55. SİYAD Ödülleri'nde 'Kurak Günler' En İyi Film dahil sekiz ödülle geceye damgasını vurdu. Salon İKSV'deki törende sahneye çıkanların sözlerinde hep bir bahar özlemi vardı. Sinemacılar memlekete bahar gelsin istiyordu. Baharın tarihi de veriliyordu, 14 Mayıs.
Gazeteciliğe ‘çocuk işçi’ olarak başlayınca SİYAD Ödül törenlerinde de adeta çocuk yaşta görev almak durumunda kalmak kaçınılmazdı. Törenlerde hatırladığım ilk görevim, ki henüz derneğe üye olmamıştım, tören çıkışı basın mensuplarına bülten dağıtmaktı. Emek Sineması, AKM, CRR, Lütfi Kırdar, TİM Show Center… Tören nerede düzenlenirse düzenlensin Talip Ertürk, Murat Emir Eren ve bendeniz birtakım görevler üstlenirdik ya da üstlenmek durumunda kalırdır. Çünkü SİYAD yönetimindeki büyüklerimiz, özellikle Uğur Vardan “Siz gençsiniz yatar çıkarsınız” sözleriyle bir sürü görevi bize tebliğ ederdi. Törenlerin sonunda onursal başkanımız Atilla Dorsay, her zaman teşekkür eder ve “Şimdiden gelecek yıla hazırlanın gençler” derdi. Böylece sonraki yılın da yerini yapardı.
Yıl yıl görevlerimiz arttı. Törene gelenleri salon girişinde karşılamak, koltuklarına oturmak, ödül verecekleri salondan kulise götürmek, ödül sahiplerine mihmandarlık etmek. Hatta bir keresinde CRR’nin sahnesini viledayla temizlediğimi hatırlıyorum. Gecenin fotoğrafları çeken Muhsin Akgün sahnenin tozlu görünmesi konusunda hassastı çünkü. Biraz yaş alınca ve tecrübelenince efsanevi SİYAD Başkanı Murat Özer, “Şener Şen’e Onur Ödülü verelim, bu işi sen üstlen” diyerek tören görevlendirmesinde el artırmıştı. Şener Şen’i ikna etmek sonra tören boyunca ona mihmandarlık etmek, arkada kuliste Şener Şen ve Cem Yılmaz’ın muhabbetlerine tanık olmak unutamadıklarım arasındaydı.
SİYAD törenleri her zaman amatör bir ruhla yapılır ama profesyonelce iş çıkartılmaya çalışılır. Yoğun emek vardır arkasında. Rahmetli Hıncal Uluç, SİYAD törenlerini hep Oscar ile kıyaslar ve bizim törenleri eleştirirdi. Bir gün “Yapma Hıncal Abi 30 milyon dolarlık Oscar törenleri ile SİYAD törenlerini kıyaslamak abartı olmuyor mu?” demiştim. O şen kahkahasını patlatmış ve “Sektörü ödüllendirmek kolay iş değildir” demişti. Doğru, her ülkede sinema sektörü yıl içerisinde ortaya çıkan eserleri ödüllendirir. Bizde sektör bu işi yapamayınca iş SİYAD’a kalıyor ve doğal olarak törene bakış hep üst düzey oluyor.
Bunun için yönetim kurulları için de hep bir sınavdır SİYAD törenleri. Geçen aralıkta SİYAD Yönetimi’ne seçilince biz de (Esin Küçüktepepınar, Müge Turan, Şenay Aydemir, Burak Göral ve bendeniz) bu büyük sınava girdik. Önceki gün Salon İKSV’de düzenlenen 55. SİYAD Ödülleri töreni için aylar öncesinden çalışmaya başladık. Bizden önceki yönetim kurullarındaki arkadaşların nasıl çileler çektiğini bir kez daha yaşayarak anladık.
“Sinemanın çocuğusun” diyerek hep prestijli gecelerde sunuculuk yapmaya ikna edilen usta oyuncu Cem Davran meğer hiç SİYAD töreni sunmamış. İşte bu kaçmaz dedik. Burak Göral’ın ikna edici telefonuyla Cem Davran’ı ‘tavladık’ ve gecemizi şahane bir şekilde sundu. “Bu son olamaz” diyerek sarılarak ayrıldık Cem Davran’la… Bakalım gelecek yıl da ikna ederiz inşallah…
Gelelim geceye… Pandemi, sonrasında deprem, sinema dünyası için bir araya gelmek ve yalnız olmadığımızı hissetmek, hissettirmekti amacımız. Bunun için samimi ve içten bir tören olmasını arzuluyorduk. Oldu da galiba… Bir Yeşilçam filmi gibiydi bizim tören, kah duygulandık, kah kahırlandık, kah güldük… Bir gün önce mesleğimizin duayenlerinden Sungu Çapan’ı toprağa vermiştik. O gün de genç yaşta yitirdiğimiz müzik yazarı Tolga Akyıldız’ı… Sinema dünyasındaki kaybettiklerimiz anmak hep zor gelirdi bize. Bu sefer meslek büyüklerimiz Murat Özer, Agah Özgüç ve Sungu Çapan da vardı o bölümde. Ki hepsi bir zamanlar bu törenlerin düzenleyicileri ve vazgeçilmez simalarıydı.
