Eğlenceli belgeseller, olgun aşıklar ve uzaylılar!
Platformlarda bu hafta iki iddialı dizi var: Meşhur John Wick'in otelinin hikayesinin anlatıldığı 'The Continental' ile Wes Anderson'ın Roald Dahl’ın 1977 tarihli kısa hikayesinden uyarladığı 'Henry Sugar’ın Muhteşem Hikayesi'. Blu TV'de ise 'Ela ile Hilmi ve Ali' filmi yayında.
Derek Kolstad tarafından yaratılan ve Keanu Reeves’in canlandırdığı John Wick seyirci ile ilk kez 2014 yılında buluştu. Belarus’ta doğup henüz çocukken Rus mafyası tarafından yetiştirilmiş olan John Wick dünyanın en tehlikeli tetikçisi haline gelir. Herkesin imkansız bulduğu son bir görevi başarıyla yerine getirdikten sonra örgütten ayrılma izni alarak emekli olup aşık olduğu kadınla evlenir. Ne yazık ki çok sevdiği eşi kanser olup vefat eder. Bir gün Rus mafya prensi Iosef Tasarov ve adamları Wick’in evine girer ve 1969 model Mustang’ını çalıp, köpeğini öldürürler. İntikam ateşiyle yanan John Wick eski hayatına geri dönüp düşmanlarıyla amansız bir mücadeleye başlar.
Soğukkanlı, acımasız ve adeta insan üstü yeteneklere sahip karizmatik John Wick, aksiyon seyircisi tarafından o kadar çok sevildi ki arka arkaya devam filmleri çekildi. Film bu süreçte kendi tuhaf evrenini de yarattı, bu evrenin içerisindeki en önemli şeylerden birisi de Continental Oteli’ydi.
Continental Otelleri, dünya çapında şubeleri bulunan bir mafya otel zinciridir. Otellerin özelliği, tamamen tarafsız bölge olmalarıdır. Otel içerisinde hiçbir çatışma olamaz, kimse kimseyi öldüremez. Otelin kendine özgü ve asla karşı gelinmemesi gereken bir dizi kuralı bulunmaktadır. New York’taki Continental’in sahibi olan Winston Scott, aynı zamanda John Wick’in de arkadaşıdır.
Gişe rekorları kıran dört sinema filminin ardından John Wick serisi bir spin-off ile dizi dünyasına da giriş yaptı. Amazon Prime’da yayınlanan mini dizi sadece üç bölümden oluşuyor fakat her bölüm yaklaşık doksan dakika, yani neredeyse bir sinema filmi kadar sürüyor. Dizi 1970’lerde alternatif bir New York’da geçiyor ve The Continental’ın sahibi Winston Scott’un otelin sahibi olma sürecini anlatıyor. Filmlere bir ön hikaye işlevi gören mini dizide, 70’lerde otelin sahibi olan Cormac O’Connor’ı oldukça yaşlanmış ama karizmasından hiçbir şey yitirmemiş olan Mel Gibson canlandırıyor.
The Continental, adrenalin bağımlıları ve John Wick hayranları için yaklaşık beş saatlik bir aksiyon vadediyor. Diziyi Amazon Prime’da izleyebilirsiniz.
* ‘The Night Agent’, ‘Jack Ryan’, ‘The Reacher’ gibi dizileri sevdiyseniz eğer ‘The Continental’ı beğenebilirsiniz.
Meşhur yönetmen Wes Anderson, Netflix için dünyaca ünlü yazar Roald Dahl’ın 1977 tarihli kısa hikayesi Henry Sugar’ı bir kısa film olarak çekti. Wes Anderson aynı zamanda, ‘Matilda’, ‘Charlie’nin Çikolata Fabrikası’, ‘Cadılar’ gibi onlarca çok satan çocuk kitabının yazarı Dahl’ın büyük bir hayranı olarak biliniyor. Daha önce de Roald Dahl’ın ‘Yaman Tilki’ isimli romanını animasyon olarak uyarlamıştı.
