Bağırsak bakterileri, tip 1 diyabetin erken teşhisinde rol oynayabilir
Yaklaşık 80 yıl önce geliştirilen ancak artık tedavide kullanılmayan bir antibiyotik, antibiyotiklere dirençli bakteri tehdidine karşı umut oldu. Bu bakteriler sadece ABD'de yılda 3 milyon kişiyi hasta edip, 35 bin kişinin ölümüne sebep oluyor.
Modern tıp için en ciddi halk sağlığı sorunlarından biri, antibiyotiklere direnç gösteren bakteriler. Türkiye’de net istatistikler yok ama ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) tarafından 2019’ya açıklanan istatistiklere göre, ilaca dirençli bakteriler Amerika’da her yıl yaklaşık 3 milyon insanı hasta ediyor ve yaklaşık 35 bin kişiyi öldürüyor.
Peki hangi bakteriler antibiyotiklere direnç gösterebiliyor? Tüberküloz (verem) yapan mycobacterium tuberculosis, bağırsak enfeksiyonuna yol açan koli basili, kan zehirlenmelerine neden olan psödomonas aeruginosa ilk akla gelenler. Yine cinsel yolla bulaşan bel soğukluğu gibi hastalıkların tedavisinde de antibiyotik direnci nedeniyle zorluklar yaşanıyor.
İşin kötü tarafı, büyük ilaç şirketlerinin gündeminde yeni antibiyotik geliştirmeye yönelik çalışmalar yok çünkü bu alan kârlı değil, ilaç şirketleri daha çok kanser, kalp gibi hastalıklara yatırım yapmayı tercih ediyor. Bugün kullandığımız antibiyotiklerin yarısı, yaklaşık bir asır önce, yani antibiyotiklerin ‘altın çağında’ bulunan bileşiklerin türevleri. Tablo böyle olunca tüm dünyada dirençli bakterileri önlemek için bazı önlemler ve farkındalık çalışmaları yapılıyor.
Örneğin Türkiye’de 1 Nisan 2016’dan beri antibiyotikler reçetesiz satılamıyor. Bu önemli çünkü antibiyotik direncinin en önemli sebebi gereksiz yere antibiyotik kullanımı.
Öte yandan gereksiz antibiyotik kullanımı yalnızca insan sağlığını değil tarım ve hayvancılığı da ilgilendiriyor. Mücadele için bu sektörlerde de uygun olmayan antibiyotik kullanımından uzak durulmalı.
Yeni antibiyotiklerin bulunamaması bazı araştırmacıları da eski antibiyotikleri gözden geçirmeye çoktan yönlendirmiş bile. Plos Biology dergisinde yayımlanan yeni bir çalışma, 80 yıllık ama artık kullanılmayan bir antibiyotiğin ilaca dirençli bakteriyel enfeksiyonlara karşı koruma sağlayabileceğini öne sürüyor.
Harvard Tıp Fakültesi’nden patolog James Kirby ve ekibi tarafından yürütülen araştırma, 1940’larda gram negatif bakterilere karşı keşfedilen ancak böbrek toksisitesi nedeniyle terk edilen ‘nourseothricin’ adlı bir antibiyotiğin potansiyelini araştırdı. Araştırmacılar, eski antibiyotiğin içeriğinde yer alan ve böbreklere hasardan sorumlu olan ‘streptothricin’ adı verilen bir molekülün farklı formlarını (F ve D) mercek altına aldı. Buna göre, D formu özellikle ilaca dirençli Enterobakteriler grubu bakterilerle savaşmada çok etkili ama düşük dozlarda bile böbreklere zarar veriyor.
F formuna gelince… D formu kadar güçlü olmasa da Enterobakteriler, Acinetobacter baumannii (zatürre, kan ve idrar yolu enfeksiyonlarına yol açıyor) gibi ilaçlara direnç gösterebilen bazı bakterilere karşı hâlâ etkili. Üstelik F formu, D formuna göre en az 10 kat daha düşük toksisiteye sahip. Araştırmacılar, farelere streptothricin-F molekülü enjekte ettikten sonra çok düşük böbrek toksisitesi bildirdi.