Cumhuriyet Bayramı kutlama hazırlıklarını sönük bulanlardan mısınız? Arşivlere daldık, eski yıllarda bayrama nasıl hazırlanıldığı, kutlamaların nasıl geçtiğiyle ilgili bazı ipuçları çıkardık. Eski kutlamaların az bilinen marşları ve bu yılın sürpriz besteleri de ilerleyen satırlarda.
Atatürk 10. Yıl Nutku’nda Türk halkına seslenmiş, “Yurttaşlarım! Az zamanda çok ve büyük işler yaptık” demişti. 10. yıl kutlamalarına da bu gururla hazırlanıldı. Ülkenin kurucu lideri organizasyonla bizzat ilgilendi, bugün hala coşkuyla söylenen 10. Yıl marşı bestelendi. Devlet ve halk birlikte bayram yaptı.
Aynı özeni 50. yılda da görmek mümkün… Kutlamalarının coşkuyla geçmesi için yapılan hazırlıklara 1969 yılında çıkarılan bir kararname ile başlandı. Buna göre 1973’te düzenlenecek gösteri, festival, spor müsabaka ve uluslararası toplantıları içeren kapsamlı bir program planlanacaktı.
24 Şubat 1972’de bir başka kararnameyle, “Cumhuriyetin 50. Yıl Dönümü Kutlama Komisyonu” kuruldu. Devlet Bakanı Ali İhsan Göğüş’ün başkanlığındaki komisyonun amacı “Cumhuriyetin kuruluşunun 50. yıldönümünün, Türk milleti için taşıdığı büyük önem ve değeri yansıtacak bir şekilde kutlanabilmesini sağlamak”tı.
50. yıl kutlamaları bazı açılardan ilginç… Hazırlıklar birkaç yıl öncesinden başlasa da evdeki hesap çarşıya uymadı; Ordu, 12 Mart 1971’de hükümete muhtıra verdi. Parlamento feshedilmedi, partiler kapatılmadı, anayasa askıya alınmadı ama koşullar değişti.
50. yıl kutlama hazırlıklarıyla yeni hükümeti belirleyecek seçimin hazırlıkları birlikte yürüdü. Ülke Cumhuriyet kadar seçeceği yeni hükümetle ilgili de heyecanlıydı. 14 Ekim’deki seçimde CHP genel başkanı Bülent Ecevit kazandı ancak kutlamalar sırasında henüz başbakanlık görevini almamıştı.
O yıla kadar 2,5 gün olan bayram tatili 50 yıl şerefine 4,5 güne çıkarıldı. Ankara, diğer büyük şehirlerde ve taşrada kurulan taklara asılan aydınlatmalarla diğer bayramlardan farklı bir hava oluşturuldu. Çok sayıda kurum elli yılda kaydettiği gelişmeleri gösteren yayınlar çıkardı.
İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi uzmanı Leman Şenalp’in araştırmasına göre Cumhuriyetin 50. Yıldönümü kutlamaları kapsamında, 299 kitap basıldı. Bunların 62’si bakanlıklar, 37’si üniversiteler, 15’i bankalar, 79’u kişiler, geri kalanları diğer devlet örgütleri ve kurumlar tarafından hazırlandı. Ayrıca o dönemde yayın yapan 1250 dergiden 91’i Cumhuriyetin 50. Yılı dolayısıyla özel sayı çıkardı, gazeteler ekler verdi.
Spor müsabakaları da dikkat çekiciydi. Futbolcular 50. yıl kupası için oynadı. Paraşütçüler gösteri yaptı, 17 otomobilin katıldığı ralliyi bitiren üç yarışçıdan biri olan Faruk Süren kupayı aldı.
50. yıl kutlamalarının en çarpıcı duraklarından biri Boğaziçi Köprüsü’nün açılışı oldu. İlk adı ‘Boğaziçi’ olan, Boğaz’a ikinci bir köprü kurulduktan sonra daha çok ‘1. Köprü’ olarak anılan ve 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden sonra ‘15 Temmuz Şehitler’ adını alan Boğaz köprüsünün temelleri Şubat 1970’te atıldı; Cumhuriyetin 50. yıl kutlamaların bir parçası olarak 30 Ekim 1973’te açıldı.
