Sekiz filmlik haftanın iddialısı 'Süper Mario Kardeşler Filmi'. 'Hava Muhalefet' ise uzun zamandır sinemalarımızda görmediğimiz siyasi bir kara mizah örneği. 'Ela ile Hilmi ve Ali' haftanın bağımsız filmi... Vizyon Raporu fragmanlar eşliğinde başlıyor...
90’ların fenomen oyunlarından Süper Mario’yu ataride oynamış biri olarak bu oyuna ilk andan itibaren sempati duymamın sebebi, oyunun kahramanının bir emekçi olmasıydı. O yıllarda emekçi birinin atari dünyasında karşımıza çıkması çok olağan bir durum değildi. Fakat bir su tesisatçısı bir oyunun kahramanı olup prensesi kurtarmak için maceradan maceraya atılıbiliyordu. Tabii bu sırada bizim atari jetonları da tıkır tıkır tükeniyordu.
Yıllar içerisinde ‘Batı cephesinde çok şey değişmedi’. Emekçi kahramanların sayısı çok da artmadı oyun dünyasında. Zaman zaman oyun dünyasından beslenen sinema Mario’yu 1993 yılında beyazperdeye transfer etti. Ama bu uyarlama çok da başarılı bulunmadı. Sinemacılar da emekçi kahramanlara iyice yüzünü döndü. Süperler çağı dönemi başladığındaysa süper kahramanlar nedense içimizden biri olamadı. Anladık ki, Hollywood’a göre dünyayı hep afili abiler ve ablalar kurtarabilirmiş.
İşte tam da Marvel dünyasının sinemayı bu anlayışla bloke ettiği, birbirinden ilginç süperleri önümüze getirdiği bir dönemde Süper Mario yeniden çıktı meydana. Tekrar hatırlattı bize sıradan bir emekçinin de kahraman olabileceğini. Sırf bu çabasıyla bile takdiri hak ediyor ‘Süper Mario Kardeşler Filmi’.
Aaron Horvath ve Michael Jelenic’in yönettiği animasyon film, gösterime girdiği andan itibaren rekor üzerine rekor kırıyor. Seyirci çok sevmiş durumda ama ABD ve Batı dünyasındaki eleştirmenler seyirciler gibi düşünmüyor. Oldukça sert eleştiriler alıyor film. Lakin o kadar da değil.
Film Brooklynli iki musluk tamircisi olan Luigi ve Mario kardeşlerin macerasını anlatıyor. Televizyona verdikleri bir reklam üzerinden iş bekleyen iki kardeş Brooklyn’i su basınca ve ustaca müdahale yapılmayınca hemen devreye giriyor. Fakat bu sırada şehrin altında gizemli bir boru hattı keşfediyorlar. Bu hat onları fantastik bir dünyaya sürüklüyor. Lakin iki kardeş farklı yerlere savruluyor. Mario, kardeşi Luigi’yi bulmak isterken oyundaki Mantar Krallığı’na yolu düşüyor. Burada Prenses Peach ile tanışıyor ve Donkey Kong’a karşı mücadelesinde ona yardım etmek durumunda kalıyor. Ve böylece macera başlıyor.
Her şeyden önce Aaron Horvath ve Michael Jelenic oyunu iyi etüt etmişler. Oyunun görsel ve hikaye tasarımını tamamen filme uyarlamayı başarmışlar. Filmde oyunu bilenler ve oynayanlar için inceliklerle dolu bir dolu gönderme olması da bu yüzden. Ne Mario’ya ne Prenses Peach’e ne de Donkey Kong’a oyunun sınırlarını zorlayan anlamlar yüklenmiş. Mario da ustalık yetenekleri ile bu mücadelenin seyrini tıpkı oyundaki gibi değiştiriyor.
Filme yapılan eleştiriler genelde hikayenin zayıflığıyla ilgili. Lakin unutulan bir şey var galiba, karşımızda 90’lar dünyasından gelme bir oyun uyarlaması var. Naçizane film bile isteye o yılların naif anlatısını üzerine kurulu. Zaten biliyoruz ki bugünün dünyasında Mario gibi emekçi kahramanlara yer yok. Bunun için filmin hikayesi de bugünün daha hırçın, daha bireysel ve daha büyük sözler söyleyen ve daha karanlık anlatılarına göre daha zayıf algılanabilir. Ama her şeyi bağlamında değerlendirirsek bu durum ‘Süper Mario Kardeşler Filmi’nin başarısızlığı değil aksine başarısı sayılmalı. Çünkü amaca uygun bir hikaye var karşımızda. Tüm dünyada filmin seyirciler nezdinde başarılı bulunmasının sebebi de biraz bu bence. Çünkü karamsar ve karanlık zamanlarda Mario daha aydınlık, naif anlatısıyla farklılık yaratıyor.
Filmin bir değer başarısı ise kuşaklar arası bir iletişim hattı kurması. Malum animasyon filmleri bir yanıyla çocuklara hitap ederken bir yanıyla da o çocukların ebeveyni olan yetişkinlere seslenir. İki kuşağı memnun etmek hele hele günümüzde çok zor. ‘Süper Mario Kardeşler Filmi’ işte iki kuşağı memnun edecek, hatta iki kuşağı ortak bir paydada buluşturmayı başaracak türden bir yapım. Bu başarısı onu ilerleyen yıllarda da sık sık karşımıza getirecektir. Dolayısıyla musluk ustası Mario 90’lardan sonra 2020’lerde dünyaya damgasını vudacağa benziyor.
