Trump’ın geçmişi, Monte Cristo Kontu’nun görkemli gizemi
Sinemalarda 11 filmlik bir hafta: 'Venedik'te Cinayet Var' haftanın iddialısı. Dedektif Hercule Poirot'ya emeklilik yok. Kıbrıs'ta Derviş Zaim'in kamerasından dolandırıcıların şahıyla tanışıyoruz. 'Güvenli Bir Yer' bağımsızcılara göz kırpıyor! 3, 2, 1 beyazperdede film başlıyor.
‘Doğu Ekspresi’nde Cinayet’, ‘Nil’de Ölüm’den sonra oyuncu ve yönetmen Kenneth Branagh, Agatha Christie uyarlamalarına devam ediyor. Sırada Christie’nin ‘Elmayı Yılan Isırdı’ adlı romanının uyarlaması olan ‘Venedik’te Cinayet’ var.
Malum ünlü dedektifimiz Hercule Poirot yorulmuştur ve emekli olmaya karar verir. Ama işinizi ustalıkla yapıyorsanız sistem buna izin vermez. (En azından eskiden dünya böyleydi.) Emekli olunca yolunu Venedik’e düşüren Poirot, biraz da zorunluluktan yıkıntı içindeki ve hayaletlerle dolu bir şatoda düzenlenen spiritüel seansı ziyaret etmek zorunda kalır. Misafirlerden biri öldürülünce iş başa düşer ve dedektifimiz de bu cinayeti çözmek zorunda kalır.
İki uyarlamadan alnının akıyla çıkan Kenneth Branagh, sırlı bir maceranın içinden bizi zekasıyla çıkarmayı başarıyor. Michelle Yeoh, Jamie Dornan, Kelly Reilly’in de aralarında bulunduğu yıldızlar topluluğu bu macerada bize eşlik ediyor. Agatha Christie’yi sevenlerin memnun edecek türden bir macera…
Hırvatistan’ın Oscar adayı olan ‘Güvenli Bir Yer’ senaryosunu yazıp hem yönetmenliğini hem de başrolünü üstlenen ve Saraybosna Film Festivali’nde En İyi Yönetmen, En İyi Oyuncu Ödülleri’ni kazanan Juraj Lerotić’in ilk filmi. Akıl sağlığı sorunlarının aile bağlarını nasıl etkilediğine dair hassas bir keşif niteliği taşıyan ‘Güvenli Bir Yer’, samimi, gerilimli, yürek burkan bir film. Lerotić’in kendi hayatından esinlendiği otobiyografik bir aile dramı.
Sanki başka kimsenin göremediği bir savaş yürütmeye başlayan bu ailenin tüm fertlerinin hayatı birden ve kökten değişir, çünkü Damir intihar girişiminde bulunmuştur. Damir’in annesiyle kardeşi 24 saat boyunca onu hem kendisinden hem de düşmanca buldukları sistemden korumaya çalışacaktır.
‘Tavuri’, hayatının yarısını hapishanede geçiren, ‘Şeytan’ lakaplı Mustafa Serttaş aracılığıyla suç, suça bağımlılık, toplum ve özgürlük temalarını sorguluyor. İlkokulu bitirmemiş olan Mustafa Serttaş, Kıbrıs’ta yoksul ve parçalanmış bir ailede yetişmiş ve çocukluğundan itibaren hırsızlığa başlamıştır. Zamanla bu alışkanlığı bir tutkuya dönüşmüştür.
Yönetmen Derviş Zaim, Mustafa Serttaş’ı sekiz yaşından beri tanıyor. Zaim, Serttaş’ın hayatının son beş yılını filme almayı başarmış; çekimlerin bir kısmı Serttaş hapisteyken gerçekleştirilmiş. Filmin başında yönetmen, eski arkadaşını hapishanede ziyarete gelir ve böylece aklında bazı sorular olduğunu öğreniriz: Tavuri hapishaneden çıktıktan sonra yeni bir hayat başlatabilecek midir, yoksa yavaşça kendi sonunu mu hazırlayacaktır? Ülkenin en büyük dolandırıcısı olmasına rağmen ona yönelik bir merhamet geliştirmek mümkün müdür?
