İstanbul Film Festivali’nde ulusal yarışma kaldırılıyor
Filmekimi başladı. Festivalde bugün 20 film var. Günün öne çıkan filmleri arasında FIPRESCI'nin Yılın En İyi Film'i olarak seçtiği 'Sararmış Yapraklar' ve 'kötülüğün sırandanlığı' olgusunu en iyi anlatan yapımlardan 'The Zone of Interest' var
Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu (FIPRESCI) tarafından yılın filmi seçilen Aki Kaurismaki’nin ‘Sararmış Yapraklar’ hazır Filmekimi’ne kadar geliyor, izlememek olur mu! Tesadüfen karşılaşan iki kaybeden. Sığınacak bir liman arıyor ikisi de… Ama hayat bu iyilere hep sorun çıkarıyor, ya da iyiler bir türlü şu zamanın hayatını kavrayamıyor. Sonrası ustanın kendine has sinemasıyla akıp giden bir öykü…
Usta bir yönetmenden daha usta bir yönetmene geçelim. Ken Loach, malum yaşayan en önemli sinemacılardan biri. Bir ara ülkemizde hep aynı filmi çekiyor diye manasız bir şekilde eleştirilmişti ama pandemi sırasında onun hayata dair öngörüleri doğru çıkınca onu eleştirenlerin yüzü kızarmıştı.
Usta belki de son sinema filminde eski bir madenci kasabasının tek pub’ı The Old Oak’ın hikayesi üzerinde göçmen meselesini, zamane dünyasının aşınmış değerleri içerisinde, kendi değerleriyle tutunmaya çalışan insanların dramını anlatıyor.
‘Cennetten Çok Uzakta’, ‘Beni Orada Arama’, ‘Karanlık Sular’, ‘Carol’… Ve karşımızda yeni filmi ‘Bir Skandalın Peşinde’ ile Todd Haynes. Önce Cannes sonra New York Filmi Festivali, şimdi de Filmekimi…
Gracie ((Julianne Moore) ve genç eşi, 20 yıl ince ABD’de günlerce konuşulan bir skandalın iki kahramanıdır. Yıllar sonra Elizabeth (Natalie Portman) Gracie’yi canlandıracağı bir film için onunla tanışmak ister. Oturdukları Georgia eyaletine gider. Eski defterler tabii ki açılır. Elizabeth’in soruları Gracie ile eşinin ilişkilerine yeniden bakmalarına neden olduğu gibi aslında ABD toplumunun skandallarla olan ilişkisinin de kapısını aralar.
Japon yönetmen Hirokazu Kore-eda, çektiği filmler sayesinde artık sinemanın aileden sorumlu bakanı olacak duruma geldi. Bu sefer çocuk-ebeveyn-öğretmen hikayesi üzerinden mesele dahil oluyor.
Minato, annesi ve öğretmeni filmin ana karakterleri. Minato’nun değişen davranışları karşısında ebeveyniniz tabii ki öğretmeni sorumlu tutuyor. Ama bu ne kadar doğru. Kore-ada bize anne, çocuk ve öğretmenin gözünden hikâyeyi ayrı ayrı izletiyor. Kararı da seyirciye bırakıyor.
Yönetmen Jonathan Glazer, 10 yıl sonra sinemaya döndüğü ‘The Zone of Interest’te, Hannah Arendt’in yazdığı ‘Kötülüğün Sıradanlığı’ kitabını sanki sinemada ete kemiğe büründürüyor.
Auschwitz Toplama Kampı’nın kumandanı Rudolf Höss ve ailesinin tüm soykırımın ortasında cereyan eden mutlu hayatlarını anlatıyor. Öyle bir mutlular ki kumandan eşi Hedwig, çocukları ve hizmetkârlarıyla rüya gibi bir hayat sürüyorlar. Martin Amis’in aynı adlı romanından uyarlanan filmin hazmı kolay değil. Ama anlatılan da işte insanın kan donduran karanlık tarafının öyküsü…
Yönetmen İlker Çatak’ın çektiği ve Almanya’nın Oscar adayı filmi, idealist bir öğretmen olan Carla Nowak’ın göreve başladığı lisede yaşadıklarını konu ediyor. Okulda yaşanan hırsızlıklar karşısında sınıfa yerleştirdiği gizli kamera ile hırsızı bulmaya çalışan öğretmenimiz bu olay ortaya çıkınca herkes tarafından suçlu ilan edilir. Hırsızın hiç mi günahı yok diyeceksiniz var elbet ama öğretmen kolay lokma!