Milletvekili adayı Cemil Yıldırım, sevgilisi Gözde ile birlikte hafta sonu kaçamağı yapmak için Bodrum uçağındaki yerlerini almışlardır. Küçük bir kaçamak diye başlayan hafta sonu tatili çok eğlenceli bir yolculuğa dönüşecektir. İkili ve uçaktaki diğer yolcular kendilerini bekleyen sürprizlerden habersizdir. Türkiye’nin seçim atmosferine girdiği günlerde ‘Zübük’, ‘Hasip ile Nasip’ gibi seçim komedisi geleneğine sırtını yaslayan ‘Hava Muhalefeti’, siyaset dünyamızı kara mizahın malzemesi yapıyor. Murat Kepez’in yönettiği filmde Ali Sunal, Doğa Rutkay, Ege Kökenli ve Burak Hakkı başrolde oynuyor.
Şenol Kılıç’ın yönettiği ‘Mannu Çanakkale’de’ koala Mannu’nun Avusturalya’dan Çanakkale’ye uzanan yolculuğunu anlatıyor. Sevimli koala Mannu, Anzak törenlerine katılmak için yola çıkan sahibi William’ın çantasına gizlice girer. Willim’in yanında dedesinin ona Çanakkale Savaşı’ndan hatıra olarak gönderdiği değerli bir madalyon da bulunmaktadır. Madalyonun peşindeki hırsızlar da onlarla birlikte yola koyulur. William, gemide İzmir’i seyrederken, bir arbede çıkar ve bu sırada Mannu, hırsızlar ve değerli kolye suya düşer. Mannu kıyıya çıkmayı başardığında sahibini bulmak için harekete geçer. Bu süreçte ona sokak kedisi Pala yardımcı olur. Mannu’nun yolu bir kez daha hırsızlarla kesişir. Bu sefer de ona polis Ayşe ve köpeği Minik kurtarır.
Şiar Zaim’ın yönettiği Cengiz Küçükayvaz, Hakan Bilgin, Bülent Çolak’ın rol aldığı ‘Hadi Hayırlısı: İstakoz’un Hatırası’ bir mafya liderine ait define haritasının eline geçmesiyle kendisini büyük bir maceranın içinde bulan bir hocanın hikayesini anlatıyor. Istakoz Necmi, azılı bir mafyanın lideridir. Ona ait olan önemli bir define haritası, kendisi gibi azılı bir başka mafya lideri olan Yengeç Nuri’nin eline geçtiğinde Necmi, haritayı geri almak için harekete geçer. Bu sırada Yengeç Nuri, bir muska yapması için evine bir hoca çağırır. Tam da bu sırada Istakoz da haritayı geri almak için Yengeç Nuri’nin evine bir baskın düzenler. Yengeç, baskın sırasında haritayı saklaması için hocaya verir. Çatışmadan sağ kurtulan hoca, elindeki haritayla kendisini büyük bir maceranın içinde bulur.
Chris McKay imzasını taşıyan Nicolas Cage, Awkwafina, Nicholas Hoult’un başrolde olduğu ‘Renfield’, Drakula ile onun yardımcısının hikayesini anlatıyor. Yıllar boyunca eziyet gören Dracula’nın yardımcısı Renfield, efendisinin her emrinin yerine getirmek zorunda kalır. Yüzyıllar süren esaret hayatından sonra Renfield şimdi yeni bir hayatın kapılarını aralama fırsatı yakalar. Karanlıklar Prensi’nin gölgesinin dışında bir hayat olup olmadığını görmek için hazır olan Renfield, öncelikle bu karşılıklı bağımlılık halinden kurtulmanın yolunu bulmakta zorundadır.
Genç yönetmen Ziya Demirel’in yönettiği Ece Yüksel, Serkan Keskin, Denizhan Akbaba’nın oynadığı, geçen yıl festivallerde bol bol ödüllerle takdir edilen ‘Ela ile Hilmi ve Ali’ nihayet gösterimde. Yılların matematik hocası Hilmi, kendinden yaşça küçük eşi Ela’yı üniversite sınavına hazırlarken, apartman görevlisinin ikidir sınıfta kalan 15 yaşındaki oğlu Ali’ye de matematik çalıştırır. Yaşları ve dünyaları farklı bu üç insan yalnızlıklarına merhemi birbirlerinde bulurlar.
Haftanın yerli korku filmi Osman Tuğra’nın yönettiği ve tabii ki Osman Tuğra ile birlikte Tamer Küçük, Sude Kasap’ın rol aldığı ‘Umay’. Bir YouTuber’ın 1850 yıllarında yaşanmış bir olayı gün yüzüne çıkarmasıyla gelişen olaylar anlatılıyor. Kara büyüler ve ölüm büyüleri yapan bir kadının tekrar ortaya çıkması ile birlikte korku gerilim dolu anlar başlıyor.
Güney Koreli müzik grubu Astro’nun üç yılı aşkın bir süredir verdiği ilk konserin belgeseli. Her üye, Aroha ile yeniden bir araya gelme düşüncesiyle heyecan ve beklentiyle doludur, ancak yoğun programların ortasında canlı bir konsere hazırlanmak kolay değildir. Astro’nun kariyerinde çok önemli bir anı anlatan ilgi çekici yapım, grubun konser performansının yanı sıra röportajlara ve sahne arkası görüntülere de yer veriyor.
15 Kasım 2024 - Savulun Roma’nın kaderini değiştirecek adam arenaya çıkıyor
8 Kasım 2024 - Ara tatilin sürprizi: Robot da olsa insan insandır!
5 Kasım 2024 - Trump mı kazanacak yoksa Harris mi? Sinemacılar sonuçları açıklıyor!
4 Kasım 2024 - ‘Yandaki Oda’ Oscar’da karşınıza çıkarsa şaşırmayın!