Bahar: Sınanma sırası kimde?
Son zamanlarda sürekli hapşırma, gözlerde kaşıntı ve burun tıkanıklığı gibi belirtilerle mücadele ediyorsanız muhtemelen polen alerjisiyle karşı karşıyasınız. Prof. Dr. Kurtuluş Aksu, 10haber’e polen alerjisiyle başa çıkma yollarını anlattı.
Baharın gelişiyle doğa canlanırken bazılarımız için alerji mevsimi de başlıyor. İlkbaharın getirdiği polen alerjisi, yol açtığı hapşırık nöbetleri, burun tıkanıklığı ve gözlerde kaşıntı gibi şikayetlerle hayatımızı zorlaştırıyor. Peki, artan polenler ve alerji belirtileriyle nasıl başa çıkabiliriz? Ankara Atatürk Sanatoryumu Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi İmmünoloji ve Alerjik Hastalıklar Kliniği Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Kurtuluş Aksu ile bu konu üzerine konuştuk. Prof. Dr. Aksu, bahar aylarında ortaya çıkan polen türlerinden günlük hayatta bu durumla nasıl başa çıkabileceğimize, etkili tedavi yöntemlerinden alerjik reaksiyonları azaltacak çözümlere kadar alerji mevsimi hakkında bilinmesi gereken tüm detayları bizimle paylaştı.
Önce polenin ne anlama geldiğini söyleyeyim. Polenler çiçekli bitkilerin üremesine yardımcı olan ve çoğalma sürecinde kritik rol oynayan çiçek tozlarıdır. Ağaçlar ve çeşitli bitkilerin çiçek açma zamanlarında polenler atmosfere yayılır. Polenler en sık bahar aylarında havada yoğunlaşır. Ancak yılın her döneminde polen salgılayan bitkiler de var.
Polenlerin yoğun olduğu dönemde kişilerde görülen alerjik reaksiyonları ise polen alerjisi (mevsimsel alerjik rinit) olarak adlandırıyoruz. Alerjik rinit bağışıklık sisteminin alerjene aşırı tepki vermesi sonucunda burnun iç yüzeyinde iltihaplanma oluşmasıdır.
Bu arada polenlerin yanı sıra ev tozu akarları, hayvan tüyü, küf gibi diğer alerjenler de alerjik rinite neden olabilir. Ama biz bugün polenlerin neden olduğu alerjik riniti konuşacağız.
Polenlerin neden olduğu alerjik rinitin en tipik belirtileri polen mevsimine girişle birlikte başlayan hapşırık nöbetleri, burun kaşıntısı, burun akması ve burun tıkanmasıdır. Özellikle hapşırık çok tipiktir, hastalar üst üste, defalarca hapşırırlar. Burun tıkanıklığı, hastaları en çok muzdarip eden belirtidir. Sık görülen diğer belirtiler ise şunlar:
📍Geniz ve damakta kaşıntı
📍Gözlerde kaşıntı, sulanma, batma
📍Geniz akıntısı nedeniyle öksürük
Polenlerin en yoğun olduğu aylar nisan, mayıs ve haziran aylarıdır. Bu aylarda özellikle çayır ve tahıl polenleri atmosferde çok fazla bulunur.
Erken bahar döneminde yani şubat sonu, mart başı gibi atmosferde ağaç polenleri ön plana çıkar.
Ağustos, eylül gibi de yabani otların polenleri başlar. Meteoroloji web sitelerini düzenli olarak kontrol etmek, hangi alerjenlerin havada olduğunu bilmenize yardımcı olabilir.
Polenler özellikle güneşli ve rüzgârlı günlerde havada daha yoğun bulunur ve rüzgâr yardımıyla uzak mesafelere, hatta kilometrelerce uzaklara kadar taşınabilirler. Sabahın erken saatleri ve öğlen zamanları polen yoğunluğunun arttığı zamanlardır. Özellikle güneşin yoğun olduğu saatlerde dışarı çıkanlar sık şikâyet yaşadığı için “Bende güneş alerjisi var” diye düşünür. Aslında sebep çoğunlukla polenlerdir.
Bu arada polen yoğunluğu, yapılaşmanın fazla olduğu yerlerde artarken düşünülenin aksine deniz kenarlarında daha az görülür.
Önemli ölçüde düşürebilir. Geceleri burun tıkanıklığı sebebiyle uyku sorunları yaşanabilir. Bu da sabahları yorgun uyanmaya yol açar.
Sosyal ilişkiler de bahar alerjisinden olumsuz etkilenebilir; toplu taşıma gibi yerlerde üst üste hapşırma çevredekilerin bu kişilere mesafeli davranmasına sebep olabilir.
Okul çağındaki çocuklar ise sürekli burun akıntısı ve hapşırma nedeniyle akranları tarafından dışlanabilir. Ayrıca alerji akademik başarıları üzerinde de olumsuz etkiler yaratabilir. Araştırmalar, polen mevsiminde alerjik rinit şikayetlerinin artmasıyla öğrencilerin okul performansında düşüş olduğunu ortaya koyuyor.
