İstanbul Modern 19 yılda 9 milyon ziyaretçi ağırladı
Japon sanatçı Chiharu Shiota hafıza ve varoluş temalarını işlediği Dünyalar Arasında sergisiyle İstanbul Modern'de. Sanatçının hafızanın peşinde koştuğu ve kırmızı ipliklerle kurduğu dünya ziyaretçileri bekliyor. Biz de Chiharu Shiota'yı tanıyoruz.
Son günlerde Instagram’da denk geldiğimiz ortak bir görsel var. Özellikle kırmızı rengin baskın olduğu iplik şeklinde dokulardan oluşan bir eser. Japon sanatçı Chiharu Shiota’ya ait, ilhamını İstanbul’dan alan ‘Dünyalar Arasında’ adlı mekana özgü bir yapıt. Adresimiz de İstanbul Modern. Sezona iddialı giriş yapan İstanbul Modern 2015’te Venedik Bienali’nde ülkesini temsil eden Chiharu Shiota’yı Dünyalar Arasında adlı sergiyle sanatseverlerle buluşturuyor.
1972’de Osaka’da doğan sanatçı uzun süredir sanatın önemli merkezlerinden Berlin’de yaşıyor. 90’lı yıllarda taşındığı Almanya’da eğitim aldığı bir isim de performans sanatının kraliçesi Marina Abramovic. Shiota daha çok hafıza ve bilinç üstündeki çalışmalarıyla biliniyor. Ayakkabı, anahtar, yatak, sandalye ve elbise gibi sıradan nesneleri toplayarak ve bunları iplikten oluşturduğu devasa yapılarla sararak hafıza ve bilinç kavramlarının izini sürüyor Shiota.
Alametifarikası iplikler ve özellikle kırmızı rengi. İstanbul Modern’e özel ürettiği ‘Dünyalar Arasında’ da sanatçının imzası niteliğinde. İplik formu Shiota’ya uzaydaymış hissi veriyormuş. İpliği sanatının ana malzemesi yapma nedenini şöyle anlatıyor:
“İplikler uzayı keşfetmeme izin veriyor, katman katman birikerek yavaş yavaş evrene genişleyen gece gökyüzü gibi bir yüzey oluşturuyor. Kırmızı iplik kullanıyorum, çünkü kanı, bedeni ve insan ilişkilerini çağrıştırıyor. Geçen yıllarda yeni bir şey denemek istediğim için beyaz iplik kullanmaya başladım. Alışılmadık bir şey yaratmak istedim. 2017’nin başındaki bir proje içindi ve daha önce beyaz iplikle hiç çalışmadığım için garip geldi, ama şimdi beyaz iplik de sanatımın bir parçası.”
Shiota’nın eserlerindeki temel motivasyonu “yokluk içinde var olma hissi.” Farklı formlarda üreten sanatçı heykellerinde, çizimlerinde, performans videolarında, fotoğraflarında ve tuvallerinde insanın varoluşuyla ilişkilendirdiği duyguları gözler önüne seriyor. Japon kültüründe doğup büyüyen ancak Berlin’de yaşayan sanatçı her iki kültürden de etkilendiğini söylüyor. Onu harekete geçiren temel faktör duygular:
“Sanatımı kaygılarımı bastırmak ya da bir tür terapi niyetiyle yapmıyorum. Ama duygudan hareketle yaratıyorum. Herkesin içinde bir evren var ve bence amacımız iç evrenimizi dış evrene bağlamak. İşimle anlamlandırmaya çalıştığım bir şey bu. Duygularımı ve kendimi anlamak ve başkalarıyla bağlantı kurmak için yaratıyorum.”
Söz konusu enstelasyon, mekana özgü eserler ve kavramsal sanat olunca izleyicinin yapıtla ilişki kurması biraz zor olabiliyor. İstanbul Modern’de sizi çeşitli nesnelere bağlanmış iplerle karşılayan eserler de böyle bir his yaratabilir. Sanatçı burada ne anlatmak istiyor, bir mesaj almalı mıyım yoksa dilediğim gibi yorumlamalıyım soruları aklınıza düşerse Shiota’nın daha önceki eserlerinin yarattığı etkiyle ilgili düşünceleri size rehber olabilir:
“Bence büyük ölçekli kurulumlarım aslında anlaşılması daha kolay ve duygusal olarak daha hızlı kavranıyor Akılcı bir mesaj vermek değil, duygusal izlenim yaratmak istiyorum. Sanatımı önceden açıklamak istemiyorum.
İzleyicinin önce etkiyi hissetmesi gerekiyor. Tabii sonra zihinlerinde sorular uyandırmasını da umuyorum.Sanat eserimde gördüğüm şey mutlak değil, herkesin kendi meşru yorumu var.”
