Yeni sezonun ‘Kızılcık Şerbeti’, ‘Kızıl Goncalar’ olacak!
Dizi ve film dünyasından sendikalar, meslek birlikleri, dernekler RTÜK'ün 'Kızıl Goncalar' kararını İstanbul Kadıköy'de protesto etti. "Sansüre hayır" diyen sanatçılar Süreyya Operası önünde basın açıklaması yaptı.
‘Kızıl Goncalar’ın yönetmeni Ömür Atay, diziye RTÜK cezası verildiğinde “Bu gece yayın yok. Sektörden sansüre hayır diyen de neredeyse hiç kimse yok. Özgür düşünceye ve üretime yönelik bir sansür operasyonu yürütülüyor. Biz setteyiz. Hikayemizi anlatmaya ve çekmeye devam ediyoruz. Seyircilerimize selam olsun” diye tweet atmıştı. Sektör de bu tweet’ten sonra sessiz kalmayı bırakıp bu cezaya karşı tepki göstermeye başlamıştı.
Ve dün “Artık yeter! Sansür, yasaklar ve engellemelerden dolayı nefes alamıyoruz!” diyen sendika ve meslek birlikleri, yasaklanan festivalleri de hatırlatıp tüm meslektaşlarına sansür karşısında dayanışma çağrısında bulundu. Bu çağrı sosyal medya paylaşımları ile sınırlı değildi. Eyleme geçildi. Sanatçılar, sendika temsilcileri, dizi ve sinema sektör birlikleri Kadıköy’de Bahariye Caddesi’ndeki Süreyya Operası’nın önünde basın açıklaması yaptı.
🔴 Emek ve meslek örgütleri Kadıköy’den seslendi: Sansüre hayır!
📽️ Sinema, televizyon, tiyatro, reklam sektöründe faaliyet gösteren Emek ve Meslek örgütleri, “Sansüre Hayır” çağrısıyla Kadıköy Süreyya Operası önünde basın açıklaması düzenledi.
➡️ Radyo ve Televizyon Üst Kurulu… pic.twitter.com/680aSdLIL0
— dokuz8haber (@dokuz8haber) January 17, 2024
Oyuncular Sendikası Yönetim Kurulu üyesi Ece Dizdar: “Tüm kamuoyunun yakından takip ettiği üzere ulusal kanalda yayınlanan ‘Kızıl Goncalar’ dizisine ‘toplumun milli ve manevi değerlerine aykırılıklar’ bulunduğu gerekçesiyle iki kez program durdurma ve 9 milyon lira para cezası verilmesiyle sansür uygulamalarına bir yenisi eklendi.
Bizler bu sansür uygulamalarıyla elbette ki ilk defa karşılaşmıyoruz. Tiyatro, sinema, dizi film gibi sanatın her alanında sıkça gördüğümüz sansür uygulamalarının normalleştirilmesi, sansürün kendisinden daha tehlikeli sonuçlar doğuracaktır. Cezalandırma, yasaklama, soruşturma, hedef gösterme, tehdit etme, korkutma, aşağılama, engelleme, fiziki ve sözlü saldırı, kriminalize etme, ötekileştirme gibi yöntemlerle karşımıza çıkan sansürle tüm yaratıcı alanların varoluşu tehdit edilmekte ve bir korku iklimi yaratılmaya çalışılmaktadır” dedi.
Dizdar açıklamasında “Sansür, evrensel düzeyde tüm yaratıcı alanların ortak mücadele konusu olmuştur. Ülkemizde de Anayasa’nın 64. maddesi açık ve nettir: “Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gereken tedbirleri alır” hatırlatmasını yaptıktan sonra şöyle devam etti:
“Anayasa’da belirtildiği gibi sanat faaliyetleri, bizlerin tabiriyle sanatsal ifade özgürlüğü yasalarla koruma altındadır. Sanatsal ifade özgürlüğünün önündeki engellemeler sadece yayın durdurma, para cezası gibi yöntemlerle karşımıza çıkmıyor. Örneğin, yıllardır tadilat var gerekçesiyle son dakika iptal edilen tiyatro oyunları, ‘kamu güvenliği’ gerekçe gösterilerek iptal edilen konserler, gösteriler, sergiler, şehirlere girmesi engellenen ekipler, bakanlık tarafından verilen desteklerin geri çekilmesi, gösterimi durdurulan belgeseller ve sinema filmleri, iptal edilen festivaller…
Sansürün doğurduğu sonuçlar sadece performansların, eserlerin engellenmesiyle de bitmiyor! Ekipler hedef gösteriliyor, binlerce çalışan ücretlerini alamıyor ve iş kaybına uğruyor. Artık yeter! Sansür, yasaklar ve engellemelerden dolayı nefes alamıyoruz!
Emek ve meslek örgütleri olarak sahnelerde, sinemalarda, ekranlarda, stüdyolarda her yerde ve her zaman sansürün karşısında olduk, olmaya da devam edeceğiz. Sansür normalleştirilemez. Sansürün ve sansürün yarattığı dolaylı sonuçlar karşısında tüm meslektaşlarımızı bir arada olmaya davet ediyoruz. Yalnız değiliz, bu mücadeleyi hep birlikte vereceğiz. Sanatsal ifade özgürlüğümüzün önündeki engeller kaldırılsın, sanatçı ve sanat emekçileri özgür kalsın.”
Bu basın açıklamasında Oyuncular Sendikası tek değildi. Sinema Emekçileri Sendikası, Sinema Televizyon Sendikası, SENARİSTBİR, SİNEBİR, SE-YAP, BİROY gibi meslek birlikleri, ÇASOD, FST, FİLM-YÖN, POSTPRODER gibi dernekler, TÜRSAV ve çeşitli kooperatifler de vardı. “Sansüre karşı özgür sinema” yazılı pankart açıldı, “Sansüre hayır” yazılı dövizler taşındı ve “Susma, haykır, sansüre hayır” ve “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları atıldı.