AK Parti’yle DEM Partili belediye başkanları arasında tartışma: ‘Merkezi hükümet engelliyor’
Türkiye gündeminde yıllardan sonra bir kez daha 'çözüm süreci' var. Meclis'in ilk gününde Bahçeli'nin başlattığı sürecin ilk günlerinden beri sessizliğini koruyan Erdoğan'ın tavrı DEM Parti sıralarında nasıl karşılık buldu? Sezai Temelli'ye sorduk.
Türkiye’nin gündeminde bir süredir ‘çözüm süreci’ tartışmaları var. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) 28. yasama döneminin ilk gününde Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) vekilleriyle tokalaşmasıyla başlayan süreç tahmin edilemeyecek boyutlara ulaştı. Bahçeli’nin 1 Ekim’de DEM Parti vekilleriyle tokalaşmasıyla başlayan ‘yumuşama’ akıllara “ikinci bir çözüm süreci mi başlıyor” sorusunu getirdi.
Yeni çözüm süreci ihtimali konuşulurken Devlet Bahçeli beklenmedik bir hamle daha yaptı. 22 Ekim’de partisinin grup toplantısında kürsüden terör örgütü PKK’nın lideri Abdullah Öcalan’a çağrı yaptı. Bahçeli “Şayet teröristbaşının tecridi kaldırılırsa gelsin DEM Parti grup toplantısında konuşsun, terörün bittiğini, örgütün lağvedildiğini ilan etsin. Bu dirayeti gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılmasının önü de ardına kadar açılsın” dedi.
Bahçeli’nin beklenmedik bu çıkışı DEM Parti’de dahil olmak üzere herkesi şaşırtırken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bahçeli’nin Öcalan çağrısını Öcalan’ın adını hiç anmadan destekler nitelikte bir açıklama yaptı. Erdoğan 23 Ekim’de AK Parti İl Başkanları toplantısında ”Türkiye’nin geleceğinde teröre yer olmadığını herkesin idrak etmesini bekliyoruz. Açılan bu tarihi pencerenin hesaplara kurban edilmemesini istiyoruz. Hep beraber terörün olmadığı Türkiye’yi inşa edelim istiyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanının bu açıklamasından sonra gözler DEM Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) döndü.
Her iki taraf da süreçte ‘zorlaştırıcı olmayacağız’ mesajları verirken Bahçeli’nin ‘tarihi’ açıklamasının üstünden tam bir hafta geçti.
Süreçte en çok tartışılan konulardan biri Erdoğan’ın Öcalan önerisiyle ilgili açıklama yapmayışıydı. Peki DEM Parti Erdoğan’ın ‘sessizliği’ ve Bahçeli’nin geçen bir haftadaki söylemleriyle ilgili ne düşünüyor?
DEM Parti 28. Dönem Muş Milletvekili ve DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli’ye sorduk.
Neredeyse sürecin kendisinden çok Erdoğan’ın sessizliği konuşuldu.
Erdoğan’ın tartışmaya doğrudan dahil olmamasını ve Öcalan’ın Meclis kürsüsüne gelmesinin tartışıldığı bir ortamda Öcalan’dan hiç bahsetmemesini nasıl değerlendirdiğini sorduğumuz Temelli ‘Bizce fikri bir açı farkı yok” diye cevap verdi:
“Genellikle şöyle bir yorum oldu. Devlet Bahçeli’nin açıklamalarından sonra ‘yoldaşlarının’ yorum yapmamasıyla acaba iktidar ortakları arasında açı farkı mı var, dendi. Cumhurbaşkanlığının dün ve bugünkü açıklamaları öyle bir açı farkı olmadığını gösteriyor. Devlet Bahçeli’nin açıklamalarını destekler yönde açıklamaları var. Ben kendi tahminlerimce böyle bir açı farkı olduğunu düşünmüyorum.”
Açıklamaların farklı olmasının normal olduğunun altını çizen Temelli “Düşüncede fark olduğunu düşünmüyorum” dedi.
Bahçeli’nin ilk açıklamasından bugüne kadar geçen süreçte gelinen son noktada Devlet Bahçeli 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı münasebetiyle partisinin sitesinde yayınladığı yazılı mesajda “Türkiye Cumhuriyeti’nin bir Kürt sorunu yoktur, asla da olmayacaktır” diye konuştu.
Bu açıklamaları nasıl değerlendirdiğini sorduğumuz Temelli’nin son cümlesi “Çözümün yanında mısınız yoksa karşında mısınız? Asıl mesele budur” oldu.
Temelli’nin ‘Kürt sorun’ ile ilgili açıklamalarının tamamı şu şekildeydi:
“Bu ‘Kürt sorunu yoktur’ yaklaşımları uzun süredir iktidar tarafından da dile getiriliyor ama iktidara gelirken ‘Kürt sorunu vardır ve biz çözmeye geliyoruz’ diyen bir iktidardır. Türkiye’de hangi siyasi eğilimde, hangi siyasi görüşte olursanız olun Türkiye’de bir Kürt sorunu vardır ve siz o sorunla bir şekilde ilişkilisinizdir. Karşı çıksanız da yok saysanız da. Devlet Bahçeli ‘Kürt sorunu yoktur’ derken bu sorunun demokratik çözümü, barışçıl çözümü konusunda muhatap olan Öcalan’ı gösterebiliyor. Eğer bir sorun var ve o sorunun çözümü belliyse siz o sorun üzerine zaten konuşuyorsanız mesele hallolmuştur ama yaklaşım farklılıkları olabiliyor. Yani vardır derken de yoktur derken de bu soruna dahilsinizdir. Çözümün yanında mısınız yoksa karşısında mısınız asıl mesele budur.”
Temelli’nin cevap vermediği bir sorumuz daha vardı. O da Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) bir numaralı ismi Mazlum Kobani’nin “Öcalan bizden asla silah bırakmamızı istemez” açıklamasının tartışılan olası çözüm sürecini nasıl etkileyeceğiydi. Bu soruyu beş DEM Partiliye daha sorduk, ancak şimdilik yanıt alamadık.