CHP, 27 Ekim'de yapacağı 'Yaşam Hakkı' mitingini TUSAŞ'a düzenlenen saldırının ardından 'Teröre ve Şiddete Karşı Yaşam Hakkı' ismiyle düzenlemeye karar verdi. Parti 29 Ekim'de ise Birinci Meclis'ten Anıtkabir'e yürüyecek.
Türkiye’de siyaset hafta başında MHP lideri Devlet Bahçeli’nin terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’a yaptığı çağrıyla bir anda çözümü konuşmaya başladı. Bahçeli, Öcalan’a hitaben “Gelsin DEM Parti grubundan terör örgütünü lağvettiğini açıklasın” dedi. Partilerden aynı gün art arda açıklamalar geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Cumhur İttifakı’nın açtığı tarihi fırsat penceresi” sözleriyle Bahçeli’ye destek verdi. DEM Parti ve CHP de şartlı da olsa tartışmaya ılımlı yaklaştı.
Bu hava iki gün önce Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ’nin (TUSAŞ) Ankara Kahramankazan’daki tesislerine saat 15:26’da düzenlenen saldırıyla sarsıldı. İki PKK’lı teröristin yaptığı saldırıda beş TUSAŞ personeli şehit oldu, 22’si de yaralandı. Dün sekizi taburcu edildi.
Saldırıya siyasi partilerden ve dünyadan tepki büyük. Saldırı sırasında CHP Genel Başkanı Özgür Özel Diyarbakır’daydı. Saldırı haberi sonrası ise programını yarıda keserek Ankara’ya döndü.
Özel başkanlığında CHP MYK’sı dün toplandı. Yaklaşık üç saat süren toplantıda CHP’nin 27 Ekim’de gerçekleştireceği ‘Yaşam Hakkı’ mitinginin TUSAŞ’a düzenlenen saldırının ardından ‘Teröre ve Şiddete Karşı Yaşam Hakkı’ mitingi olarak yapılmasına karar verildiği öğrenildi. Miting “Birlikteyiz, bir aradayız, korkmuyoruz” temasıyla İstanbul Beşiktaş Meydanı’nda yapılacak.
Ayrıca CHP, 29 Ekim’de Cumhuriyet’in 101’inci yıldönümünde Birinci Meclis’te toplanarak Anıtkabir’e yürüyecek.
Daha sonra Özel sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı: “Sabah saat 10.00’dan itibaren Merkez Yönetim Kurulumuz ile olağanüstü toplanarak, süreçte yaşananları, dünkü saldırıyı, terör saldırısının hem gerçekleşmesini, hem sonuçları, yaralıların sağlık durumlarını, hayatını kaybedenlerin cenazelerine iştirak programlarını ve bundan sonra yapacaklarımızı değerlendirmek üzere bir araya geldik. Öğle saatlerinde cenazelere katılmak, hastaları ziyaret etmek üzere ara verdiğimiz Merkez Yönetim Kurulu toplantımız bu saate kadar devam etti. Bir dizi karar aldık.
Tabii ki teröre yönelik, yaşananlara yönelik, içinde bulunulan sürece yönelik bu saldırının zamanlamasına, saldırı için seçilen hedefe yönelik, orada güvenlik meselesine, güvenlik zafiyetlerine yönelik uzun uzun konuştuk. Bunları ilerleyen günlerde kamuoyu ile paylaşacağız, tartışacağız. Ancak bugün iki önemli karar aldık. Bunlardan bahsetmek gerekiyor. Birincisi bilindiği gibi son zamanlarda, günlerde, haftalarda, aylarda yükselen bir şiddet dalgası. Kadın cinayetleri, kaybettiğimiz yenidoğan bebekler, toplumsal şiddetteki tırmanma üzerine her türlü şiddete karşı bir Yaşam Hakkı Mitingine karar vermiştik. Bu mitingi iptal edip etmemeyi uzun uzun değerlendirdik. Terörün amacının zaten siyasetin kanallarını kapatmak, ülkenin gündemini tamamen ele geçirmek, korkuyu egemen kılmak ve her türlü bir araya gelmeyi, her türlü tepkiyi bastırmak ve korku yayarak insanları evlerine hapsetmek, kendi içlerine kapamak olduğu konusunda fikir birliğine vardık. ‘Korkmuyoruz’ dedik. ‘Korkmamalıyız, sinmemeliyiz ve kararlılıkla yol yürümeliyiz’ dedik. Bunun için de Teröre ve Şiddete Karşı Yaşam Hakkı Mitingini ertelemeksizin iptal etmeden, Beşiktaş’ta, önümüzdeki Pazar günü saat 14.30’da İstanbul’da Beşiktaş Meydanı’nda yapmaya karar verdik. Tüm vatandaşlarımızı teröre ve şiddete karşı yaşam hakkını savunmak için mitingimize davet ediyoruz.
Eğer biz korkarsak terör amacına ulaşmış olacak. Biz sinersek şiddet hakim olacak. Kadınları, çocukları, bebekleri, tüm canlıları korumanın yolu korkmadan, korkunun karşısına dimdik dikilmektir. Partimizin tarihinde bu örnekler var. Ülkemizin tarihinde bu örnekler var. Korkmadığımızda, sinmediğimizde başarıyoruz. Onun için tüm vatandaşlarımızı pazar günü 14.30’da Beşiktaş’taki büyük mitingimize, Teröre ve Şiddete Karşı Yaşam Hakkı Mitingine davet ediyoruz.
Ayrıca bir diğer tartışma konusu da 29 Ekim. 29 Ekim kutlamaları. Her sene bir bahane. 29 Ekim’in, kutlamalarının iptal edilmesi ya da sönük geçmesi gündeme geliyor. Buna en iyi cevabı geçtiğimiz sene 100’üncü yılda on milyonlar verdi. Bu ülkenin tamamı hep beraber verdi. İlk yılki heyecanla, 100’üncü yıldaki coşkuyla, 101’inci yılda da Cumhuriyeti hep beraber kutlayacağız. Cumhuriyetin kutlamalarında 81 ilde örgütümüz, tüm belediyelerimiz programlarını gerçekleştirecekler ve Cumhuriyet coşkusunu hiçbir şeyin, hele hele teröristlerin, terörün baskılamasına izin vermeyeceğiz. Terörü bahane ederek bu kutlamaları sönükleştirmeye çalışacaklara, bu ülkeye korku yaymaya çalışacaklara da şunu söylüyoruz, bu Cumhuriyeti korkmayanlar kurdu. Bu ülkeyi korkmayanlar kurtardı. Onun için korkmuyoruz ve hep birlikte 29 Ekim’de kutlamaları coşkuyla gerçekleştiriyoruz. Biz de resmi programlara ilave olarak hep bir araya gelerek birinci Meclis ile Anıtkabir’e Ankara’da büyük bir coşku ile yürüyeceğiz. Kuruluştan kurtuluşa nasıl hep beraber yürüdüysek 29 Ekim günü de hep birlikte yürüyeceğiz. 29 Ekim günü saat 13.00’te birinci Meclis’in önünde toplanıp orada Cumhuriyeti konuşup Cumhuriyet coşkusunu konuşup hep birlikte Cumhuriyetin kurucusu, ülkemizin kurtarıcısı ve kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e doğru yürüyoruz. Aynı onun gibi hiç korkmadan, hiç durmadan.”