Sonra sahneye yönetmen Korhan Yurtsever çıktı, Tuncan Okan Sinema Emek Ödülü’nü almaya. Ödülü vermek bana nasip oldu. Korhan Bey SİYAD’ı öyle bir onore etti ki, derneğin tarihine geçti. “Emek” diye girdi konuşmasına Korhan Bey sonra da “Ne güzel bir kavramdır emek. Bazen bir ana ve babanın evladını yetiştirmesidir emek… Bazen öğrencisini eğiten bir öğretmendir. Çırağına zanaatını veren ustadır emek. Bazen fırında ekmeği, mutfakta yemeği pişirendir. Bazen bir ustanın nasırlı ellerinde örülen duvardır. Yol yapandır, ev kurandır emek… Aylarca yazmaktır. Senaryodur… Günler, haftalar boyu setlerde ter dökmek kafa patlatmaktır. Stüdyolarda sabahlamaktır. Yani bir filmdir emek. Can vermektir yazılana… Evlattır emek… Birileri emeğin düşmanıdır. Çalar evladınızı. Hiç acımadan koparır kolunu kafasını, keser nefesini. Adı Sansürdür. Lanet olsun… Birileri ise el verir emeğinize. Yoldaş olur yolunuza… Ödül olur emeğinize. Adı SİYAD’dır. Hep var olsun…” diyerek ödülü havaya kaldırdı.
Usta yönetmen Tevfik Başer… Filmleri Cannes’da Berlin’de yarışan yönetmen meğer Türkiye’de hiç sinema ödülü almamış. Onur Ödülü’nü ’40 Metrekare Almanya’da birlikte çalıştığı Zuhal Olcay’ın elinde alırken ilk filmiyle yurtdışında aldığı bir ödül hikayesini anlatı. “35 yaşımdayım ilk filmimi çekmişim. Locarno Film Festivali’nde 5 bin kişinin önünde ödül aldım. Heyecanlıyım, çok mutluyum ama üzgünüm de. Tören bitti. Herkes gittikten sonra ödüllerimle baş başa kaldım salonda. Hüngür hüngür başladım ağlamaya. Çünkü ödül sevincini paylaşacak kimsem yoktu yanımda. Ama şimdi her şey farklı. İlk defa Türkiye’de ödül alıyorum. Ve bu ödül sevincimi paylaşacak bir sürü arkadaşım ve dostum var yanımda.”
Diğer Onur Ödülü sahibi Suna Selen’di. Mesleğini yapma azmine kim saygı duymaz ki? Hala tiyatro sahnesinde hala film ve dizilerde rol alıyor. Enerjisiyle hepimize taş çıkartacak bir dinçliği var. Cem Davran ile Ömer Kavur’un ‘Yusuf ile Kenan’ filminde karşılıklı sahneleri vardır. Davran’ın Selen’i Onur Ödülü için sahneye çağırması ayrı bir keyifti bu yüzden. Suna Selen, Onursal başkanımız Atilla Dorsay’ın elinden aldı ödülünü. Dorsay’ın elinden bu ödülü aldığını için onur duyduğunu söyledi. Sarıldılar birbirlerine…
Sonra ödül heyecanı başladı. Dernek üyelerimizden Aslı Ildır’ın hazırladığı, ödül adaylarını gösteren videolar dönüyor sonra da ödüller açıklanıyordu. Ödül zarfları itinayla hazırlanmıştı ve Oscar’daki bir karışıklık olmasın diye Şenay Aydemir, bizzat zarf sorumluluğunu üstlenmişti. Müge Turan, sahne arkasında rejinin başındaydı ve Cem Davran sunumuyla ve esprileriyle belirlediği gecenin ritmine ayak uyduruyordu. Başkan Esin Küçüktepepınar, gecede her şeyin yolunda gittiğini görünce nihayet günler sonra rahat bir nefes alarak töreni izliyordu. Burak Göral ise protokolden sorumlu olarak bir gözü sahnede bir gözü ön sıralardaki ‘ağır konuklar’daydı.
