Konser takvimi ısınıyor: Etkinlik programına açık hava mekânlar ekleniyor
Pazartesi sendromunu aşmanın bir yolu da güzel müzikler dinlemek olsa gerek. Rotamıza takılan güncel şarkıları ve albümleri sizin için derlediğimiz yeni bir seriye başlıyoruz. Klasikten minimale poptan rock müziğe her türe açık yeni serimize başlıyoruz.
Kendimizi bildik bileli Türkiye hep zorlu zamanlardan geçiyor. Her dönemeç çok kritik. Gerilimler, saldırılar ve yasaklar çok iyi bir hayat olmasa bile en azından rutini yakalamak isteyen insanların beklentisinden dahi çok uzakta. Kendisini hissettirmeye başlayan bir bahar mevsimi için bu girişi biraz karamsar bulanlar için sanatın iyileştiriciliğini hemen hatırlatalım. Bu bölümde ise payımıza düşen müzik. Türkiye’nin özellikle bu son on yılı elbette bir şekilde müziğin de konusu oldu.
Türkiye’nin içinden geçtiği şiddet ve terör sarmalı sonrası Fazıl Say bir çello konçertosu bestelemişti. ‘Never Give Up / Asla Vazgeçme’ adını verdiği bu bestesini son dönemin en ünlü çellistlerinden Camille Thomas seslendirmişti. ‘Voice of Hope’ isimli albümde yer alan ve Türkiye’yi derinden etkileyen terör saldırılarından hayatını kaybeden kurbanlara adanan beste tüm dünyada ses getirmeyi başarmıştı.
Fransız çellist Camille Thomas’nın seslendirdiği ‘Never Give Up’ isimli konçertonun da içinde yer aldığı ‘Voice of Hope’ albümü Deutsche Grammafon etiketiyle plak formatında yayınlandı. Geçen yıl aralık ayında İstanbul’da Borusan Quartet ile verdiği konser öncesi bir söyleşi gerçekleştirdiğimiz Camille Thomas, plağın müjdesini vermişti. Üstüne bir de ‘Chopin Project’ isimli yeni bir albüm çalışmasını da duyurmuştu. Geçen süre zarfında Thomas, her iki vaadini de gerçekleştirdi. Chopin kayıtlarına ileride değineceğimizden şimdi çiçeği burnunda plağı ‘Voice of Hope’ üzerine biraz daha durmak istiyorum.
Ses kaydı açısından müzikseverlerin en iyi seçeneği plak mıdır? Bu sorunun cevabını çok da önemsemeyen biri olarak plakları bir yaşanmışlığın ve sanatçının anlatmak istediği şeylerin bir manifestosu olarak görüyorum. Aslında bunu genel olarka albüm projeleri için de söylemek pek alâ mümkün. Thomas’nın ‘Voice of Hope’ albümü de bunlardan biri. Plağınının jelatininden heyecanla kurtulduktan sonra kapağı açtığımızda albümdeki parçalara ve projenin temasına dair sanatçının fikirlerini okuma fırsatını buluyoruz.
6 Şubat’ta yaşadığımız deprem sonrası Türkiye için Avrupa’da yardım konserleri düzenleyen ve bu konserlerden elde ettiği gelirin tamamını Türkiye’ye bağışlayan Thomas, plağında da Türkiye’nin özellikle 2015 ve 2016 yıllarında yaşadığı terör saldırıları karşısında duyduğu üzüntüyü bu trajik olaylar sonrası bestelenen ‘Never Give Up’ konçertosu ekseninde müzikseverlerle paylaşıyor. Ancak albüm elbette ‘Never Give Up’ ile sınırlı değil. Osmanlı’nın son dönemlerinde başlatılan Batılılaşma hamleleri çerçevesinde İstanbul’a gelen Giuseppe Donizetti’nin kardeşi Gaetano Donizetti’nin büyük eseri ‘Una Furtiva Lagrima’ albümün en dikkat çekici yorumlarından biri. Albümde Maurice Ravel, Gluck, Dvorak, Verdi, Henry Purcell gibi büyük bestecilerin eserlerinin yanı sıra ‘Kol Nidrei’ gibi geleneksel İbrani ezgileri de yer alıyor.
Günümüzün en önemli piyanistlerinden biri olarak kabul edilen Ludovico Einaudi, 12 ve 13 Haziran’da Zorlu PSM’de üç yıllık bir aranın ardından yeniden İstanbullu müzikseverlerle buluşacak. Aslında bu büyük buluşma 7 ve 8 Şubat’ta gerçekleşecekti. Ancak deprem sonrası konser ileri bir tarihe ertelenmişti. 2013 yılında Zorlu PSM’nin açılış konserini de gerçekleştiren Ludovico Einaudi, Mercan Dede ile yaptığı projelerle de uzun süredir Türkiye’deki dinleyicilerin radarında.
Son yılların ses getiren filmleri ‘Intouchables’ ve ‘Nomadland’ın da müziklerine imza atan Ludovico Einaudi, bir süre önce duyurduğu yeni projesi ‘Undiscovered’ serisini beslemeye başladı. İtalya’nın 2. Dünya Savaşı sonrası ilk cumhurbaşkanı Luigi Einaudi’nin torunu, ülkesinin en önemli kitap yayıncılarından olan Einaudi’nin sahibi Giulio Einaudi’nin oğlu olan besteci, dünya genelinde de minimal müziğin en önemli temsilcileirnden biri olarak kabul ediliyor. Öncülük ettiği bu minimal melodilerin daha az bilinen bestelerini ‘Undiscovered’ serisi kapsamında 2020’den bu yana yayınlamaya başlayan Ludovico Einaudi, projenin ikinci safhasında.
