Jose Mourinho, Avrupa Ligi finalinden sonraki otopark olayının perde arkasını anlattı
Kan, gurur ve savaş. Günümüzde sinemanın da en sevdiği konulardan biri olan gladyatörlerin çile dolu bir hayatı vardı. Ancak bu olumsuzluğa rağmen işleyen bir sendika sistemleri olduğunu biliyor muydunuz?
Ridley Scott’ın yeni ‘Gladyatör’ filmi için sinemaseverler geri sayımda. Roma dönemin bu çok merak edilen figürlerinin hayatını konu alan Hollywood yapımlarının daha önce de ne denli ilgi gördüğü malum. Canlarıyla bir eğlencenin metası haline gelen gladyatörler hakkında yakın zamanda çıkan bir kitap bu insanların yaşantıları hakkında az bilinenleri ortaya koyuyor. Tarihçi Sarah Bond’un kaleme aldığı ‘Grev / Strike’ isimli kitap henüz Türkçeye çevrilmedi ama özellikle İngiltere ve ABD’de ilgi odağı. Yale Üniversitesi Yayınları tarafından yayınlanan kitap aslında, Antik Çağ’ın başkaldıran tüm insanlarını anlatan kapsamlı bir eser.
Sarah Bond kitabında Roma’nın bu bahtasız insanlarının da bir çeşit sendikaya sahip olduklarını ortaya koydu. Aslılnda hikâye çok daha eskiye gidiyor. Antik dünyada örgütlenen ve toplu olarak ücret ve çalışma koşulları talep eden ilk işçi grupları arasında teknitailer sanatçılar vardı. Büyük İskender’in milâttan önce 323’te ölümünden sonra bu sanatçılara olan talep arttığından dolayı resmi eğlence sanatçıları teknitailer iş bırakmıştı. Bu şovmenler, taleplerini karşılamak için halk arasındaki popülerliklerinden yararlandılar ve istediklerini de aldılar.
Şimdi gelelim Roma dönemine. Birçok işçi grubu taleplerinin karşılanması konusunda bazı başarılar elde etmiş olsa da Julius Caesar ya da nam-ı diğer Jül Sezar da dahil olmak üzere Roma dünyasındaki liderler sık sık emekçilerin kolektif örgütlenmesini baltalamak ve sınırlandırmak için çaba göstermişti. Hatta öldürüldükten sonra bile Roma İmparatorluğu’nun sonraki liderleri benzer çabaları yansıtmıştı. Tarihçi Sarah Bond: “Zanaatkârların ve collegia’ların [özel dernekler] genellikle popülist tutumlar takındığını ve kendisinin bir yönetici ve diktatör olacağını biliyordu. Bu yüzden pek çok yasayı yürürlüğe soktu ve bunların bir kısmı da toplanma özgürlüğünden başlayarak fitne ve direnişi söndürmek ve bastırmaktı. Biz buna bugün toplanma özgürlüğü diyoruz ama Romalılar bunun için pek çok farklı terim kullanıyordu”
Neron’un hükümdarlığı sırasında, ayaklanmalara yanıt olarak Pompeii’deki tüm dernekler yasaklandı ve gladyatör dövüşleri, huzursuzluğa misilleme olarak Roma Senatosu tarafından 10 yıl süreyle askıya alındı. Sarah Bond, grev benzeri bu eylemler karşısında Roma yönetiminin tavrınıysa şu sözlerle anlatıyor: “Romalılar kendilerine karşı koyacak her türlü gruptan korkuyorlardı ve bunu yapmanın bir numaralı yolu da zaten formüle edilmiş meslek gruplarına sahip olmaktı, çünkü insanların işleri tıpkı bugün olduğu gibi kimlikleriyle çok yakından bağlantılıydı”
Tarihçi Sarah Bond’a göre birçok modern tarihçinin o dönemin tarihini yorumlarken anakronik olma korkusuyla antik Roma’daki dernekler ile modern işçi grupları arasında karşılaştırma yapmaktan kaçındığını belirtti ve bu görüşün sorgulanması gerektiğini söyledi.