Ödül zarfları açıldıkça sahneye çıkanların sözlerinde hep bir bahar özlemi var. Memlekete bahar gelsin istiyordu herkes. Baharın tarihi de veriliyordu 14 Mayıs… En İyi Yardımcı Erken Oyuncu ödülü alan Erol Babaoğlu “Neruda’nın sözünü hatırlatmak istiyorum ‘Bütün çiçekleri koparabilirler ama baharın gelişini engelleyemezler” diyerek baharın mutlaka geleceğini söylüyordu.
Ödül törenlerinde sahneye çıkanların politik söylemleri kaçınılmazdır. Çünkü sahne bir ifade alanıdır aynı zamanda. Gezi tutuklularının özgürlüğüne kavuşması, Çiğdem Mater ve Osman Kavala’nın hapisten çıkması, çocukların daha güzel bir Türkiye’de büyümesi, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki direnişin mutlu sonla bitmesi hep 14 Mayıs baharıyla ilgili temennilerdi…
Temenniler bir yana… Törendeki konuşmalardan başka şeyler de öğrendik. Yönetmen Emin Alper’in taze baba olmuştu. En İyi Senaryo Ödülü’nü kızı Nora’ya adadı. Selahattin Paşalı’nın o gün karısının doğum günü olduğunu öğrendik. O da aldığı En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü eşine armağan etti. Selen Uçer ile Tülin Özer arasında ödül verme konusunda tatlı bir rekabet varmış meğerse onu da öğrendik. Tayfun Pirselimoğlu’nun Yunanistan’da yeni filminin son sahnesini çektiğini haberini yine gecede sahneye çıkanlardan aldık…
Gecenin galibi Emin Alper’in ‘Kurak Günler’iydi… 10 kategoride 11 adaylık kazanan ‘Kurak Günler’ En İyi Film, En İyi Yönetmen dahil sekiz ödülle geceye damgasını vurdu. Emin Alper “Bu kadar çok ödülle ta,ltif edilmek cidden çok önemli. Bu filmim dördünce ve en zor filmimdi. Başımıza gelenler biliniyor, önce halk ve sonra SİYAD tarafından ödüllendirildik. Tüm ekibime ve SİYAD’a teşekkür ederim” dedi.
55. SİYAD ÖDÜLLERİ
EN İYİ FİLM
Kurak Günler
EN İYİ YÖNETMEN
Emin Alper (Kurak Günler)
EN İYİ SENARYO
Emin Alper (Kurak Günler)
EN İYİ KADIN OYUNCU PERFORMANSI
Farah Zeynep Abdullah (Bergen)
EN İYİ ERKEK OYUNCU PERFORMANSI
Selahattin Paşalı (Kurak Günler)
EN İYİ YARDIMCI KADIN OYUNCU PERFORMANSI
Jale Arıkan (Kerr)
EN İYİ YARDIMCI ERKEK OYUNCU PERFORMANSI
Erol Babaoğlu (Kurak Günler)
EN İYİ GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ
Christos Karamanis (Kurak Günler)
EN İYİ MÜZİK
Stefan Will (Kurak Günler)
EN İYİ KURGU
Özcan Vardar-Eytan İpeker (Kurak Günler)
EN İYİ SANAT YÖNETİMİ
Natali Yeres (Kerr)
DİJİTAL PLATFORMLARDA GÖSTERİME GİREN EN İYİ FİLM
İki Şafak Arasında (Selman Nacar)
EN İYİ UZUN BELGESEL
Boşlukta (Somnur Vardar)
EN İYİ KISA BELGESEL
Her Şey Yolunda (Muhammet Beyazdağ)
EN İYİ KISA FİLM
Cehennem Boş, Tüm Şeytanlar Burada (Özgürcan Uzunyaşa)
GIOVANNI SCOGNAMILLO FANTASTİK FİLM ÖDÜLÜ
Ev Diye Bir Şey Yok (F. Nur Özkaya)
DİJİTAL PLATFORMLARDA GÖSTERİME GİREN EN İYİ YABANCI FİLM
Ayrılık Kararı / Heojil kyolshim
VİZYONDA GÖSTERİLEN EN İYİ YABANCI FİLM
Drive My Car
20 Aralık 2024 - Ormanda yeni bir lider doğuyor, şımarık oğlan dersini alıyor!
13 Aralık 2024 - Yılın en iyilerinden ‘Hemme…’: Öfke ruhu kemirir!
6 Aralık 2024 - Babaların kızları için yaptığı yolculuk hiç biter mi!
5 Aralık 2024 - Keşanlı Ali 60 yaşında mikrofonlarımız Haldun Taner’de