Shiota’nın eserlerindeki temel motivasyon yokluk içinde var olma hissi demiştik. Bu temalar ölüm ve yaşam arasındaki muğlak sınırı sorguladığını da gösteriyor. Örneğin sanatçının 2021 tarihli ‘Connected To Life’ (Hayata Bağlanmak) eseri cennete doğru tırmanan elliden fazla gerçek boyutlu hastane yatağından; 2013 tarihli ‘Other Side (Öteki Taraf) adlı çalışması ise siyah dokumalarla çevrili bağlantısız kapılardan oluşuyor.
Sanatçının ölüm temasını bu kadar işlemesinin üretim motivasyonları dışında bir nedeni daha var. Bir dönem yumurtalık kanseri tedavisi gördü Shiota. Kemoterapi aldığı sırada ölümü her zamankinden çok düşündüğünü, düşündükçe de ne kadar çok yaşamak istediğini fark etmiş. Ve bu ruh hali çalışmalarında da etkisini göstermiş. 2022 tarihli ‘Karanlıkta Işık’ isimli enstalasyonu bunun en büyük örneği. Sanatçı o eserin nasıl ortaya çıktığını şu sözlerle anlatıyor:
“Kemoterapi çantalarıma ışıklar koydum. Işık nefes almak gibidir. Ölüme yakınken daha fazla yaşamak istiyordum; ama kanser ve hastalık gittiğinde ölümü unuttum ve varlığı düşündüm. Daha çok toplum ve bağlantı hakkında düşündüm; hasta olduğumda ölüm ve ruh hakkında düşündüm. Ölümden sonra nasıl yaşayabilirim? Ruh nedir? Şimdi daha çok nasıl var olacağımı, toplum hakkında ve tüm farklı milletlerden insanlarla nasıl bağlantı kuracağımı düşünüyorum. Ölümden korkmuyorum. “Yaşam” ve “ruh” benim için farklı: Hayat bağlantıyla ilgilidir ve ruh daha yalnızdır. Toplumla değil, evrenle bağlantılıdır. Ruh ölümden sonraki sonsuz yaşamla ilgilidir.”
Bugüne kadar dünyanın pek çok kentiyle eserlerini buluşturan Shiota Türkiye’ye ilk kez geldi. Geçen hafta kapılarını açan serginin açılış buluşmasında Japan Foundation ortaklığı, Japonya Büyükelçiliği ile Japonya İstanbul Başkonsolosluğu işbirliğiyle açılan sergisi hakkında da konuştu. “Bugün ise diğer tüm çağrışımların ötesinde kendimi bir Japon sanatçı olarak görüyorum. Ayrıca, bu serginin Japan Foundation tarafından desteklenmesi ve Türkiye-Japonya diplomatik ilişkilerinin yıldönümünde düzenlenmesinin yanı sıra Avrasya’nın sınırındaki eski bir limanda gerçekleşmesi gerçek olamayacak kadar mükemmel” dedi.
Siz de Shiota ve varlık içinde yokluk hissini araştıran eserleriyle tanışmak isterseniz yolunuzu İstanbul Modern’e düşürebilirsiniz. İstanbul Modern Şef Küratörü Öykü Özsoy Sağnak ve Asistan Küratör Yazın Öztürk tarafından hazırlanan Chiharu Shiota: Dünyalar Arasında başlıklı sergi sanatçının performans, video, yerleştirme ve resim gibi çeşitli ifade biçimlerinde sıklıkla kullandığı hafıza, varoluş, göç, yolculuk ve insan deneyimi gibi konuları odağına alıyor; ziyaretçilerini kişisel ve kolektif hafıza labirentinde bir yolculuğa çıkarıyor. Sergi, 20 Nisan 2025 tarihine kadar açık.
📍Sergiye bağlantılı bir başka etkinlik daha var. İstanbul Modern Sinema’da “çok kırmızı” olacak. İstanbul Modern Sinema da Chiharu Shiota: Dünyalar Arasında sergisinden ilhamla, hikâyelerinde veya duygu evrenlerinde kırmızı rengin başrolde olduğu filmlerden bir seçki hazırladı. Korku türünden Japonya tarihine uzanan bu panoramik seçki,19–29 Eylül 2024 tarihleri arasında sinemaseverlerle buluşuyor. Sergi kataloğunun izleyiciyle buluşacağı İstanbul Modern Mağaza’da ise Chiharu Shiota’nın yapıtlarından ilhamla tasarlanan bir ürün seçkisi yer alıyor.
📍Bu arada yolunuz İstanbul Modern’e düşecekse bir hatırlatma daha yapalım. Günümüz sanatının en önemli isimlerinden, heykelleri ve enstelasyonlarıyla bilinen Olafur Eliasson’un haziran ayında kapılarını açan sergisi de izleyiciyle buluşmaya devam ediyor. Sanatçının 30 yıllık kariyerinin özeti niteliğindeki Olafur Eliasson: Senin Beklenmedik Karşılaşman başlıklı sergi 9 Şubat 2025’e kadar ziyarete açık.
Geçen hafta İstanbul’da sonbaharı karşılamış, sezonun öne çıkan ve büyük bir çoğunluğu yıl sonuna kadar devam edecek sergileri listelemiştik. Ne var, ne yok merak edenleri şöyle alalım.