Filmekimi'nde bugün 68 Kuşağı'nın ikonik müzisyeni Joan Baez'in hikayesinden İtalyan usta Nanni Moretti'nin 'Güzel Günleri'ne uzanacağınız 20 filmlik bir seçki var. 'Dört Kız Kardeş', 'Altın Koza'nın İçinde' filmleri de öne çıkan yapımlar.
'
Miri Navasky, Maeve O’Boyle, Karen O’Connor’ın yönettiği belgesel Türkiye’de de çok sevilen bir efsanenin Joan Baez’i dünyasına ve müzik yolculuğuna çok faklı bakıyor. Arşiv görüntüleri ve söyleşilerle müzisyenin kişisel yolculuğu ile yaşadığı dönem arasındaki ilişki kurup Joan Baez efsanesinin nasıl ortaya çıktığını ele alıyor.
Berlin Film Festivali’nde ilk gösterimi yapılan filmde Baez, Martin Luther King Jr. ile insan hakları çalışmalarını anlatıyor, Bob Dylan’la gençken yaşadığı birlikteliğe ve ömrünce yaşadığı duygusal ve psikolojik sıkıntılara dair ilk defa böylesi bir içtenlikle konuşuyor.
2021’de ‘Yol Ayrımı’ ile Fimekimi’ne konuk olan yönetmen Catherine Corsini, Korsika’da geçen bir aile öyküsüyle yeniden festivalde. Cannes Film Festivali’nde ana yarışmada prömiyerini yapan filmde Khédidja, Parisli zengin bir ailenin çocuklarının bakıcılığını üstleniyor. Yaz boyu Korsika’da kalacaklardır; Khédidja’nın ergen kızları da onlara katılır.
15 yıl önce çok fena koşullarda ayrıldıkları bu adaya dönmek hepsi için sarsıcı olacaktır: Kızlar yaz mevsiminin cazibesine kapılıp ilk aşklarını yaşarken Khédidja da karanlık geçmişiyle yüzleşecektir. Çocukluğu Korsika’da geçen yönetmen Catherine Corsini, ‘Eve Dönüş’te duygusal gelgitler ve ergenlik sarsıntılarının yanı sıra aile bağlarını da mercek altına alıyor.
‘Derisini Satan Adam’, ”Güzel ve İtler’ filmleriyle tanınan yönetmen Ben Hania’nın, Tunus’un Oscar adayı ‘Dört Kız Kardeş’i, belgesel ödülü kazanmış sahte bir belgesel olduğu kadar, izleyicisine gördüğü gerçekliği sürekli sorgulatan sahte bir kurmaca. Olfa’nın filme adını veren dört kızından en büyük iki kızı, evi terk edince ailenin yaşadığı acıyı hafifletmesi için yönetmen Kaouther Ben Hania’nın önerisiyle, iki oyuncu kayıp kızların rolünü üstleniyor.
Olfa’nın geride kalan iki küçük kızı da kendilerini canlandırıyor ve ailenin yaşadıkları, acıları ve kaygıları bir terapi seansı gibi perdeye yansıyor. ‘Dört Kız Kardeş’ aile, hafıza, travmaların kuşaktan kuşağa aktarımı, kadın dayanışması, umut ve şiddet gibi kavramlara değinerek toplumsal yapıyı sorguluyor.
2001’de Altın Palmiye’yi kazandığı Cannes Film Festivali’ne onuncu kez katılan İtalyan usta Nanni Moretti, yeni filminde komediye geri dönüyor ve sıkılıp sıkışmış bir yönetmeni canlandırıyor. Ünlü sinemacı Giovanni, 1956’da geçen politik bir film çekmek üzeredir. Ne var ki evliliği sallantıdadır, kızı ona sırtını dönmüştür, üstüne üstlük, yapımcısı da iflasın eşiğindedir. Taşları yerinden oynayan sinema endüstrisi de üzerine tuz biber olunca Giovanni kendini bıçağın sırtında hisseder.
Sanki her şey aleyhine işlemektedir; kendini toplamazsa umutla hedeflediği ‘Güzel Günler’e asla erişemeyecektir. Filmin İtalyanca adı “Il Sol dell’Avvenire”, filmde Giovanni’nin çektiği filmin adı ve İtalyan partizanların meşhur “Fischia il vento” (Rüzgâr Islık Çalıyor) şarkısının sözlerinden alıntı.
Yönetmen Pham Thien An’ın Yönetmenlerin On Beş Günü bölümünde dünya prömiyerini yapan filmi, Cannes Film Festivali’nin En İyi İlk Filmi seçilerek Altın Kamera Ödülü’nü aldı.
Filmin başkahramanı Thien, şaibeli bir motosiklet kazasında ölen kız kardeşinin cenazesini taşradaki memleketlerine götürmek zorunda kalır. Beş yaşındaki yeğeni Dao, bir mucize eseri kazadan kurtulmuştur. Dao’yu da yanına alan Thien, yıllardır görüşmediği ağabeyini bulup yeğenini ona teslim etmek için yollara düşer.