Anna Todd After’i ilk olarak wattpad üzerinden paylaştığı romanı 2014’de yayımlanınca yeni neslin gözdesi olmuştu. Tessa ile Hardin’in aşk hikayesinin anlatıldığı romanın tabii sinemaya uyarlaması da gecikmedi. İlk film ‘After’, 2019 vizyona girdi ve beklendiği gibi büyük ilgi gördü. Sonra da devamı geldi. ‘After: Her Şey’ serinin beşinci ve final filmi…
Son filmde Hardin’in Tessa’dan ayrıldıktan sonra yaşadığı buhranlı dönemi izliyoruz. Kitabını yazma motivasyonu bulamayan Hardin, Tessa’dan sonra eski defterleri açıp Portekiz’e gider. Ama hala aklında Tessa’la vardır. Lakin bu yolculuk onu pek tabii değiştirecektir.
Çocuğu olan ebeveynlerin aşina olduğu bir animasyon dizi ‘Mucize: Uğur Böceği ile Kara Kedi’. Fransız yapımı olan animasyon gördüğü ilgi üzerine beyazperdeye transfer oldu.
Hikayemizin kötüsü Atmaca Güve. Tüm kötüler gibi ihtirasla dünyayı ele geçirmeye çalışıyor. Lakin Parisli iki genç Marinette Dupain-Cheng ve Adrien Agreste de onun planlarını bozuyor. Çünkü bu iki gencin süper güçleri var ve Uğur Böceği ile Kara Kedi’ye dönüşebiliyorlar. Jeremy Zag imzalı animasyor hikayeyi başa sarıp bu iki gencin tanışmasına ve sonrasında güçlerini keşfetmesine odaklanıyor.
Haftanın bir diğer animasyonu… Uzakdoğu diyarlarından gelen, kötülerle mücadele ve kendini bulma hikayesi diyelim… Topraklarını korumak için zorlu bir mücadeleye girişen Usta Tang’ın hikayesini izliyoruz. Hikayemiz de şöyle: Çok uzun zaman önce, Doğu topraklarında şeytanlar kol gezmişti. Önceki yaşamında Buddha Rulai’nin ikinci çırağı olan Usta Tang, Batı’daki Leiyin Tapınağı’na Doğu topraklarını arındırmak için kutsal yazılar getirmeye yemin eder.
Animasyon açısından seçenek çok bu hafta. Üçüncü filmimizin yönetmenleri Leon Ding, Yongchang Lin. Filmde, Jade ve kahraman savaşçı Magnus’un, Qin hanedanına karşı güçlerini birleştirmeleri ve bu esnada birbirlerine aşık olmaları anlatıyor. Savaşta takım arkadaşı olan bu ikili aşklarını yaşamak için barışı getirmek zorundadırlar. Yani barışa göz kırpan mücadele filmlerinden.
İşte o gün geldi. Bir uzaylıların istilasını görmedik diyenler vardı. Sinemada bir Türk filminde bu istila gerçek oluyor. Mehmet Ali Zaim’in yönettiği filmde uzaylıların pek suçu yok. Çünkü dünya dışı varlıkları arayan hatta bulan bir adam ile karısını hikayesini izliyoruz. Tabii dünya dışı varlıkları bulunca adamımız ortadan kayboluyor. Karısı da onu aramaya koyuluyor. Tahmin edileceği üzere onlar da bu aramayı karşılıksız bırakmıyorlar.
Geldik haftanın yerli korku gerilim filmlerine. İlki adından da anlaşılacağı gibi yılbaşında geçen bir kabus hikayesi. Neden daha yılbaşına üç ay varken vizyona girdi derseniz, biz de bilemiyoruz. Filmimizin hikayesi şöyle: Bir yılbaşı gecesi eğlencesi için toplanan gençleri, gecenin ilerleyen saatlerinde kötü bir sürpriz beklemektedir. İşte o sürpriz bütün geceleri mahveder! Fragmanı izleyip kararı kendiniz verin deriz. Buğra Kekik’in yönettiği filmde Yağmur Demircioğlu, Gülşah Büktür, Tuncay Gençkalan rol alıyor.