Biden, F-16 sürecini hızlandırmak için senatörlerle konuşacak
Erdoğan BAE'de katıldığı Dünya Hükümetler Zirvesi'nde yaptığı konuşmada belediye başkanlığı sebebiyle belediyecilikten anlayışından, Gazze'deki savaştan, yapay zeka teknolojisi ve iklim krizi gibi konulardan söz etti.
Ukrayna ve Gazze’deki savaşları nedeniyle geçen yılın stresi olduğu gibi bu seneye taşınırken dünya liderleri “Geleceğin Hükümetlerini Şekillendirmek” temasıyla Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Dubai kentinde 11’inci kez bir araya geldi. Savaşların büyüme riski taşıdığı, nükleer savaşın her zamankinden daha ciddi bir olasılık haline geldiği, şimdiden pek çok kişinin işini çalan yapay zekanın gelebileceği kritik nokta derken o kadar iç açıcı bir geleceğe bakmıyoruz. Liderlerin zirvedeki konuşmalarında bu kritik mevzulara değineceği tahmin ediliyordu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan onur konuğu olarak katıldığı zirvede bunu yaptı, ama önce belediye başkanlığı seçimleri nedeniyle AK Parti belediyeciliğini överek sözlerine başladı.
20 yıllık iktidarının “sessiz devrim” yaptığını söyleyen Erdoğan Türkiye’nin göç baskısına, terör eylemlerine rağmen istikrar, güven ve kalkınma yolundan sapmadığını vurguladı. Hükümetin deprem sürecinin üzerinden iyi geldiğini düşündüğünü anlatan Erdoğan buna “bir sene bile geçmeden enkazları kaldırmayı, vatandaşların acil barınma ihtiyaçlarını gidermeyi, inşası tamamlanan 31 binden fazla konutu depremzedelere teslim etmeyi” buna örnek olarak gösterdi ve yıl sonuna kadar 200 bin konutun teslim etmeyi hedeflediklerini belirtti.
Konuşmasının ilerleyen dakikalarında Erdoğan “Tüm bu süreçler boyunca hükümet işlerinde daima ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ prensibini rehber edindik. Biz insanı yaşatarak, insana dokunarak, insanı yücelterek, insanların kalbini kazanarak devleti yaşattık, büyüttük, güçlendirdik” dedi. Ay başında birinci yılına giren 6 Şubat depremlerinde 53 binden fazla kişi hayatını kaybetmişti.
“Tüm bu adımları atarken dünyanın farklı köşelerindeki milyonlarca ihtiyaç sahibine yardım elini uzatmayı da ihmal etmediklerini” vurgulayan Erdoğan Türkiye’nin yaklaşık 3,5 milyonu Suriyeli olmak üzere dört milyonu aşkın sığınmacıya yıllardır ev sahipliği yaptığını anımsattı.
40 yıllık siyasi kariyerinin özetini çıkaran Erdoğan 1994’te belediye başkanlığına seçilmesinden girdi, okuduğu şiir nedeniyle hapse atılmasından çıktı. Erdoğan sözlerine “Hapse girdiğimizde kimi gazeteler ‘muhtar bile olamaz’ manşetleri atmıştı ama biz insanımızın teveccühüyle önce başbakan, sonra cumhurbaşkanı sıfatıyla yaklaşık 21 yılı aşkın süredir milletimize hizmetkarlık ediyoruz” diye devam etti. Erdoğan sadece belediyecilik ve iktidarı üzerine altı dakika kadar konuştu.
Sonrasında daha küresel meselelere giren Erdoğan Covid-19 pandemisi ve Ukrayna savaşının tetiklediği küresel krize değindi, artık sloganı haline gelen “Nasıl dünya beşten büyükse daha adil bir dünyada mümkündür”ü tekrarladı. Küresel meselelerle ilgili konuşmasında ağırlığı Gazze’deki savaşa veren Erdoğan İsrail’i hedefine alarak “Kendini uluslararası hukukun üstünde gören İsrail 10 yıllardır işgal, gasp, yıkım ve katliam politikalarından vazgeçmemiştir” dedi.
