Konser Kurdu özel bir konser için Ankara yolcusu
İstanbul dün gece bir dünya yıldızını ağırladı. Yaşayan en büyük tenorlardan Placido Domingo, İş Bankası'nın 100. Yılı Gala Konseri'nde sanatseverlerle buluştu. Konserde Tenor Murat Karahan, soprano Elena Stikhina ve BİFO da sahnedeydi.
İstanbul bol yıldızlı konser sezonunun en özel isimlerinden birini ağırladı dün gece. Yaşayan en önemli tenorlardan Placido Domingo Volkswagen Arena’daydı. İş Bankası’nın 100. yılı şerefine düzenlenen bu gala konserine 10Haber ekonomi şefi Ruhi Sanyer ile birlikte katıldık. İTÜ-Maslak metro durağından yokuş aşağı yürürken bahar havasının tadını çıkarırken hazır işin uzmanını bulmuşken ekonomik göstergelere dair sorularımı sordum. Ancak konu bir şekilde yine sanata geldi. Geçmişte farklı kentlerde izlediği böylesi büyük konserleri anlatırken bir yandan yürüyor bir yandan da Ayazağa yolundaki trafikte tıkılıp kalanlara bu sefer de biz üzülüyorduk. Derken günlerdir heyecanla beklediğimiz konserin gerçekleşeceği Volkswagen Arena’ya ulaştık.
Belki klişe olacak ama karşımızda adeta bir şıklık yarışı vardı. Zarif hanımefendi ve beyefendiler bilet kontrolünün ardından salona girerken ben Ruhi abinin kolundan çekiştirip plak satılan tezgaha gittim. Andrea Bocelli, Maria Callas, Mario Lanza ve daha nicesinin plakları karşımda duruyordu. Geçenlerde Ertuğrul Özkök’ün de yazısında bahsettiği ‘Il Tamerlano’ plağına denk geldim. “çıkışta alırım” diyerek plağı bıraktım. Ruhi Sanyer’i de daha fazla bekletmeden içeri girdik. Ancak kader bizi burada ayırdı. Tahmin ettiğimizin aksine koltuklarımız farklı yerlerdeymiş. Yerlerimize geçtik; ve o anons: “Konserin başlamasına bir dakika kaldı”
Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO) sanatçıları tek tek sahnedeki yerlerini aldı. Onları, bu güzide toplulukla ilk sezonunu geride bırakan şef Carlo Tenan takip etti. Orkestra, konserin açılışını Verdi’nin ‘La Forza del Destino’ operasındaki giriş bölümü ‘Sinfonia’ bölümüyle yaptı. İcra biter bitmez konsere yetişemeyenler içeriye alındı. şimdi herkesin beklediği o an gelmişti. Yaşayan efsane alkışlarla sahneye geldi. Sahnede olmaya duyduğu derin aşk, attığı her adımda bunu hissettiriyordu. Domingo, alkışlar kesilir kesilmez yine İtalyan besteci Giuseppe Verdi’den ama bu kez ‘Macbeth’ operasında ‘Perfidi’yi seslendirerek neden efsane olduğunu gösterdi.
1941 Madrid doğumlu Placido Domingo aryasını seslendirdikten sonra sahneden ayrılırken kenarda onu bekleyen bir isim vardı. Türkiye’nin dünya çapındaki tenoru Murat Karahan, büyük ustayı karşıladı ve selamlaştı. Avrupa’nın en prestijli salonlarında defalarca başrolde sahne alan tenor Murat Karahan, performansına anlamlı bir eserle başladı. Mustafa Kemal Atatürk’ün Sofya’da ataşe olarak bulunduğu dönemde izlediği ve çok beğendiği İtalyan besteci Giacomo Puccini’nin ‘Tosca’ operasından en sevilen aryayı seslendirdi sanatçı. Bu arya Atatürk’ün de en sevdiği arya olarak biliniyor; ‘E lucevan le stelle’ yani “ve yıldız parlıyordu”
Murat Karahan bir süreliğine sahneye veda ederken yerine Rusya’dan bir konuk geldi. Soprano Elena Stikhina tüm zarafetiyle sahnedeydi. Yine Puccini’nin ‘Tosca’ operasından ‘Vissi d’arte’yi seslendiren soprano alkışlarla sahneden ayrıldı. Bu arada ne yazık ki hâlâ geç kaldığı için salona yeni girenler vardı. Elbette İstanbul’un trafik şartlarının zorluğu bir gerçek ancak zamana riayet konusunda da belli ki atılması gereken daha çok adım var. Birkaç parçanın sonunda salonun tamamen dolduğuna da tanıklık ettik.
Bu unutulmaz performansa dönecek olursak; konserin ilk yarısının sonuna doğru Jacques Offenbach’ın ‘Kontes Hoffmann’ eserinden operanın klasikleri arasına giren açılış parçası ‘Barcarolle’u Carlo Tenan yönetimindeki BİFO seslendirdi. Çok sevdiğim için bu besteyi Herbert von Karajan ve Neville Mariner gibi büyük şeflerden Spotify’da yüzlerce kez dinlemişimdir. Kesinlikle dinlediğim en güzel yorumlar arasına bu performansı da eklerim. Benim adıma bol bol boşluğa bakıp kendimi hafifleşmiş hissettiğim bir andı.
Aranın ardından Placido Domingo yeniden sahnedeydi. Murat Karahan ve Elena Stikhina ile birlikte ayrı ayrı ve birlikte Puccini, Umberto Giordano ve Verdi’den parçalar seslendirildi. Puccini’nin sevilen operası ‘Turandot’taki ‘Nessun dorma’da salonda yer yerinden oynadı desek abartmış olmayız. Konserin özel anlarından biri de Murat Karahan’ın Zerrin Özer’den dinlediğimiz Şehrazat bestesi ‘Kıyamam’ oldu. Bu şarkıyı çok seven biri olarak umarım gelecekte bir gün yeniden bu yorumuna denk gelirim diye dua ettim içimden. Konserin sonlarına doğru gelirken film müziklerinin efsane bestecisi Nino Rota’nın başyapıtını dinledik. ‘Baba’ filmiyle özdeşleşen ‘Parla Piu Piano’yu Murat Karahan söyledi. Kapanışta tenor Placido Domingo yine sahnedeydi. Performansı sona erdiğinde salonu dolduran binlerce müziksever ayağa kalkıp bu büyük ismi dakikalarca alkışladı. Hepimizin hayatı için şanslı bir 105 dakikaydı bu. (ara dahil)
Çıkışta yokuş çıkacak olmanın hüznüne “sonra alırım” diye ertelediği ‘Il Tamerlano’ plağının da satıldığı haberi eklendi. Böylesi fırsatları ertelemem gerektiğini çok güzel bir dersle hayat bana yeniden hatırlattı. Öte yandan Atatürk’ün kurduğu İş Bankası’nın 100. yaşını böylesi özel bir konserle kutlaması da alkışı hak ediyor. İstanbul’un yıldızlar geçidine sahne olan konserlerine unutulmaz bir katkı da onlar sundu.