31 Ekim tarihli gazetelerden Hürriyet “Ne güzel şey”, Milliyet “Asyayı Avrupaya bağladık” manşetleriyle heyecanı sayfalarına taşıdı. Cumhuriyet gazetesi ise “Boğaziçi Köprüsü törenle hizmete açıldı” başlığını seçerek mesafesini korudu.
30 Ekim 1973’te açılan köprü 22 dakikalık bir yürüyüşle kat edilirken halk tarafından 10. ve o yıla özel bestelenen 50. yıl marşları söylendi. Çeşitli ülkelerden gelen çocuklarla birlikte UNICEF Barış Kervanı da yürüyüşte yer aldı. Etkinlik televizyondan canlı yayınlandı. 30 Ekim akşamı Başbakan Naim Talu ile eşi, Şale Köşkü‟nde yabancı misyon mensupları şerefine bir davet verdi. Tüm dünyadan 43 bakan törenlere katıldı.
Sonuç olarak, 26 Ekim 1973 tarihinde Devlet Bakanı İsmail Hakkı Tekinel’in radyodan yaptığı konuşmayla başlayan Cumhuriyetin 50. yıldönümü kutlamaları, 29 Ekim tarihinde yapılan tören, kutlama ve gösterilerle zirveye ulaştı, 30 Ekim 1973 tarihinde İstanbul Boğaziçi köprüsünün açılış töreniyle sona erdi.
Cumhuriyetin 75. yılına gelindiğinde takvimler 1998’i gösteriyor. Cumhurbaşkanlığı koltuğunda Süleyman Demirel, 55. hükümetin başında Mesut Yılmaz var. Ülke “postmodern askeri darbe” olarak nitelenen 28 Şubat sürecinin içinde, askerin varlığı yine yoğun olarak hissediliyor.
75. yıl kutlamalarının daha sivil bir havada geçtiğini söylemek mümkün. 28 Şubattan sonra ülkede hakim olan siyasi iklim nedeniyle halk Cumhuriyet fikrine daha sıkı sarılmış. Gelişen kitle iletişim araçları sayesinde sivil kutlamalar da kayda geçmiş.
Gazetelerin Cumhuriyet temalı yayınlara günler öncesinden başladığı görülüyor. Hazırlanan eklerde spor, sanat, sanayi, bilim ve teknolojide 75 yılın döküm ve değerlendirmeleri yapılmış. Cumhuriyetin toplumdaki karşılığı araştırılmış.
29 Ekim’in beklenmedik olayı ise bayram günü kaçırılan uçak. Hürriyet gazetesinin 30 Ekim tarihli nüshasının manşeti “Yıldırım baskın: THY uçağını kaçırıp Cumhuriyet bayramını berbat etmeye kalkışan terörist yıldırım baskınla cezasını buldu” diyor.
O günlerden bir başka dikkat çekici haber de dönemin İstanbul Belediye, bugünün Cumhurbaşkanı Recep tayyip Erdoğan’ın Üsküdar Çamlıca korusunun açılışında yaptığı konuşmadan çıkmış.
Türkiye genelinde halkın katılımıyla yapılan Cumhuriyet yürüyüşlerini eleştiren Erdoğan’ın sözlerini Hürriyet gazetesinden okuyoruz: “Bugün amatör maçlar tatil edildi. Neden, yürüyüş yapılayormuş. Bir şeyler dayatmayla olmaz. İlan edersin gelen gelir. Bu gönül, aşk sevda işidir. Cumhuriyet dikta bir yapının eseri değildir. O zaman ne olur? Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği olur. Suriye Cumhuriyeti olur. Sevsinler böyle cumhuriyeti.”
75. yıl kutlamalarına dair bir değerli kaynak da sosyal bilimci İnci Çağlayan’ın 2000’de yazdığı doktora tezi. Çağlayan kutlamaların basına yansıması ve halktaki karşılığını araştırmış.
