Türkiye iki büyük orkestrayı ağırlayacak: Mariinsky Orkestrası ve Deutsches Berlin Senfoni geliyor
Küresel ısınmaya bağlı olarak denizlerdeki su seviyesinin artması İstanbul ve İzmir için tehdit oluşturuyor. Küresel Denge Derneği'nin üç yıllık çalışması sonucu yayınladığı rapor İstanbul ve İzmir'deki pek çok tarihi yapının tehdit altında olduğunu vurguladı.
Küresel ısınmaya bağlı denizlerdeki su seviyesinin artması, tüm dünyayı olduğu gibi Türkiye’yi de yakından ilgilendiren bir konu. Küresel Denge Derneği’nin yayınladığı ‘İstanbul ve İzmir İlleri için Deniz Seviyesi Yükselmesi ve Olası Etkileri’ raporu, tehlikenin boyutları hakkında önemli bilgiler veriyor. İklim değişimine bağlı olarak deniz seviyesinin yüzyılın ortasında yarım metre yüzyılın sonunda ise bir metre yükselmesiyle birlikte üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’nin kıyı şehirleri risk altında.
Üç yıllık bir çalışmanın sonunda hazırlanan, raporun lansmanına, Küresel Denge Derneği Başkanı Dr. Nuran Talu, raporun yazarları iklim dinamiği ve ekoloji uzmanı Prof. Dr. H. Nüzhet Dalfes ile İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Sedat Avcı ve proje ekibi katıldı. İstanbul’un yanı sıra İzmir’in de su seviyesinin artması karşısında taşıdığı riskleri araştıran rapor Körfez için de pek de iç açıcı olmayan verilere sahip.
Küresel Denge Derneği’nin açıkladığı rapora göre İstanbul’da altı milyonu aşkın insanın yaşadığı bölge sular altında kalabilir. 120 kilometrekarelik bu alan aynı zamanda kentin en önemli kültür sanat mekânlarının da bulunduğu alan olma özelliği taşıyor. Rapora göre, İstanbul Modern, MSGSÜ Resim-Heykel Müzesi, Milli Saraylar Koleksiyonu Resim Müzesi, Dolmabahçe Sarayı, Deniz Müzesi, Beylerbeyi Sarayı ve Kız Kulesi su seviyesinin artması nedeniyle sular altında kalabilir.
İstanbul Boğazı’nın tamamımın, özellikle de kıyılarda yer alan konak, saray, dini ve tarihi yapıların deniz seviyesindeki değişimden etkilenmesi bekleniyor. Dolmabahçe Sarayı, Beylerbeyi Sarayı, Küçüksu Kasrı gibi saraylar ve Şemsi Paşa Camii, Ortaköy Camii gibi yapılar, etkilenme ihtimali bulunan değerli yapılar olarak öne çıkıyor. Küresel Denge Derneği’nin yayınladığı raporda bu yapıları korumak için daha kalıcı önlemler alınmasının önemi vurgulandı. Öte yandan deniz seviyesinin yükselmesiyle birlikte Göksu ve Küçüksu gibi akarsularda, akarsu yatağının bir bölümünün de sular altında kalması söz konusu. Aynı etki, Kadıköy’deki Kurbağalıdere Vadisi’nde de bekleniyor.
İstanbul’da deniz seviyesi yükselmesi, iskelelerde de bazı yenilemeler yapılmasını gerektirecek. Üsküdar İskelesi’nde, lodoslu havalarda oluşacak fırtına kabarmalarına karşı mühendislik tedbirleri, Kadıköy’de ise deniz seviyesinde yükselmenin ardından yaşanabilecek fırtına kabarmaları, metro girişlerini etkileyebilir ve bunun için önlem alınması gerekebilir. Prens Adaları’nın da özellikle yerleşim yerlerinin bulunduğu iskele ve kıyı bölgelerinin etkilenebileceği öngörülüyor.
Küresel Denge Derneği’nin ‘İstanbul ve İzmir İlleri için Deniz Seviyesi Yükselmesi ve Olası Etkileri’ raporuna göre İzmir’de Körfez, Kordon ile Alaçatı ve Sığacak gibi tatil beldeleri, ayrıca Gediz Deltası Kuş Cenneti de su seviyesindeki artış nedeniyle tehdit altında.