Ahmet Yavuz: Atatürk’ü anlamadığımızı binbaşıyken anladım
Kitap özetleyen uygulamalar son yıllarda yükselişte. Kimileri bu uygulamaları yazarlar, okurlar ve yayın dünyası için büyük tehdit olarak görürken insanları kitap okumaya teşvik edeceğini savunanlar da var. Ancak yazarlar pek ikna olmuyor.
Teknoloji sağ olsun birçok alışkanlığımız değişiyor. Kitap okumak da bunlardan. Hayır, niyetimiz “Artık kimse kitap okumuyor, nerede o eski okurlar” çığırtkanlığı yapmak değil. Aksine kitap okuma biçimimiz ve kitapla kurduğumuz ilişki değişiyor. Ancak bu o kadar iyi bir şey mi sorusu da tartışmaları beraberinde getiriyor.
Göz korkutan kalınlıktaki kitaplar, ortamlardan “Evet, okudum ama hatırlamıyorum çok önceydi” diyerek okunmuş gibi yapılan klasikler… Tüm bunlar dünyanın ortak dertlerinden biri olsa gerek ki endüstrideki açığı gören girişimciler kitap özetleyen uygulamalar geliştirdi. Kullanıcılar talep edince de uygulamaların sayısı arttı. Bunlardan biri getAbstract.
Uygulama “Daha iyi bil, daha iyisini yap” mottosuyla kullanıcılarına “15 dakikada neler öğrenebilirsin?” diye soruyor ve bu kadar kısa sürede kitap özetleri sağlıyor. Blinkist, Bookey ve Headway da benzer şekilde çalışan popüler uygulamalardan.
Ancak yazarlar ve yayıncılar satışlara verilen zararın yanı sıra konsantre okuma alışkanlığı konusunda da endişeli. Dolayısıyla bu uygulamalar konusunda okurları uyarıyorlar.
Ödüllü İskoç yazar Amy Liptrot da onlardan biri. Öyle ki Liptrot bu uygulamaları nasıl kontrol altına alabilecekleri konusunda tavsiye almak için Yazarlar Derneği’ne başvurdu. Zira 2015’te yayımlanan anı kitabı ‘The Outrun’u Bookley uygulamasında gördü. Aslında bunda bir sorun görmüyordu ancak uygulamada kitaptan alınan bir bölüm yanlıştı. Yazar Liprot verdiği bir demeçte neden harekete geçtiğini şöyle anlattı: “Bu uygulamalar çok anti-edebiyat. Kitabı okumadan temel fikirleri özümsemek isteyen insanlar için olduğunun farkındayım. Ruhsuz bir özet olması umurumda değil ancak yanlış alıntı görünce harekete geçmek istedim.”
İngiltere’de çocuklara kitap okutmaya adanmış bir çocuk okuma yardım kuruluşu olan BookTrust’un CEO’su Diana Gerald da uygulamaların genç okuyucu üstündeki etkisinden rahatsız: “Kitap özetleri yararlı bir başlangıç noktası olabilir. Ancak hayal gücü, empati ve okumanın kazandırdığı dil yeteneği gibi kazanımların hepsi doğrudan kitap okuyarak kazanılabilir.”
Yazar Susie Alegre ise başka bir gizli tehlikeye dikkat çekiyor: “Bu tür uygulamalara kapılıp zihnimizi tamamen kullanmazsak eleştirel düşünme yeteneğimizi kaybedebiliriz.”
Yazarların endişeleri ve uyarılarının yanı sıra yayıncılık sektörü de alarmda. Profile Books’un kurucu direktörü Andrew Franklin da yayıncılık dünyasına yönelik olası tehlikeleri hatırlatıyor. Kitap satışlarının düşebileceğini, kitapevlerinin ve yayıncılığın geleceğinin zarar görebileceğini söylüyor. Bu uygulamalar için bir de benzetmesi var: “Bu uygulamaların egzersiz yapmadan kilo vermenin zahmetsiz yolunu sunan reklamlardan hiçbir farkı yok!”
Türkiye’de de hem Google Play hem de App Store üzerinden erişilebilen bu uygulamalar yayıncı Toby Mundy’nin de sorduğu gibi okuyucular için gerçek kitaplara açılan bir kapı olabilir mi yoksa gerçek bir tehdit mi zaman gösterecek.