Polen alerjisi ile virüs kaynaklı nezle (soğuk algınlığı) veya grip arasındaki farkı anlamak oldukça mühim. Çünkü hastalar “Ben soğuk algınlığı geçiriyorum” veya “Grip oldum” diye düşünüp antibiyotik kullanabiliyor. Kaldı ki gribal enfeksiyonlarda da antibiyotiğin yeri yok.
Polen alerjisinin en belirgin özelliği, her yıl belirli mevsimlerde, özellikle polenlerin yoğun olduğu dönemlerde tekrar eden şikayetlere yol açması. Mesela her nisan ayında peş peşe hapşırık, burun tıkanıklığı, gözlerde kızarıklık gibi şikayetleriniz varsa bu durum alerjik bir tepkinin işareti olabilir.
“Alerji mi değil mi?” ayrımında ikinci önemli nokta şu: Alerjide ateş görülmez. Ama nezlede hafif bir ateş olabilir. Grip vakalarında ateşin yanı sıra kas ağrıları, genel bir halsizlik, iştahsızlık gibi belirtiler yaygındır. Bu belirtilerin bilincinde olmak yanlış tedavi uygulanmasının önüne geçer. Ne yazık ki alerjik farkındalık tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de oldukça düşük.
Hangi tür polene duyarlı olduğunuza, o polenin ne zaman havada daha fazla bulunduğuna göre yakınmalarınızın süresi değişir. Diyelim ki sizin çim polenine alerjiniz var. Bu durumda sizin için nisan, mayıs ve haziran ayları zor geçebilir. Çünkü bu aylar çim poleninin en fazla olduğu zamanlar.
Eğer ağaç polenine alerjiniz varsa genellikle şubat sonu, mart başı gibi zamanlarda şikayetleriniz artabilir.
Tabii bazılarımız birden fazla polen türüne karşı hassas olabilir. Diyelim ki hem ağaç hem de çayır polenine karşı alerjiniz var. Bu durumda şubat sonundan sonbahara kadar yakınmalarınız devam edebilir.
Hangi bölgede yaşadığınızın da önemi büyük. Mesela Antalya gibi ılıman bir iklimde yaşıyorsanız yıl boyunca alerji belirtileriyle uğraşabilirsiniz.
Şunu da ekleyeyim: Küresel ısınma yüzünden artık polen mevsimi daha uzun sürüyor. Örneğin ben Ankara’da yaşıyorum ve bu sene neredeyse kışı hiç hissetmedik. Bitkiler beklenenden erken yeşerdi. Bu da alerjinin süresini artırdı. Küresel ısınmanın yanında karşı karşıya olduğumuz başka bir ciddi mesele de durdurulamayan çevre kirliliği artışı. Bu artış insanlarda alerjik reaksiyonların daha sık görülmesine neden oluyor.
Alerjinin süresiyle ilgili vurgulamam gereken bir konu daha var: Eğer alerjik reaksiyonlarınız yıl boyunca sürüyorsa bu durum ev tozu, küf veya evcil hayvan alerjisi kaynaklı olabilir. Böyle bir durumda en iyisi neye karşı alerjiniz olduğunu anlamak ve nasıl bir tedavi uygulanması gerektiğine karar vermek için alanında uzman bir doktora danışmak.
Polen alerjisi genellikle çocukluk döneminde başlar. Ancak her yaşta ortaya çıkabilir. Her iki cinste de görülebilir. Bizim ileri yaşlarda tanı koyduğumuz çok sayıda hastamız var. Daha önce de belirttiğim gibi şikayetlerin alerjik olabileceğini düşünmek yani farkındalığın artması önemli.
Hasta hikayesi gerçekten biz doktorlar için altın değerinde; ciddi şekilde doğru tanıya ulaşmamıza yardımcı oluyor. Ancak hastanın neye alerjisi olduğunu kesin olarak belirlemek için alerji deri testi yapmak gerekiyor. Bu testle polenlere mi, ev tozuna mı, yoksa küfe, kedi ya da köpeğe mi alerjinizin olduğunu anlayabiliyoruz.
Eğer bir hastada alerji testi yapamıyorsak kan testleriyle de alerjilere bakabiliyoruz. Kan testleri polenlere, ev tozuna ve diğer alerjenlere karşı vücudun ürettiği özgül immünglobulinleri tespit edebiliyor.
Ayrıca bazı özel durumlarda provokasyon testleri de oldukça etkili bir tanı yöntemi olabiliyor. Bu testler Türkiye’de her yerde yapılmıyor ama çok değerli bilgiler sunuyor. Diyelim ki hastanın öyküsü çok tipik ama yaptığımız diğer alerji testleri negatif çıktı. Bu durumda hastanın burnuna ilgili polen ekstresini damlatıyoruz. Eğer hasta hapşırıyorsa, hastanın burnu akmaya, tıkanmaya başlıyorsa bu da bize alerjinin varlığını gösteriyor.
