Can Atalay’dan ‘yumruklu kavga’ açıklaması: Meclis Anayasa’yı çiğneyerek varlığını sürdüremez

Milletvekilliği düşürülen Can Atalay TBMM'deki kavgalı oturuma ilişkin açıklama yaptı. Atalay "Can Atalay olayı kapandı mı yoksa meclisi de içine alarak devasa bir boyut mu aldı" diye sordu.

Siyaset 27 Ağustos 2024
Bu haber 3 hafta önce yayınlandı

Gezi Parkı davasında 18 yıl hapis cezasına mahkum edilen Can Atalay Anayasa Mahkemesi’nin milletvekilliğinin düşürülmesiyle ilgili gerekçeli kararı için yapılan olağanüstü toplantıda yumruklu kavgaların yaşandığı TBMM oturumuyla ilgili yazılı açıklama yaptı.

Can Atalay kendisine destek veren milletvekillerine teşekkür etti.

Atalay “Konu ismim ile anılsa da özünde Anayasa’ya, yasalara, hukuka, hakka ve adalete sahip çıkma mücadelesini veren, keyfiliğe karşı duran, hakkımdaki uygulamanın yarattığı ve daha da yaratacağı vahim sonuçların farkında olarak eylemde bulunan, çaba gösteren, savunan, destekleyen, dayanışan, şiddete boyun eğmeyen herkese, milletvekillerine, partilere teşekkür ediyorum. Çabalarınız ülkemizin bugünü ve geleceği bakımından çok kıymetli” dedi.

Atalay şunları kaydetti:

“Mevcut duruma bir bakalım: ‘Can Atalay Olayı kapandı mı?’ Yoksa Meclis’i de içine alarak daha devasa bir boyuta mı taşındı? Bitirilmek için aylardır uğraşılan ‘olay’ her aşamada hukuku, adaleti, kurumları ve en sonunda Meclis’i nasıl içine alarak, tüketerek, kirleterek ve genişleyerek devam ediyor.

Bu süreç hukukun açık emri yerine getirildiği zaman ancak durabilir. Can Atalay’ı bir süre daha hapiste tutmanın derdinde ve çabasında olanlar bile yol açtıkları tahribatı görüyor. Can Atalay’ı hapiste tutmayı başarabilmek konunun en önemsiz detayı. Ancak ne var ki Anayasa’ya uymak, hukuka bağlılık basit bir işleme, Can Atalay’ın milletvekili listesine yeniden yazılmasına gelip düğümlendiği için etrafından dolaşılamıyor, bastırıldıkça daha zorlayıcı biçimde ortaya çıkıyor. Anayasa’nın çiğnendiği yerde, çiğneyen her kurumun kendi meşruiyetini tartışmaya açtığı bir yerde artık olay Can Atalay olayını kat ve kat aşmış bir hal alıyor. ‘Bitti’ denenin bitmesi için her türlü usul, erkan, kurum kimliği, yasa, Anayasa’yı ayaklar altına almanın sonuç getirmediği, olayın dönüp dolaşıp tekrar tekrar önlerine geldiğini/geleceğini artık herkes görüyor.

Meclis’in yeniden toplantıya çağrılması yeni bir fırsattır. ‘Olay’ zaten kaçınılmaz olarak Meclis yeniden açıldığında her gün baş gündem olacaktır. Çünkü Anayasa’nın korunması ve uygulanması için yemin eden, birinci derece sorumlu olan Meclis, kendisi Anayasa’yı çiğneyerek varlığını sürdüremez. Bu durumun görüleceğini, söyleyenin de çok iyi bildiği hukuken dayanaksız gerekçelerin arkasına sığınılmadan adım atılmasını umuyorum.

Anayasa Mahkemesi kararı basit bir işlem gerektiriyor. Sorumluluk ve çözüm Meclis Başkanı’ndadır. Milletvekilleri listesine adım yazılacak, eğer gerekli görülüyorsa karar Meclis kürsüsünden okunacak. Bütün işlem bu basitliktedir. ‘Can Atalay Olayı’nda Anayasa hukuk mu geçerli olacak keyfilik mi baskın gelecek mücadelesinin odaklandığı bilinciyle davranan, yeniden toplantı çağrısı için çaba gösteren bütün milletvekili arkadaşlarıma teşekkür ediyor, başarılar diliyorum.”

Ne olmuştu?

CHP, DEM Parti, Gelecek Partisi, Demokrat Parti, DEVA Partisi, Saadet Partisi, Türkiye İşçi Partisi ve EMEP 9 Ağustos’ta, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Can Atalay ile ilgili verdiği karar nedeniyle Meclis’in olağanüstü toplanmasını istemişti.

600 üyeli Meclis’te toplantı yeter sayısı olan 200’e ulaşılmıştı. TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık oturumda söz almış ve AK Parti sıralarına seslenerek “Hepinizin toplamının bu memlekete Atalay kadar hayrı dokunsa ömür boyu şükür namazı kılacak insanlarsınız. Bu ülkenin en büyük terör örgütü bu sıralarda oturanlardır” demişti.

AK Parti İzmir Milletvekili Alpay Özalan, Şık’a saldırmıştı. Meclis’te milletvekilleri arasında yumruk yumruğa kavga çıkmıştı.

Meclis’te Ahmet Şık kavgası çıktı, Şık’a ceza verildiMeclis’te Ahmet Şık kavgası çıktı, Şık’a ceza verildi

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.