İstanbul Tiyatro Festivali’nin ilk sürprizi Pina Bausch
10 yıllık hasrete son verdikleri performanslarıyla Massive Attack dün gece İstanbul'daydı. Grup üyelerinden Robert Del Naya Filistin yazılı pazuband, Horace Andy ise kefiyeyle sahneye çıktı.
Massive Attack 10 yıllık bir hasretin ardından dün akşam İstanbul’daydı. Aylardır beklenen konser için binlerce müziksever daha gün batmadan Parkorman’ı doldurmaya başlamıştı. Birkaç gündür etkisini fazlasıyla hissettiren nem azalmıştı, rüzgarsa efil efil esiyordu. Yani bir yaz konseri için olması gereken ne varsa oluyordu. Bir önceki konserleri Soma’daki maden faciasından sonra ve Gezi eylemlerinin birinci yılına denk geldiği için İngiliz topluluk performansı boyunca bu iki olaya odaklanmıştı.
BKM ve Pozitif işbirliğiyle gerçekleşen bu konserin de öyle sıradan geçmeyeceği aşikardı. Ancak Massive Attack’ın bu sefer çok daha büyük dertleri vardı. Tıpkı insanlığın olduğu gibi. Konsere saat 22.00’de başlayan grubun üyelerinden Robert Del Naya “Palestine” yazılı pazubandıyla sahneye çıktı. “İyi akşamlar” ve “teşekkürler” gibi Türkçe kelimeleri de kullanıp yıllar sonra yeniden İstanbul’da olmaktan duydukları mutluluğu seyirciyle paylaştı. Lafı uzatmadan sözü Gazze’ye getirdi. Tüm konser boyunca karşılaşacağımız video görüntülerinde de Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkat çeken Robert Del Naya acil ateşkes talep etti.
Grubu daha önce de izlemiş biri olarak her seferinde üstüne daha fazla koyup yollarına devam ettiklerini söylemeden geçmek olmaz. Sahne performansının kusursuzluğu bir yana konser için hazırlanan videolar da bir festival ya da çağdaş sanat müzesinde pekâlâ yer alabilecek seviyedeydi. 10 yıl aranın ardından bu büyük buluşma pek çok izleyici için hayatının en politik konseriydi. Başrolünde Filistin’in yer aldığı bu politik anlatıda Ukrayna işgalinin yanı sıra Trump ve Netanyahu da vardı. Komplo teorilerine dair mesaj da dikkat çekiciydi. Özetle, her komple teorisi sizi şüpheye düşürüp korkularınızı harekete geçirme ve daha kolay yönetme çabası olabilir diyen videolarda 11 Eylül Saldırısı’ndan ekonomik krizlere kadar pek çok detay vardı.
İsrail’in 1948’de kuruluşundan itibaren Filistinlilere uyguladığı politikaların Birleşmiş Milletler kaynaklı verilerle yıl yıl dev ekranlara yansıtıldığı konserde ‘Teardrop’, ‘Angel’, ‘Karmacoma’, ‘Unfinished Symphony’ ve ‘Paradise Circus’ gibi Massive Attack klasikleri seslendirildi. Horace Andy ve Elizabeth Fraser sesleriyle bu politik, entelektüel ve çok sesli konserin yapı taşları oldu. Hatta Parkorman’daki konsere gelen İngiliz ve Hollandalı bir grup turist için gecenin en büyük ânı Elizabeth Fraser’ın sahneye çıktığı andı. Haksız da sayılmazlardı.
2024’ün bitmesine daha beş ay var. Dolayısıyla dün geceki performansına yılın en iyi konseri değil en iyilerinden biri deyip ihtiyatlı davranmış olalım. Elektronik altyapılar, gitar rifleri, bateri ritimleri ve olağanüstü seslerin peşi sıra sıra şarkılarını seslendirdiği bu müzik şöleni iki saati aşkın bir süre devam etti. Dün gece Massive Attack diskografisinde yer alan en özel şarkıları duyma fırsatını bulan İstanbullu müzikseverlerden daha mutlusu yoktu herhalde.
Konser boyunca harikalar yaratan Massive Attack’ın vedası ise bir o kadar mütevazıydı. Sanki muhteşem bir gece yaşatmamışlar gibi neredeyse sessizce ayrıldılar sahneden. Seyircinin umutlu bis bekleyişi karşılık bulmazken Parkorman’da binlerce insan ‘Angel’ şarkısının nakaratındaki “love you, love you, love you” kısmını defalarca tekrar edip birazdan boğuşacakları İstanbul trafiğiyle yüzleşmek üzere konser alanından ayrıldı. Herkesin temennisi bir daha bu denli uzun bir ayrılık yaşanmaması ve tabii bir de yeni bir Massive Attack albümü.