Kobani davasında Demirtaş savunma yaptı: Ahlak, erdem onlara ne oldu?
Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk yeni çözüm süreci ihtimaliyle ilgili tartışmaları değerlendirirken "Kim 'ben Kürtleri kandıracağım, Kürtlerin desteğini alacağım', gibi bir mantıkla ayarlanıyorsa yanlış yapar, kaybeder" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘iç cepheyi güçlendirme’ çağrısından sonra AK Parti ve MHP’yle HDP ardılı DEM Parti arasında başladığı gözlenen ‘yumuşama’ beraberinde “yeni çözüm süreci mi başlıyor” tartışmalarını getirdi.
Kürt siyasetine damga vuranlardan, HDP ve öncülü partilerde uzun yıllar üst düzey görevlerde bulunmuş Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk de gözlerin çevrildiği isimlerden biri.
Kürt sorununa çözüm aranan her dönemde hükümet yetkililerinin başvurduğu isimlerin başındaydı. 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın 1993’te soruna demokratik çözüm arayışı mesajını o dönem Lübnan’da Bekaa Vadisi’nde bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan’a ileten bizzat oydu.
Ayrıca geçen günlerde yine konuyla ilintili olarak ‘Kürtlerin artık çözümün silahta olmadığını görmeye başladığını’ söylemesi de dikkat çekmişti.
Halk TV canlı yayınında konuşan Türk “Kürtler artık kanacak bir Kürt değil, bunun görülmesi lazım. Kim başlatırsa başlatsın, “Ben Kürtleri kandıracağım, Kürtlerin desteğini alacağım gibi bir mantıkla ayarlanıyorsa o yanlış yapar, kaybeder” dedi ve ekledi:
“Bu işin ciddiyeti nedir? Bunu önce görmemiz lazım. Ciddiyeti olduğu zaman oturursunuz, düşüncelerinizi getirirsiniz.”
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adaylığını destekler misiniz?” sorusu üzerine “Biz bir siyasi partiyiz. Elbette ki bunun kararını verecek olan benim partimdir. Başından beri şunu söylüyoruz. Ciddiyet ve gelişmelere göre her şeye karar veren bir partiyiz. Ciddiyet ortada mı? Beklentilere yanıt verecek bir süreç başlar mı? Başlamaz mı? Elbette ki bunu izliyoruz. Yani biz isteseydik geçmişte de destek verirdik ama hiçbir dönemde destek vermedik. İstanbul’da oyumuz yüzde 10 civarındayken Belediye Başkanlığı seçiminde yüzde 2,9’a düştü. Ee peki nereye gitti? Sayın İmamoğlu’na burada açık destek verildi açıkçası. Evet aday çıkardık, ama herkes de biliyordu ki İmamoğlu’na destek veriyor. Yoksa oyumuz 2,9’da kalmazdı” dedi.
“Bahçeli ve Erdoğan’ın ortak olarak yürüttüğü bir sürecin ne kadar ciddi ve samimi olduğunu görmemiz gerekiyor” diyen Türk şöyle devam etti:
“Eğer o samimiyeti görürsek elbette ki Kürtler kendi içinde bunu değerlendirir. Taleplere doğru yanıt verirse bizim söylediğimiz şeyleri gerçekten anayasada güvence altına alacak bir düzenlemeye giderse biz anayasaya da destek veririz. Ama bugün ülkenin beklentileri var. Bizim beklentilerimiz var. Biz bu sorunun çözümünü istiyoruz. Eğer soru çözülecekse bizim için siyasetin çok fazla bir şeyi yok. Önemli olan halkımızın hak, hukuk ve özgürlük konusunda eşit yurttaş olacağı bir dönemin gelişmesidir. Böyle bir dönemin başarıya ulaşmasıdır bizim üzerinde durduğumuz o. Yoksa, şimdiden şahıslar üzerinden destekleriz, desteklemeyiz gibi bir sorunun bize göre hiçbir anlamı yok. Ve bunun da gereği yok. Bunu bize sormanın da bir anlamı yok. Biz her şeyi ölçüp biteceğiz, ona göre kararımızı vereceğiz.”
Siyasetçi Bahçeli’nin DEM Partili vekillerle selamlaşmasını da yorumladı:
“Tabii bugün milliyetçi bir parti, en aykırı parti, Kürtleri hep yargılayan bir parti, hatta işte ‘partiyi kapatın, meclisten atın’ diyen bir şahıs bugün bunu söylüyorsa elbette ki bunu çok doğru bir şekilde düşünmemiz lazım. Nedenlerinin ortaya çıkması gerekiyor. Şimdi tabii ki Erdoğan geçmişteki dönemde tek başına yürüttüğü bir şeyde gerçekten sınıfta kaldı. Başarılı olamadı. Ama bugün ittifak ettiği en milliyetçi kesimle, cepheyle bu meseleyi gündeme getiriyorsa bunu doğru bir şekilde izlememiz lazım.”
Şimdilerde AK Parti Genel Başkanvekili olarak görev yapan Efkan Ala’ysa yeni bir ‘sürecin’ masada olmadığını söyledi.
2009’da Oslo görüşmelerinde temeli atılan ve zaman zaman kesintilerle devam eden Kürt sorunu konusundaki ‘çözüm süreci’ sırasında İçişleri Bakanlığı görevindeydi. Bahçeli 1 Ekim’de DEM sıralarıyla selamlaşırken tam da arkasında duruyordu.
PKK lideri Abdullah Öcalan’la da bir görüşmenin gündemlerinde olmadığını belirten Ala, “Sorun da farklı sorunlara bulunacak çare de farklı. Geçmişte oldu, bitti. Her seferinde aynı şeyi yapmak durumunda değiliz ki” dedi.
NTV’de yer alan habere göre devamında “24 saat Kürtçe kanal yayın yapıyor. Bunlar aşıldı. O süreçlerin belli yerinde Ortadoğu tarumar oldu. Türkiye, o reformlarını yapmamış olsaydı Irak ve Suriye’ye döndürmek isteyen projelere yenilirdi” ifadesini kullandı.