Atalay için karar beklenirken kararsızlık çıktı: 6 gün bekleyip ‘Yargıtay baksın’ dediler

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) hakkında “hak ihlali” kararı verdiği Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın İstanbul Adliyesi’nde görülen davasında dün tahliye bekleniyordu.

2013’teki Gezi Parkı eylemleri sonrası 2019’da açılan Gezi Parkı davasında tutuklanan Avukat Can Atalay 2023 Genel Seçimleri’nde Hatay’dan TİP milletvekili seçilmişti. Avukatları Atalay’ın mazbatasını alarak tutukluluğun bitmesi için başvuruda bulunmuş, ancak Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi talebi kabul etmemişti. Bunun üzerine Atalay avukatları aracılığıyla AYM’ye bireysel başvuruda bulunmuştu.

Anayasa Mahkemesi Can Atalay’ın seçilme hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı yönlerinden hak ihlali olduğuna karar vermişti.

AYM’nin bu ihlal kararından sonra gözlerin çevrildiği yerel mahkeme ise dün beklenen tahliye kararını yine vermedi.

Karar UYAP’a işlenmedi iddiası

Tutuklu milletvekili Can Atalay’ın hakkında tahliye kararı verilmediği bildirildi. Kararın UYAP’a düşmediği ve bunun dosya avukatlarına bilgi verilmeden yapıldığı aktarıldı.

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) hakkında “hak ihlali” kararı verdiği Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay için Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde adalet nöbeti başlatılmış, ancak Can Atalay’la ilgili karar vermesi beklenen heyetin hiçbir karar almadan adliyeden ayrıldığı bildirilmişti.

Gazeteci İsmail Saymaz sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Can Atalay Davası’nda tahliye kararı vermediğini, dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdiğini yazdı.

Saymaz’ın söz konusu paylaşımı şu şekilde:

“İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Can Atalay Davası’nda tahliye kararı vermedi. Mahkeme dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi.”

Davayı takip eden gazeteciler ise kararın Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’ne (UYAP) düşmediğini ve bunun dosya avukatlarına bilgi verilmeden yapıldığını bildirdi.

Dosya Yargıtay’a gönderildi

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi  Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi (AYM) kararı doğrultusunda bir karar vermeyerek dosyanın Yargıtay’a gönderilmesine karar verdi.

Kararda Anayasa Mahkemesi’nin 25 Ekim 2023’te hak ihlallerinin ortadan kaldırılması kararının bir örneğinin mahkemeye gönderildiği, ancak 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 50 maddesinin 1 ve 2. fıkraları gereğince ihlal kararının mahkeme kararına ilişkin olmadığı vurgulandı. Kararda “Anayasa Mahkemesince verilen bireysel başvuruya konu ihlal kararı mahkememizin kararına ilişkin olmayıp Yargıtay ilgili Ceza Dairesince verilen tahliye talebinin reddi kararına ilişkin olduğu, dosyanın ilgili Daire önünde bulunduğu sırada başvurucunun milletvekili seçildiği ve bireysel başvuruya konu ihlalin bu Dairenin kararından kaynaklandığı, ayrıca bireysel başvuru yapıldıktan sonra ilgili Ceza Dairesince dosyanın esastan incelendiği ve karara bağlandığı, bu sebeple oluşan yeni hukuki durum karşısında Yargıtay 3. Ceza Dairesince yeni bir değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğu anlaşıldığından dosya Cumhuriyet Başsavcılığınıza gönderilmiştir” ifadesi kullanıldı.

Kararın tarihi bile yanlış girilmiş

Mahkeme dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi. Mahkemenin kararında ise tarihin yanlış yazıldığı ortaya çıktı.

Gazete Pencere’nin aktardığına göre Mahkemenin kararında tarihin 13 Ekim olarak yazıldığı ortaya çıktı. Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararı ise 25 Ekim verilmişti.

Polis kamerasına tepki

Karar öncesi adliye önünde ise gerginlik vardı.

AYM’nin hak ihlali kararı verdiği TİP Milletvekili Can Atalay için adliyede adalet nöbet tutan avukatlar kalem ile görüşmek isteyince tansiyon yükseldi. Milletvekilleri, avukatlar ile güvenlik görevlileri arasında arbede çıktı. O anlar kameralara yansırken TİP Milletvekili Sera Kadıgil hukuksuzluğa karşı tüm avukatları adliyeye çağırdı. 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bugün AYM’nin Atalay kararını görüşmesi beklenirken avukatlar da Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde adalet nöbeti başlattı.