İstanbul’da sekiz ilçede toplam çoğunluğu 21-30 yaş aralığında ve lise ya da üniversite mezunu olan 320 kişiyle yüz yüze görüşen Çağlayan’ın vardığı sonuçlardan bazıları şöyle:
📌Araştırmaya katılanların yüzde 23’ü kutlamaları televizyondan izledi, yüzde 13’ü ertesi gün gazetelerden okudu. Yüzde 10,5 kutlamalara bizzat katıldı, yüzde 3,4 ne katıldı ne izledi.
📌Araştırmaya katılanların yarısı 75. yıl kutlamalarını başarılı, yüzde 25’i çok başarılı buldu. Başarısız ya da çok başarısız diyenler toplamda yüzde 4,4.
📌Kutlamaları coşkulu ya da çok coşkulu bulanlar yüzde 80’i oluşturuyor. Geri kalan yüzde 20 nötr ya da başarısız buldu.
📌Yüzde 75’e yakın bir oran gazetelerin Cumhuriyet kutlaması haberlerine yeteri kadar yer verdiğini söyledi.
📌Görüşülenlerin yüzde 80’i Cumhuriyetin 75. yılı için tasarlanan özel logoyu biliyor.
Milli bayram deyince akla marş, marş deyince 10. Yıl geliyor. Sözleri Faruk Nafız Çamlıbel ve Behçet Kemal Çağlar’a ait marşın bestesi Cemal Reşit Rey’in.
50. yılda da benzer bir coşku yaratmak isteyen devlet bu yıla özel bir marş için sipariş verir. Ellinci Yıl marşını 1973’te ünlü besteci, öğrenimini Viyana’da yapmış olan Necil Kazım Akses (1908-1998) besteledi. Müzikologlar, sözlü müzikte ulaşılması zor bir uyumu, sözlerle ezgilerin uyumunu, sözlerden fedakarlık etmeden, prozodi kurallarına uygun olarak bestelendiği için 50. Yıl Marşını başarılı buldular.
Ancak herkes tarafından örneğin 10. Yıl Marşı gibi kolayca söylenebilecek, basit ve akılda kalabilen bir marş olmadığı için okullarda öğretilmesine rağmen halk arasında fazla yaygınlaşamadı.
50. Yıl Marşının söz yazarı Bekir Sıtkı Erdoğan (1926-2014) esas olarak asker kökenliydi ancak daha sonra Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesini bitirerek edebiyat öğretmeni oldu. Erdoğan 50. Yıl Marşı yarışmasında birinci oldu. 75. Yılda TRT’nin yeni bir marş yarışmasına davet için önerdiği isimler arasında yer alıyordu ama katılıp katılmadığı belli değildi. Bekir Sıtkı Erdoğan Deniz Harp Okulu Marşının da sözlerini yazmıştı.
Sözler: Bekir Sıtkı Erdoğan, Beste: Necil Kazım Akses
Müjdeler var, yurdumun toprağına taşına
Erdi Cumhuriyetim, elli şeref yaşına
Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu
Atatürk’ün çizdiği çağdaş, uygarlık yolu
Bu rüzgarla şahlanmış, dalga dalga bayrağım
Başka bir tuğ yaraşmaz Türk’ün özgür başına
Bu rüzgarla şahlanmış, dalga dalga bayrağım
Başka bir tuğ yaraşmaz, Türk’ün özgür başın
Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu
Atatürk’ün çizdiği çağdaş, uygarlık yolu
Yaşasın hür ulusum, soylu gencim, benliğim
Yaşasın şanlı ordum, sarsılmaz güvenliğim
Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu
Atatürk’ün çizdiği çağdaş, uygarlık yolu
Ersin elli yıllarım nice mutlu çağlara
Örnek olsun cihana devletim, düzenliğim
Ersin elli yıllarım nice mutlu çağlara
Örnek olsun cihana devletim, düzenliğim
Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu
Atatürk’ün çizdiği çağdaş, uygarlık yolu
Neredeyse hiç bilinmemesine rağmen 75. yıl için de bir marş girişimi oldu. 1 Ağustos 1998 tarihli Hürriyet gazetesi ‘75. Yıl marşı skandalı’ başlıklı yazıda “TRT’nin jüri üyelerinin seçmediği marşı bir oldu bittiye getirip ekranlarda yayınladığını” yazmış.
