Eski dostlar hoş geldiniz, buyurun perde sizin!
11 filmlik bir vizyon haftasındayız. Yeni süper kahramanımız 'Blue Beetle'. 'Carmen' ve 'Suna' özgürlük isteyen kadınların hikayesini anlatıyor. Korku ve gerilim filmlerinin odağında genç çiftler var. Çocuklar 'Kacak Avcılar'da avcıların kabusu oluyor. Animasyon menüsünde kahramlar cirit atıyor!
Karate Kid’in yıllar sonra devamını anlatan ‘Cobra Kai’nin yıldızlarından Xolo Maridueña artık süper kahramanlar dünyasında. Çünkü DC’nin sinemadaki yeni kahramanı Blue Beetle ona emanet edildi. Yönetmenliğini Angel Manuel Soto’nun yaptığı filmin hikayesi aslında Örümcek Adam’ın hikayesini anımsatıyor. Kahramanımız filmde üniversite mezunu olsa ergen. Ve ona emanet edilen bir simbiyotik taşıyıcı sayesinde birden süper güçlere sahip oluyor ve sonrasında macera başlıyor. Doğal olarak ‘Blue Beetle’ bir büyüme hikayesi anlatıyor. Ama aksiyonun bilimkurgunun iç içe geçtiği bir hikaye…
Meksika’dan ABD’ye uzanan zorlu bir yolculuk. Bu yolculukta aşk da cinayet de dans da, özgürlük mücadelesi de var… Benjamin Millepied’in yönettiği filmde memleket sathında pek sevilen Paul Mescal ile Melissa Barrera başrolde oynuyor.
Annesi vahşice öldürülünce Carmen, Meksika’dan ABD’ye tehlikeli ve yasadışı bir yolculuk yapmak zorunda kalır. Ancak grubundaki diğer iki göçmeni soğukkanlılıkla öldüren kanunsuz bir gönüllü sınır muhafızı ile karşı karşıya kalır. Sınır muhafızı ve devriye ortağı Aidan ölümcül bir açmazın içine girince, Carmen ve Aidan birlikte kaçmak zorunda kalır.
‘Kasap Havası’ filmiyle gönlümüzü fetheden yönetmen Çiğdem Sezgin’in pandemi sırasında çektiği ‘Suna’, geçimini hasta bakıcılığı ve temizlikçilik yapan 50’li yaşlarındaki Suna’nın erkek egemen dünyada varoluş hikayesini anlatıyor.
Yıllar önce evini kaptan Suna, kimi zaman akrabalarında kimi zamansa arkadaşlarının yanında kalır. İmam nikahıyla Veysel ile evlendirilen Suna, İstanbul’dan ayrılarak Veysel’le ıssız bir köyde yaşamaya başlar. Kocasının her ihtiyacını karşılayan Suna, onunla aynı yatağı paylaşmayı istemez. Bir kadını dört duvar arasında erkek egemen dünyadaki hapislik hayatı da böylece başlar. Nurcan Eren, Tarık Papuççuoğlu’nun başrolde oynadığı film trafik kazasında kaybettiğimiz sinema yazarı meslektaşımız Cüneyt Cebenoyan’a ithaf edilmişti.
Kendilerine The Collective adını veren bir grup dürüst suikastçı, dokunulmaz milyarderlerden oluşan bir ağ tarafından desteklenen bir insan kaçakçılığı çetesini hedef alır. Ancak grup, çok geçmeden kendilerini köşeye sıkışmış halde bulur. Bu durumun ardından ekibin, kolektifin en önemli görevini gelecek vadeden, çaylak suikastçı Sam Alexander’ın ellerine teslim etmekten başka seçeneği yoktur.
Lucas Till, Tyrese Gibson, Ruby Rose ve usta aktör Don Johnson’un rol aldığı film Tom DeNucci imzasını taşıyor.
200. yılını kutlayan ünlü bir konyak markasının yüzü olmayı kabul eden meşhur romancı Stéphane Belcourt, 35 yıl sonra ilk kez memleketine döner. Önce beklediği kültür şokunu yaşar, ardından da ilk aşkının oğlu Lucas’yla tanışır. 17 yaşından anılar bir anda zihnine üşüşür… Stéphane’ın ilk aşkının adı Thomas’dır, her romanında kendine yer bulur Thomas. Philippe Besson’un Türkçeye de aynı adla çevrilen romanının sinema uyarlaması 1984’ten günümüze uzanarak cinsel uyanışın, ilk aşkın, kalp kırıklığının, utancın ve imkânsız bir aşkın acı-tatlı bir portresini çiziyor. İstanbul Film Festivali’nde de gösterilen Olivier Peyon’un yönettiği filmin kadrosunda Guillaume De Tonquédec, Victor Belmondo, Guilaine Londez yer alıyor.