Atalay hakkındaki gelişmeleri takip etmek üzere TİP Genel Başkanı Erkan Baş ve TİP milletvekilleri de Çağlayan Adliyesi’ne geldi. Baş açıklamasını polis kamerasıyla yakın çekimden kaydeden güvenlik güçlerine tepki gösterdi.

Erkan Baş: Bir an önce yemin edebilmeli

Polis ekipleri ile yaşanan süren kısa süreli tartışmanın ardından Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulunan Erkan Baş, Can Atalay’ın tahliyesi için Meclis Başkanının devreye girmesi için çağrıda bulunarak şunları söyledi:

“Anayasa Mahkemesi kararından bugüne gelen süreç hukuksuzluğun katmerlenmesi olarak adlandırılabilir.  Anlaşıldığı kadarıyla İstanbul’daki mahkeme hâlâ kendisine gelecek talimatı bekliyor. Bakın böyle bir şey yoksa bile mahkemenin toplumu rahatlatması lazım. ‘Ben talimat bekleyerek değil de kendi irademle karar alıyorum’ diye özgüvenle hareket etmesi gerekirdi. Ancak şu anda herhalde Türkiye’de yaşayan her yurttaş şunun farkında, ortada bir şeyler dönüyor.

Bir an önce bu sürecin sona ermesi gerekiyor. Bizim bugün için özel çağrımız şudur: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Anayasa Mahkemesi tarafından bilgilendirilmiş durumda. Dolayısıyla Meclis Başkanlığının artık devreye girmesi ve esir tutulan, Anayasa Mahkemesi hakkında tahliye kararı verdiği milletvekilinin yemin etmesinin koşulları için harekete geçmesi gerekiyor.”

Adliye önünde açıklama gerginliği

Avukatlar TİP milletvekilleri ve yurttaşlar Atalay dosyasını öğrenmek için kaleme gitti. Ancak girişte kişi kotası ve avukat olma zorunluluğuna TİP milletvekilleri ve avukatlar tepki gösterdi. Milletvekili ve yurttaşların kaleme girmek istemesi üzerine güvenlik görevlileri engel oldu ve arbede yaşandı. Milletvekili Sera Kadıgil “AYM kararlarını uygulayın, Saray’ın uşaklığını yapıyorsunuz” dedi.

Prof. Ersan Şen: Sorun büyüyecek

Ceza Hukuku ve Ceza Yargılaması Hukuku alanlarında uzman olan Prof. Dr. Ersan Şen, sosyal medya üzerinden Atalay hakkındaki kararı yorumladı ve yeni mağduriyetler yaratılabileceği konusunda uyardı.

“Karar incelendiğinde; her ne kadar tepesinde mahkeme adı yazsa da usule uygun bir karar verilmediği, gönderme yazısının sadece Mahkeme Başkanı tarafından imzalandığı, üyelerin imzalarının bulunmadığı, bu nedenle ortada itirazı kabil kararı olmadığı söylense de, başvurucunun kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kısıtlı olduğu için, bunun bir karar olarak kabulü ile gönderme yazısına karşı itiraz yoluna gidilebilmelidir” notu düşen Ersan Şen, bundan sonraki yargı süreci için de öngörüde bulundu:

“Bu konuda yetkisi olmayan Yargıtay 3. Ceza Dairesi de işlem yapmaksızın dosyayı iade ettiğinde, sorun büyüyecek, mağduriyet artacak, Anayasa m.138, m.148 ile 6216 sayılı Kanunun 50. maddesinin gereği yerine getirilmemiş olacaktır.”

 

Yargıtay; Can Atalay dosyasında CMK m.104/3 uyarınca tahliye kararı veremez, çünkü dosyaya bakma yetkisi bulunmamaktadır. Karar gereği için usulüne uygun olarak Yargıtay’a gönderilmediğinden, dosya incelemeksizin mahalline iade edilmelidir. Can Atalay’ın, İlk Derece Mahkemesinin…

— Ersan Şen (@ProfDrErsanSen) October 30, 2023

AYM’nin Can Atalay kararı Resmi Gazete’de yayımlandı; gözler mahkemede