Aslında uzun tartışmalar sonucunda yeni bir marş yerine 10. yıl marşının kullanılmasına karar verilmişti. Buna rağmen, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık’tan gelen ısrarlar üzerine TRT 75. Yıl Cumhuriyet Marşı Yarışması düzenlendi. Bu yarışma sonucunda sözleri Prof. Dr. İhsan Özkaynak’a, bestesi Nejat Başeğmezler’e ait marşın birinci seçildiği açıklandı ve bu marşla hazırlanan klip yayınlamaya başladı.
Ancak aralarında Dinçer Sümer, Nevit Kodallı, Rengim Gökmen’in de bulunduğu ve TRT, Devlet Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı temsilcilerinden oluşan jüri üyelerinin bu seçimden haberdar olmadığı açıklanınca ortalık karıştı.
Kimin seçtiği belli olmayan TRT’nin yayınlattığı 75. Yıl Cumhuriyet marşı şöyle:
Güfte: Prof. Dr. İhsan Özkaynak, Beste: Nejat Başeğmezler.
Selam yüce milletim, selam ebedi yurdum
Selam şanlı bayrağım, selam kahraman ordum
Bin yaşasın milletim, bin yaşasın devletim
Yetmişbeşinci yıla erdi cumhuriyetim
Yüceldi Türk milleti Atatürk’üm Seninle
Armağan bıraktığın en büyük eserinle
Seni sonsuza kadar minnetle anacağız
Senin eserlerini her an yaşatacağız
Bin yaşasın milletim, bin yaşasın devletim
Yetmişbeşinci yıla erdi cumhuriyetim
Yüceldi Türk milleti Atatürküm seninle
Armağan bıraktığın en büyük eserinle
Güneş gibi parlıyor yurdumuzda hürriyet
Bir taç oldu bizlere, kurduğun cumhuriyet
Bin yaşasın milletim, bin yaşasın devletim
Yetmişbeşinci yıla erdi cumhuriyetim
Bizler cumhuriyetin sahibi, bekçisiyiz
İşte altmışbeş milyon, Atatürk’ün sesiyiz
Külliye tarafından açılan 100.Yıl Marşı yarışmasını kazanan İlker Kömürcü imzalı marş şöyle:
Parlayan yıldızı Anadolu’nun
Çağlayan sel gibi şanlı ulusun
Türkiye Yüzyılı titretiyor dünyayı
Sarsılmaz bir inançla kalpte tutkusun
Bu toprak bu deniz bu bayrak bizim
Tarihe sığmayan destanlar bizim
Türklüğün yazgısı yazılıyor koynunda
Kalplere kazınmış bu vatan bizim
Yüzyıllarca kutlanacak Cumhuriyetimiz
Her zaman aydınlık mavi göklere uzanacak ellerimiz
Yüzyıllarca kutlanacak Cumhuriyetimiz
Gazi’nin açtığı bu kutlu yolda yürüyeceğiz hepimiz
Özgürlük tutkusu damarlarımda
Çelikten her nefer semalarımda
Sarmaşık dal gibi sarılmışız biz bize
Tek yürek bu millet en zor anında
Düşmanlar bir olsa yağsa göklerden
Denizler köpürse taşsa dağlardan
Kimseye eğmedik boynumuzu eğmeyiz
Kahraman yarattı Türk’ü yaratan
Yüzyıllarca kutlanacak Cumhuriyetimiz
Her zaman aydınlık mavi göklere uzanacak ellerimiz
Yüzyıllarca kutlanacak Cumhuriyetimiz
Gazi’nin açtığı bu kutlu yolda yürüyeceğiz hepimiz.
Bir de sivil marşlar var. Bu yıl önce Fazıl Say sonra Tarkan ve Kıraç 100 yıl için besteledikleri marşları yayınladı. Dün de Kenan Doğulu Fatih Altaylı’nın Youtube yayınında 100.yıl için bir marş bestelediğini, 27 Ekim’de yayınlayacağını duyurdu.
Yazının ilk bölümünde Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü’nden Hasan Biçer’in ‘Cumhuriyet’in 50. Kuruluş Yıldönümü’ yüksek lisans tezinden yararlanıldı.