önce ilk albümlerinden ‘Gershwin: Rhapsody in Blue’yu plak formatında yayınlayan Fazıl Say, bu yeni albüm çalışmasında da müzikseverlere benzeri bir sürpriz yapacak mı? Bu konuda henüz bir açıklama gelmese de albümde yer alan eserleri dijital platformların yanı sıra maddi bir müzik dinleme aracılığıyla dinlemenin keyfinin çok daha özel olduğu su götürmez bir gerçek. Hali hazırda da plak ve CD satışları bir klasik müzik sanatçısından ziyade çok daha popüler isimlerle yarışan Say’ın bir yandan da konserlerinin devam ettiğini belirtelim. Almanya ve İsviçre’de farklı kentlerde sahne alacak müzisyen haziran ayında Antalya, Marmaris ve Ankara’da da müzikseverlerin karşısına olacak.

Charles Aznavour’un şarkıları yeniden hayat buldu