Cari denge dokuz ay sonra yeniden fazla verdi
Çok gezen mi bilir çok okuyan mı tartışmasına yeni bir soluk getiren bir araştırma yayınlandı. Buna göre çok gezen daha yavaş yaşlanıyor. Bu iddianın temelinde yatan bilimsel görüş, fizik biliminden 'entropi' kavramını ödünç alıyor.
Çok gezen mi daha çok bilir çok okuyan mı yılların tartışmasıdır. Ancak çok okumak şimdilik bir kenara çekilebilir, çünkü seyahat etmenin ufkunuzu genişletmenin yanı sıra bir faydası daha olduğu ortaya çıktı. Düşününce ilk anda aklınıza gelmeyecek bir fayda insanlığın peşinde olduğu ve henüz aradığı o sihirli formülü bulamadığı mesele: Daha yavaş yaşlanmak…
Yeni bir araştırma keyif için çıkılan seyahatlerin sağlığa faydası olduğunu gösterdi. Avustralya’daki Edith Cowan Üniversitesi’nde yapılan ve Science Daily’de yayınlanan araştırmaya göre seyahat etmek yaşlanma sürecini yavaşlatabiliyor.
Nasıl mı? Araştırmaya göre seyahat aktiviteleri kronik stresi hafifletmeye, bağışıklık sisteminin aşırı aktivasyonunu azaltmaya ve vücudun kendini savunma mekanizmalarının normal işleyişini desteklemeye yardımcı oluyor.
Araştırmayı yürüten Fangli Hu bulgularını Newsweek’e yorumladı. Yaşlanmanın hayatın temel bir süreci olarak kaçınılmaz olduğunu anlatan Hu bunun çeşitli önlemlerle hafifletileceğini, turizmin bunlardan biri olduğunu söyledi.
Hu çalışmanın vücudun sistemlerinde artan düzensizlik veya kaosun bir ölçüsü olan entropi ilkesini uyguladığını ve biyolojik aşınma ve yıpranmaya odaklanan geleneksel yaşlanma görüşlerine kıyasla yeni bir bakış açısı sunduğunu anlatıyor:
“Bu çalışma, turizmin sağlığı nasıl etkileyebileceğini anlamak için entropi artışı ilkesini uygulayarak yaşlanmaya ilişkin geleneksel fikirlerden ayrı bir yerde duruyor. Yaşlanmaya ilişkin geleneksel görüşler genellikle yaşlanmanın kaçınılmazlığına ve sağlığı korumanın zorluklarına odaklanır. Buna karşılık, bu çalışma entropiyi entegre ederek yaşlanmayı vücutta artan bir düzensizlik olarak görüyor. Turizm yeni deneyimler sunarak sosyal etkileşimleri teşvik ederek ve fiziksel aktiviteyi teşvik ederek entropiyi yönetmeye ve hatta onunla savaşmaya yardımcı olabiliyor. Böylece yaşlanma sürecinin bazı yönlerini hafifletmeyi sağlıyor.”
Entropi, fizik biliminde kullanılan bir kavram. Fizik biliminin ünlü termodinamik kanunları, herhangi bir kapalı sistemde enerji harcandıkça sistem içindeki toplam düzensizliğin de artacağını söyler. Bu kavram, atomları ve molekülleri hedef alır. Biyolojik sistemler, örneğin insan vücudu da atomlardan ve moleküllerden oluştuğu için teorik olarak entropi insan bedenine de uygulanabilir.
Ancak fizikte entropinin artışı hem kaçınılmazdır hem de aslen geri döndürülemez bir süreçtir. Fizik biliminde zaman kavramı genellikle kullanılmaz, çünkü fizik kanunları zamanın ileriye veya geriye gitmesiyle ilgilenmeden hep aynı şekilde çalışır. Bu durumun yegane istisnası entropi artışıdır. Entropi hep artar, bu da zamanın hem ileriye doğru gittiğini gösterir, geriye gitmez.
Yani eğer bu kanun biyolojiye uygulanacaksa, zaman hep ileri doğru aktığı ve entropi hep çoğaldığı için aslında ölüm de kaçınılmaz. Ama Hu zaten ölümsüzlükten söz etmiyor, fazla seyahat etmek sayesinde entropi artışının düzenli hale gelmesinden, yani ölümün geciktirilmesinden söz ediyor.
Hu sağlıklı bir yaşam tarzını seyahatle birleştirmenin hem fiziksel hem de ruhsal sağlığı iyileştirebileceğini söylüyor. Yeni ortamlar deneyimlemek ve orman veya sahil gibi manzaralara dalmak stres seviyelerini önemli ölçüde azaltabileceğine dikkat çekiyor:
“Seyahat yürüyüş veya bisiklete binme gibi fiziksel aktiviteleri teşvik eder ve bu da kardiyovasküler sağlığı, kas gücünü ve genel olarak sağlıklı olma halini güçlendirir. Ayrıca, seyahat ettiğini yerdeki yerel halkla veya seyahat arkadaşlarınızla sosyal etkileşimi teşvik edebilir ve bu da ruh halini iyileştirebilir, yalnızlık hissini azaltabilir ve bilişsel işlevi geliştirebilir.”
Bilim açıkça seyahat etmenin sağlığınıza iyi geleceğini söylüyor; şimdi tek yapmanız gereken patronunuzu daha çok tatile ihtiyacınız olduğuna ikna etmek!