“Undiscovered 2′ olarak adlandırılan serinin ilk parçası ‘Room’ oldu. Einaudi’nin ilk olarak 2009 yılında kaydettiği şarkı, yeni düzenlemesiyle dinleyicinin karşısında. Serinin bundan sonraki şarkıları da şimdiden merak konusu. Kariyerinin en üretken döneminde olduğunu söyleyebileceğimiz Einaudi’nin yakaladığı bu ivme, uluslararası şöhretiyle de doğru orantılı bir şekilde ilerliyor. Universal Music’e bağlı Decca’dan çıkan tekli, ‘Undiscovered 2’ albümünün de böylece işaret fişeği oldu.
Bazı şarkılar vardır; “keşke o da söylese” diye geçiririz içimizden. Feridun Düzağaç’ın en özel şarkılarından biri olan ‘Alev Alev’ de bunlardan biri. “Acaba Teoman nasıl söylerdi?” diye düşünüp dururken nihayet cevabı geldi. Feridun Düzağaç’ın en sevilen şarkılarının yeniden yorumlandığı ‘Coverbank’ albümü dinleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor. Albümün ilk şarkısı Feridun Düzağaç’ın 2003 yılında yayınladığı ‘Orijinal – Altyazılı’dan geldi. Albümün en unutulmaz şarkılarından biri olan ‘Alev Alev’i Teoman seslendirdi. Şarkının bir 20. yıl kutlaması olarak da nitelendirebileceğimiz bu olay haftanın yenileri arasında en dikkat çeken çalışmalardan biri oldu. Düzenlemesini Safa Hendem’in üstlendiği bu yorum sonrası bakalım bizi hangi şarkı ve hangi sanatçının yorumu bekliyor.
Teoman’ın ‘Alev Alev’ yorumunun yayınlandığı gün, Mabel Matiz de merakla beklenen beşinci albümüne dair bir ipucuyu paylaştı. Geçen ay ‘Aferin’ şarkısını dinleyiciyle buluşturan Mabel Matiz, mayıs ayını da boş geçmeyerek ‘Uçkun’ adlı bestesini yayınladı. Türkiye’nin güncel politik tartışmalarına göndermeler içeren kuru soğanlı ve en büyük beklentimiz toplumsal huzur temalı şarkı, tahmin edilebileceği üzere kısa sürede hem çok dinlenilen hem de çok konuşulan bir şarkı olmayı başardı. Klibi Mardin’de çekilen ‘Uçkun’, Mabel Matiz’in kökleşmiş müzikal üslubunun güzel bir örneği olarak haftanın kazanımları arasında yerini aldı. Hello Psyhaleppo ile bir rap düeti de içeren şarkı bu yönüyle Mabel Matiz açısında bir yenilik de içeriyor. Yeniliklere imza atma konusunda oldukça cesur bir sanatçı olan Mabel Matiz benzeri bir adımı 2021’de pandemi şartlarında gerçekleştirilen 28. İstanbul Caz Festivali kapsamında sahne aldığı Harbiye Açık Hava’da da atmıştı. 24 Eylül 2021 tarihinde gerçekleşen konserde Mabel Matiz’e Niels Broos eşlik etmişti. Moda tabirle füzyon bir performans olan konser, hafızalardaki yerini korumaya devam ediyor.
Huzurlarınızda Ed Sheeran’ın yedinci albümü ‘Substract’
Geçen hafta ayrıntılı bir biçimde 10 Haber‘de duyurduğumuz Ed Sheeran’ın yedinci albümü ‘Substract (-)’ı da bu listede es geçmek olmaz. İngiliz müzisyenin trajedilerle dolu son bir yılının mahsülü olarak da nitelendirebileceğimiz albüm, tıpkı Teoman ve Mabel Matiz’in şarkıları gibi 5 Mayıs’ta dinleyiciyle buluştu.
Warner Music etiketiyle yayınlanan albüm, karanlık atmosferi ve hüzünlü sözleriyle dikkat çekiyor. Hamile eşinin kansere yakalanması, en yakın arkadaşının ani vefatı ve son olarak da gündemi bir süredir meşgul eden intihal suçlamaları arasında Ed Sheeran, 14 parçadan oluşan bu özel albümü yayınladı. Marvin Gaye’in şarkısından intihal yaptığı suçlamasıyla yargılandığı dava nedeniyle müziği bırakma eşiğine gelidğini belirten Sheeran neyse ki geçen hafta suçsuz bulundu. Yaşadığı buhranlı dönemin bir eseri olan yedinci albümünü ‘Curtains’ şarkısıyla dinleyicilere takdim eden Sheeran, şaşalı bir tamıtım kampanyası yerine daha olgun ve sakin bir tavırla bu hüzünlü albümünü duyuruyor. ‘Eyes Closed’, ‘Salt Water’ ve ‘Boat’ albümün öne çıkan şarkıları arasında yer alıyor.