Ross Venokur’un yönettiği animasyon ‘Kahraman Yarışçılar’, hayallerini gerçekleştirmek için yarışlara katılan Zhi’nin hikayesini konu ediyor. Tatlı bir pigme lemur olan Zhi’nin en büyük hayali başarılı bir yarışçı olabilmektir. Artık hayallerini gerçekleştirmek isteyen Zhi, bu amaçla büyükannesinin yanından ayrılarak İpek Yolu rallisine katılmaya karar verir. Zhi, içlerinde denizatı, tavus kuşu ve kurdun de yer aldığı dünyanın dört bir yanından gelen rakiplerle karşı karşıyadır.
Haftanın ikinci animasyon filmi Andrey Kolpin imzasını taşıyor. Filmde Mucizeler Krallığı’nı ele geçirmek isteyen Buz Canavarı ile ondan hem intikam almak hem de krallığı korumak isteyen Kaşi adlı savaşçının mücadelesi anlatılıyor. Ki krallığın sakinleri insanlar ve periler olduğu için bu mücadele sihir de büyü de var.
Gelelim haftanın yerli korku gerilim filmlerine. İlki ‘Havas İlm-i Cin’. Hasan Gökalp’in yazıp yönettiği Fırat Kahraman, Elif Çapkın, Selçuk Kılıç’ın rol aldığı filmin iddiası Mardin’in Nusaybin ilçesinde yaşanmış gerçek bir musallat vakasını anlatması. Genç bir adam olan Ali, geceleri paranormal olaylar ve kabuslar yaşar. Musdarip olduğu bu durumdan dolayı gece yarısı sık sık panik içinde uyanan Ali, yaşadıklarından kurtulmanın yolunu arar. Çok geçmeden Ali’nin yaşadığı bu olaylar, nişanlısı Sinem’i de etkisi altına alır. Gün geçtikçe daha kötü durumlarla karşılaşan çiftin yaşadıkları, korkunç sonuçlar doğurmaya başlar.
Yeni evlenen Eray ve Asiye tavla oynarken bir iddiaya girer, kaybeden kişi diğerini tatile götürecektir. İddiayı Eray’ın kaybetmesi sonucu eşi Asiye’yi beğendiği bir otele tatile götürür. Otel sahibi Atilla, beyefendi görünümlü biridir fakat aslında sadist, mazoşist bir adamdır. Cinleri yakalayıp onları otele konuk ettiği misafirlere musallat eder.
Yönetmen Andres Beltran’ın çektiği Carolina Gaitán, Allan Hawco, Sebastian Eslava’nın rol aldığı filmin odağında da bir çift var. Fakat bunlar boşanmak üzere olan bir çift.
Evliliklerinde sorunlar yaşayan Amerikalı bir çift, bir konferans için Kolombiya’ya gider. Konferans dışındaki sürede yağmur ormanlarında yürüyüş yapmaya karar veren çift, bu sırada bir fırtınaya yakalanır ve kendilerini bir bataklığa hapsolmuş halde bulurlar. Kapana kısıldıkları bataklıktan kurtulmak için çabalayan çift, ormanın korkunç unsurlarıyla savaşacaklar ve hayatta kalmak için birlikte çalışmak zorunda kalacaklardır.
Ormana kaçak avcılık için gelen avcıların kabusu olan çocukların hikayesi… Hafta sonunu çocuklarıyla birlikte eğlenceli bir şekilde geçirmek isteyen bir aile, ormanda kamp yapmaya karar verir. Lakin bir anlık dalgınlık sonucu çocuklar kaybolur. Kaybolan çocuklar ailelerini bulmak için çabalarken, ormana kaçak avcılık için gelen avcılara rastlarlar ve onların kabusu olurlar.
Fatih Yıldırım’ın yazıy yönettiği, Emir Erol, Nisa Duru Yazan, Altuğ Seçkiner’in rol aldığı film, çocukları odağına alan bir aile komedisi.