Erdoğan İsrail’e karşı soykırım davası açarak Gazze’de yaşananların kayıt altına alınmasını sağlayan Güney Afrika Cumhuriyeti’ne teşekkürü de unutmadı. Türkiye de bu dava için İsrail aleyhine kanıt olarak görülebilecek malzemeyi Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne teslim etmişti. Erdoğan’ın teşekkür listesinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda ateşkese destek veren ülkeler de vardı.
İsrail’in Filistinli mültecilere yardım ajansı UNRWA’nın bazı personelini Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısına destek vermekle suçladığı olaya da değinen Erdoğan İsrail’in bu hamlesini “itibar suikastı” olarak değerlendirdi, “esefle karşıladığını” söyledi. İsrail’in suçlamalarının ardından aralarında ABD, Fransa ve Hollanda gibi ülkelerin de olduğu 10 ülke yardımlarını geri çekmişti. UNRWA yalnızca Gazze ve Batı Şeria’da değil, Ürdün, Suriye ve Lübnan’daki Filistinli mültecilere de yardım ediyor. Ajansa en çok desteği veren ülkelerin bağışlarını çekmesi ajansın bazı faaliyetlerine son vermesi anlamına gelebilecek.
Erdoğan konuşmasının geri kalanında daha hafif konulara geçti. Geçen yıla damga vuran olaylardan olan Cop28 iklim zirvesine değinen Erdoğan Türkiye’nin belirlediği “2053 sıfır gaz salımı” hedefi ve eşi Emine Erdoğan’ın “Sıfır Atık” projesi ile sorumluluklarını yerine getirdiğini söyledi. Türkiye Cop28 zirvesinde 12 bildiriden yalnızca üçüne imza atmış, çevre örgütleri zirveden sonra Türkiye’nin iklim hedeflerini güncellememesi nedeniyle imza kampanyası başlatmıştı.
Erdoğan yapay zeka gibi teknolojilerin çalışma hayatından ekonomiye, bilgiye erişimden uluslararası siyasete her alanı dönüştürdüğünü söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye olarak dijitalleşmenin sunduğu fırsatlardan yararlanırken beraberinde getirdiği riskleri de başarıyla yönetmenin çabası içindeyiz. Adımlarımızı ‘Dijital Türkiye’ vizyonu temelinde atmaktayız. Teknoparkları yaygınlaştırarak, üniversite sanayi işbirliğini destekleyerek, AR-GE çalışmalarını, bilimsel faaliyetleri, genç girişimcileri teşvik ederek ülkemizde güçlü bir yenilikçilik ekosistemi kurduk. Yenilikçiliğin mimarı ve taşıyıcısı olan TEKNOFEST gençliğinin yetişmesi için tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. Elektronik devlet kapısıyla 65 milyona yakın kullanıcının 8 bine yakın kamu hizmetine ulaşmasını sağlıyoruz. Oluşturmakta olduğumuz Türkiye dijital devlet stratejisiyle de devletin dijitalleşmesi için ana yol haritasını belirlemiş olacağız. Yapay zekanın gayrisafi yurt içi hasılaya katkısını yüzde 5’e bu alandaki istihdamı ise 50 bin kişiye çıkarmayı hedefliyoruz. Birleşik Arap Emirlikleri dahil körfez ülkelerinin dijital dönüşüm, teknoloji ve yenilikçilik alanlarında gerçekleştirdikleri hamleleri de takip ediyoruz. Bu alanlarda işbirliği ve ortaklıklarımızı geliştirmemizde fayda görüyoruz.”
Erdoğan’ın Dubai’deki diplomasi trafiği de yoğundu. BAE Devlet Başkanı Al Nahyan, Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Mesrur Barzani ve Ruanda Cumhurbaşkanı Paul Kagame ile görüştü. Hepsinde de görüşmeler basına kapalıydı. Ama en dikkat çeken görüşme Barzani ile olandı. Çünkü son dönemlerde MİT Başkanı İbrahim Kalın Savunma Bakanı Yaşar Güler Irak’a art arda ziyaret gerçekleştirdiler. Bu ziyaretlerde sadece Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile değil, Irak Başbakanı Mesrur Barzani ile görüştüler. Art arda ziyaretler Erdoğan’ın Irak’a ziyaretine hazırlık şeklinde yorumlandı.