Dahl, her ne kadar daha çok çocuk kitapları yazarı olarak bilinse de, eserlerinde kullandığı acımasız dili, yarattığı ürkütücü karakterler ve yer yer düpedüz korkunca kaçan hikaye örgüleriyle zaman zaman yetişkinlere de hitap ediyor. Fantastik öyküleriyle okurun hayal gücünü sonuna kadar zorlayan Roald Dahl’ın, yine oldukça değişik bir karakter olan Henry Sugar’ı anlattığı hikayesi, nev-i şahsına münhasır bir yönetmen olan Anderson’ın farklı ve özgün sinematik dili ile birleşince ortaya kesinlikle sıra dışı bir iş çıkmış.
Daha ilk saniyelerinden itibaren, kullandığı renk paletleri, öyküleme biçimi, kurgusu, dekoru ve asla duygularını belli etmeyen donuk-robotik oyunculukları gördüğünüzde bunun bir Wes Anderson filmi olduğunu hemen anlıyorsunuz. Belli başlı aktörlerle tekrar tekrar çalışmayı çok seven yönetmenin bu kısa filmde de Benedict Cumberbatch, Dev Patel, Ralph Fiennes, Ben Kingsley ve Richard Ayoade gibi üst düzey oyuncular yer alıyor ve her oyuncu birden fazla karakteri canlandırıyor.
Anderson, Roald Dahl’ın hikayedeki sesinin kaybolmasını istememiş o yüzden çok farklı bir anlatım şekli seçmiş, karakterler birbirleri ile diyaloğa girmiyor, başlarına geleni sanki bir dış sesmiş gibi anlatıyorlar bu da izleyiciye bir film izlemekten çok hareketli bir kitap okuyormuş hissi veriyor ki set ve dekor da bu kavrama uygun bir biçimde yapılmış.
Kısa film; çıkarcı, bencil, kumarbaz bir kapitalist olan Henry Sugar’ın, Hintli bir doktorun, tanıştığı bir yoginin gözlerini kullanmadan duru görü ile görebilme yetisini nasıl kazandığını anlattığı anı defterini bulması üzerine orada okuduğu tekniği kullanarak kart oyunlarında para kazanmak için aynı yeteneği elde etmeye çalışmasını ve bu süreçte yaşadığı büyük dönüşümü anlatıyor.
Dünyanın en iyi öykü yazarlarından birinin yine iyi bir yönetmen tarafından ekrana uyarlanmış bu ilginç öyküsünü kaçırmayın derim.
* ‘Willy Wonka’, ‘Matilda’ ve ‘Fantastic Mr. Fox’ filmlerini sevdiyseniz, ‘Henry Sugar’ın Muhteşem Hikayesi’ni de beğenebilirsiniz.
2022 İstanbul Film Festivali’nde FIPRESCI Ödülü, En İyi Senaryo, En İyi Kadın Oyuncu (Ece Yüksel), En İyi Erkek Oyuncu Mansiyonu (Denizhan Akbaba) ve 2022 yılında Adana Film Festivali En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Senaryo, En İyi Kurgu, En İyi Kadın Oyuncu ve Umut Veren Erkek Oyuncu ödüllerini alan, Ziya Demirel’in ilk uzun metrajlı filmi ‘Ela ile Hilmi ve Ali’ Blu TV’de gösterime girdi.
‘Ela ile Hilmi ve Ali’, kendilerini gün geçtikçe tekinsizleşen bir üçgende sıkışmış bir halde bulan bir öğretmen ve iki öğrencisinin hikayesini konu ediyor. Yılların başarılı eğitmeni Hilmi, bir yandan depremzede Ela’yı üniversite sınavlarına hazırlarken bir yandan da iki senedir sınıfta kalan apartman görevlisinin oğlu Ali’ye matematik dersi veriyor. Üç yalnız ruh, birbirlerinden şifa bulmaya çalışırken, birden kendilerini gün geçtikçe tuhaflaşan bir üçgende sıkışmış halde buluryor.
Başrollerinde Ece Yüksel, Serhan Keskin ve Denizhan Akbaba’nın oynadığı bol ödüllü filmi sinemalarda kaçırdıysanız eğer Blu TV’de izlemenizi öneririm.