David Gilmour’un 34 yıl önceki Türkiye tatili ve şehir efsaneleri
Pink Floyd'un Avrupa'daki yoğun turne programı sırasında yolda bestelediği şarkılardan oluşan 'Wish You Were Here' sadece grubun değil 20. yüzyılın en önemli albümlerinden biri olarak karşımızda. Ve şimdi 50 yaşına girdi.
Dün 10Haber’de plak şirketi Sony Music’in Pink Floyd’un müzik kataloğu için 500 milyon dolar ödemeye hazır olduğuna dair bir haber vardı. Anlaşılan görüşmeler olumlu ilerliyor. Gerçi müziğin iki büyük ismi ve egosu Roger Waters ile David Gilmour’un muhtemel sürtüşmeler insanı ister istemez daha ihtiyatlı olmaya sevk ediyor.
Katalog muhtemelen 1973 çıkışlı ‘Dark Side of Moon’ ve öncesindeki albümleri karşılayacak. Geçen yıl bu albümün 50. yılını Floydianlar coşkuyla kutlarken biz de bir yazıyla saygı duruşunda bulunmuştuk. Satışa konu olan kataloğun içinde yer alıp almadığı henüz netleşmeyen 1975 çıkışlı ‘Wish You Were Here’ de 12 Eylül’de 50. yaşına girdi.
1970’lerin ilk yarısı Pink Floyd mitinin müzik dünyasında yavaş yavaş yer etmeye başladığı bir dönemdi. Grubun kurucusu Syd Barrett’in 1968’deki tartışmalı ayrılığıyla eksilen grup önce ‘Ummagumma’ albümünü ardından da sırasıyla ‘Atom Heart Mother’, ‘Meddle’ ve ‘Obscured by Clouds’u birer yıl arayla yayınlamıştı. Bu istikrarlı üretim süreci 1973 yılına gelindiğinde ‘Dark Side of the Moon’ gibi bir başyapıtla taçlanacaktı. 50 yıldır dünyanın en çok dinlenen albümlerinden biri olmayı sürdüren ‘Dark Side of the Moon’ yoğun ilgi gören bir Avrupa turnesiyle taçlanmıştı. Grup uzun yolculukların acısını gördüğü yoğun ilgiyle çıkarıyordu.
Pek çok grup için bu turne yolculukları yeni albümleri üzerine konuşmak ve hatta çalışmalara başlamak için iyi bir fırsattır. Pink Floyd için de öyle oldu. Avrupa şehirlerini -tabii bloğun batısında kalanlarını- turlarken yolda geçen vakitlerinde grup üyeleri müstakbel albümlerinde yer alacak beş şarkıyı şekillendirmişti bile. 43 dakikadan oluşan ve ‘Wish You Were Here’ adını taşıyan albüm grup üyelerinin görüşmedikleri eski dostları Syd Barrett için de bir saygı duruşuydu. Albümde yer alan ‘Wish You Were Here’ ve ‘Shine on You Crazy Diamond’ doğrudan Syd Barrett ve ona duyulan başta özlem olmak üzere çeşitli duyguların tezahürüydü.
‘Wish You Were Here’in müzisyenlerin mâbedi Abbey Road’daki kayıtları esnasında stüdyo davetsiz bir misafir gelir. Kel ve şişman bu kişinin Syd Barrett olduğunu anlayan grup üyeleri kısa bir şok ve ardından gözyaşlarıyla adeta bir duygusal patlama yaşar. Nisan 1968’de gruptan ayrılan Barrett’i ilk görüşleridir bu ve işin daha trajik yanı son görüşleri de olacaktır. Elbette hiç kimse bunun bir son olacağını bilemezdi. Barrett neden stüdyo geldi? Bu sorunun cevabı yok.
Grup üyelerinin heyecanla dinlettiği albüme dair düşüncelerini de bilmiyoruz zira hiçbir tepki vermemeyi tercih etmiş. 1975’teki bu son buluşmadan sonra Pink Floyd için kapıda çalkantılı günler olsa da her şey iyi gitmeye devam etti. Syd Barrett ise birkaç müzikal denemede istediği ilgiyi göremedi. İyice kabuğuna çekildi. 2000’lerde annesiyle pazarda alışveriş yaparken yayınlanan bir fotoğrafındaki son hali Floydianlar için üzücü bir görüntüydü. Neticede 7 Temmuz 2006’da hayatını kaybetti. aradan geçen 36 yılda hiçbir grup üyesiyle görüşmemişti.
Bu hüzünlü ilk ve son buluşmadan sonra grup albümü Syd Barrett’a adar. Bu kararda sevgi ve özlemin yanı sıra belki de biraz vicdani rahatsızlık da vardır. Sonuç olarak müzik dünyasına beş şarkılık bir başyapıt çıktı. 12 Eylül 1975’te yayınlanan albüm o dönem eleştirmenlerin gözünde “eh işte” kıvamındaydı. Zira ‘Dark Side of the Moon’ çıtayı arşa çıkarmıştı. Ancak “zaman her şeyin ilacıdır” derler ya; tam öyle oldu. Kendi içinde dokuz bölüme ayrılan ve albümde iki ayrı parça halinde yazılan ‘Shine On You Crazy Diamond’u bir bütün sayarsak ‘Wish You Were Here’de hepi topu dört şarkı vardı ve dördü de hit olmayı başardı.
Spotify verilerine göre Pink Floyd’un ‘Another Brick in the Wall’ ile birlikte en popüler şarkısı bu albümle aynı adı taşıyan ‘Wish You Were Here’. 50 yaşına giren albümde Syd Barrett’e adanan ‘Wish You Were Here’ ve ‘Shine on You Crazy Diamond’ın yanı sıra öne çıkan bir şarkı daha var: ‘Welcome to the Machine’. 1975’ten geleceğe bir yergi olan şarkı o dönem yeni yeni tartışılmaya başlayan “yabancılaşma” kavramınının yanı sıra “tek tipleşme”ye dair de çarpıcı bir eser. 2024 yılında dünyanın geldiği noktayı düşündüğümüzde şarkının zamansızlığı ve haklılığını katlanarak arttığını görüyoruz.
Pink Floyd diskografisinde çok özel bir yere sahip olan ‘Wish You Were Here’ Pek çok listede de 20. yüzyılın en önemli albümleri arasında gösteriliyor. Şarkıları turnede ortaya çıkan ve kayıt esnasında duygusal anların yaşandığı albüm “zamansız olma” konusunda da ders verecek konumda. Başlığı “Keşke burada olsaydın” olan bir albüm nasıl bir mesaj vermek istediyse tam olarak onu yapan ‘Wish You Were Here’, 1979 çıkışlı ‘The Wall’a kadar grubun yaptığı en iddialı çalışma olmayı sürdürecekti.