Yapay zeka kaynaklı seçim hileleri dünyanın en büyük derdi oldu
Sinema tarihinin yapay zekayla senaryosu yazılan ilk filmi 'The Last Screenwriter' çekildi. Filmin prömiyeri Londra'daki Prens Charles Sineması'nda yapılacaktı. Lakin sinemanın müdavimlerinden gelen itirazlar nedeniyle gösterim iptal edildi.
Jack ünlü bir senaristtir. Üstelik işinin de ehli bir senarist. Ama senaryo yazan bir yapay zekayla tanışır. Önceleri biraz küçümser yapay zekayı. Ama yapay zekanın empati ve insan duygularını anlama konusunda kendisini ve doğal olarak insanları geride bıraktığını fark edince biraz kaygıya kapılır. Yapay zekanın işini elinden alacağı, zamanın gerisinde kaldığı hissi onu etkiler. Lakin bir fırsat da verilir kendisine yapay zeka ile bir senaryo yazması istenir.
Yönetmen Peter Luisi’nin çektiği ‘The Last Screenwriter / Son Senarist’ filminin konusu böyle. Filmin özelliği senaryosunun gerçekten yapay zekayla yazılmış olması. Bu anlamda bir ilk. Sinema tarihinde yapay zekanın senaryosunu yazdığı ilk uzun metrajlı film ‘Son Senarist’. Ki yapay zekanın filmin adı ve konusu düşünülünce nasıl bir meydan okuma yaptığı da ortada.
Nicholas Pople, Bonnie Milnes, Anna Arthur’un rol aldığı film yakında internet üzerinden yayına girecek. Lakin yapımcı ve yönetmen filme bir sinemada dünya prömiyeri yapmak istedi. Seçilen sinema da Londra’daki Prens Charles Sineması oldu. Kült filmlerin ve özel gösterimlerin yapıldığı bu sinemanın ciddi bir sinemasever takipçisi var. Bu takipçilerin genel özelliği filmleri beyazperdede izlemeyi, sinema çıkışında filmlere dair sohbet etmeyi seven klasik seyirci profiline uygun olmaları.
Film ekibi senaryosunu yapay zekanın yazdığı bir filmi işte böyle bir seyirci kitlesinin huzurunda dünyaya duyurmak istedi. Ki bu da başka türlü bir meydan okumaydı. Filmin prömiyerinin 23 Haziran Pazar günü yapılacağı ilan edildi. Fakat sinemanın takipçileri bunun normal bir gösterim değil bir meydan okuma olduğunu gördü ve filmin sinemada gösterilmesine şiddetle itiraz ettiler. Prens Charles Sineması işletmecileri de filmin dünya prömiyerini sinemalarında yapmaktan vazgeçti.
Peter Luisi yönetmen ve aynı zamanda senarist. Biraz da kendi durumundan yola çıkarak böylesi bir projeye girişmiş. O da filmdeki Jack gibi yapay zekanın bir insan gibi senaryo yazamayacağını düşünmüş. Ama yapay zeka ile çalışınca fikri değişmiş. Biraz kendinden yola çıkarak yapay zeka ile sinemacıların ilişkisini tartışmaya açma niyetiyle böyle bir projeyi hayata geçirdiğini söylüyor.
Tabii bu işin yaratıcılık kısmıyla ilgili. Özellikle sinemada yapay zekanın kullanılmasını isteyen sinema endüstrisinin aktörlerinin temel derdi ticari. Bu Hollywood’daki yazarlar ve oyuncular grevinde net bir şekilde ortaya çıktı. Endüstri senaristlere ve aslında oyunculara çok da para vermek istemiyor. Yapay zekaya senaryolar yazdırmak sonra da oyuncuların görüntü ve işitsel özelliklerinin telifini alıp yine yapay zeka ile bu oyuncuları canlandırıp film ve dizi çekmek derdindeler. İşler o noktaya gelir mi bilinmez ama şimdilik provokatif denebilecek bir film izleyiciden ret cevabını almış durumda.