Alerjik reaksiyonlardan korunmada en etkili yöntem alerjenlerden kaçınmak. Fakat polenler kilometrelerce uzağa yayılabildiği için polenlerden uzak durmak pek mümkün olmayabiliyor. Bu durumda ilaç tedavileri devreye giriyor.
Alerji tedavisinin vazgeçilmez parçası kortizon içeren burun spreyleridir. Bunun yanı sıra alerji şikayetlerini hafifletmeye yardımcı olan antihistaminikler, yani alerji hapları da hastalara sunulan seçenekler arasında. Hastalığın şiddetine bağlı olarak bu tedaviler kişiye özel olarak ayarlanabiliyor.
Eğer bu yöntemlerle yeterli sonuç alınamazsa doktorlar ‘aşı tedavisi’ olarak da bilinen bir başka seçeneğe başvuruyor. Aşı tedavisi, alerjene karşı vücudu duyarsızlaştırma tedavisidir ve uzun vadeli bir süreçtir. Aylık periyotlarla koldan yapılan aşılarla uygulanır. Eğer olumlu yanıt alınırsa bu tedavi en az üç yıl boyunca devam ettirilir.
Alerjik rinit ve akut sinüzitin birlikteliği bugüne kadar birçok çalışmaya konu oldu. Fakat bunların birbirinin risk faktörü olduğuna dair güçlü bir kanıta ulaşılamadı. Genel olarak alerjik rinitin akut sinüzite (belirtiler 4 haftadan kısa sürer) yatkınlık yaratabileceği biliniyor. Kronik sinüziti (belirtilerin 12 hafta veya daha fazla sürer) olan hastaların ise büyük bir kısmında mevsimsel alerjenlerden ziyade ev tozu akarı, küf mantarları gibi yıl boyu süren alerjen duyarlılığı bulunuyor. Ayrıca kronik sinüzitte sigara içimi de önemli bir risk faktörü.
Orta kulak iltihabına gelince… Orta kulak iltihabı tespit edilmiş hastalarda detaylı öykü, fizik muayene ve gerekli durumlarda alerjiye yönelik tanısal testlerin yapılmasını öneriyoruz. Çünkü alerjik rinit sadece ilk orta kulak iltihabı oluşumunda rol almakla kalmaz aynı zamanda tekrarlayan orta kulak iltihabına da neden olabilir.
İlginç bir ek bilgi olarak şunu söyleyebilirim: Alerjik bünyeye sahip kişilerin astım geliştirme riski de önemli ölçüde daha yüksek. Biz bu duruma ‘alerjik yürüyüş’ diyoruz. Yani alerjik rinit gibi başlayan alerjik durumlar, zamanla astım gibi daha ciddi solunum yolu hastalıklarıyla yer değiştirebiliyor.
Evet, tetikleyebilir. Bazı astım hastalarının şikayetleri yalnızca yılın belli dönemlerinde ortaya çıkar. Eğer bahar aylarında sabahları hırıltıyla uyanıyor ve nefes darlığı gibi sorunlar yaşıyorsanız, bu durum polenlere karşı bir duyarlılığınız olduğunun göstergesi olabilir.
Polenlerin gün içinde en yoğun olduğu zamanlar genellikle güneşli sabah saatleridir. Bu yüzden evinizi akşam saatlerinde havalandırmak polenlerin içeri girmesini önlemeye yardımcı olabilir.
Dışarıya çıkarken güneş gözlüğü ve maske takmak, gözlerinizi ve solunum yollarınızı tam olmasa da polenlerden koruyabilir.
Polenlerin yoğun olduğu dönemlerde dışarıdan eve geldiğinizde, polenleri üzerinizden atmaya yardımcı olmak için kıyafetlerinizi değiştirmek ve duş almak iyi bir fikirdir.
Meteoroloji web sitelerini düzenli olarak takip etmek, havadaki alerjenleri ve dışarı çıkmanın güvenli olduğu zamanları öğrenmenize yardımcı olabilir. Böylece alerji belirtilerinizi tetikleyebilecek günleri önceden belirleyebilir ve buna göre plan yapabilirsiniz (Şurada konumunuza göre polen durumunu gösteren bir web sitesi mevcut).
6 Aralık 2024 - D vitaminiyle ilgili bu bilgileri mutlaka öğrenin: 21 soru, 21 cevap
29 Kasım 2024 - Astım ve KOAH’ta 50 yıl sonra “mucize” tedavi mi geldi? Uzmanı yanıtlıyor
22 Kasım 2024 - Tarih yazıldı: Körlüğe karşı yeniden programlanmış hücreler
16 Kasım 2024 - “Bana bir şey olmaz” demeyin. İnme pusuda bekliyor olabilir
6 Kasım 2024 - Aile hekimleri yeni yönetmeliğe neden karşı çıkıyor? Neden iş bıraktılar?