Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün 3 saat süren kabine toplantısının ardından ağırlıkla Suriye konusunda açıklamalar yaptı. Erdoğan, Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin kademeli olarak ve gönüllülük ilkesiyle döneceğine inanıyor.
Kabine toplantısı ardından konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de dün çöken Beşar Esad yönetimiyle ilgili kritik açıklamalarda bulundu. Erdoğan, “Komşumuz Suriye’de 13 yıldır devam eden iç savaş, yeni boyut kazandı. Halep, Hamas, Humus ve Şam, Türkiye’nin asıl sahiplerinin kontrolüne geçerken, 61 yıldır kanla, zulümle, baskıyla ve zorbalıkla ayakta kalan Baas diktatörlüğü de tamamen çöktü. Verilen sözlere rağmen, yıllardır bölücü örgütün işgali altında bulunan Tel Rifat ve Münbiç’in teröristlerden arındırılmasını memnuniyetle karşılıyoruz” dedi.
Suriyeliler için “muhacir”, Türkiye için “ensar” ifadesini kullanan Erdoğan, “Suriye istikrara kavuştukça güvenli geri dönüşler de artacaktır. Yığılmaları önlemek ve trafiği kolaylaştırmak için Yayladağı Hudut Kapısını geçişlere açıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde başlayan toplantının ana gündem maddesi Suriye’deki gelişmeler oldu Saat 15.35’te başlayan toplantı, yaklaşık 3 saat sürdü.
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Beştepe’de kritik bir toplantı için bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleşen toplantıda, Suriye’nin iç savaş sürecinde önemli değişiklikler yaşanırken, muhaliflerin Şam’a girerek Esad rejimini devirmesi sonrası bölgede şekillenen yeni denklemler de ele alındı. Suriye’deki güvenlik durumunun yanı sıra, Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların güvenli bir şekilde kendi topraklarına dönüşlerinin sağlanabilmesi için atılacak adımlar da toplantının önemli bir gündem maddesi oldu.Suriye meselesinin yanı sıra, iç politikadaki gelişmeler de Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nin bugünkü toplantısında önemli bir yer tutacak. 2024 yılına girerken asgari ücretin yanı sıra emekli ve memur maaşlarına yapılacak zam oranları gündemde oldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarının satır başları şöyle:
-Değerli basın mensupları, bölgemiz ancak demokrasi ve bunun içinde bir dönüm noktası ifadesiyle tarif ve tahlil edilecek kritik gelişmelere sahne oluyor. Komşumuz Suriye’de 13 yıldır devam eden iç savaş, dün itibariyle artık yeni bir boyut kazandı. Halep, Hama, Humus ve son olarak Şam, Türkiye’nin asıl sahiplerinin kontrolüne geçerken 61 yıldır kanla, zulümle, baskıyla ve zorbalıkla ayakta kalan Baas diktatörlüğü de tamamen çöktü.
-Verilen sözlere rağmen, yıllardır bölücü örgütün işgali altında bulunan Tel Rifat ve Münbiç’in teröristlerden arındırılmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Tabii eski rejimin çekilirken dahi kimi şehirleri bölücü terör örgütünün Suriye uzantısına bırakması aralarındaki kirli ittifakı bir kez daha teyit etmiştir. Ülkemizdeki ana muhalefetin son ana kadar umudunu kesmediği Esed rejimi bu süreç boyunca Türkiye karşıtı tutumunu bir an olsun terk etmemiştir. Suriye ihtilafını diyalog yoluyla çözme çağrılarımız eski rejim tarafından küstahça reddedilmiş ülkemizin uzattığı elin değeri bilinmemiş manası anlaşılmamıştır. Esed arkasında 1 milyona yakın insanın katledildiği 12 milyon insanın evsiz kaldığı birçok şehri enkaza dönmüş bir Suriye bırakarak kaçmıştır. Zulüm ile abad olunamayacağı hakikati Suriye’de bir kez daha tecelli etmiştir.
-Şunu milletimizin ve uluslararası kamuoyunun bilmesini isterim. Türkiye Suriye ihtilafının başından beri komşuluk hukukunun ve büyük devlet olmanın icaplarını harfiyen yerine getirmiştir. Özgürlükten diyalogdan adaletten Suriye’nin bir an önce huzura kavuşmasından yana olduk. Devlet rejimin hasmane tutumuna rağmen her şart altında Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve üniter yapısının korunmasını savunduk.
-Elbette haksızlığa, hukuksuzluğa, baskıya, zulme karşı sesimizi yükseltmekten, tepkimizi ortaya koymaktan hiçbir zaman çekinmedik. Ama bunu açık bir düşmanlığa, kör bir husumete de dönüştürmedik. Suriye’deki hadiselerin 13 yıllık serencamını bilen herkes, Türkiye’nin adil bir barış için verdiği hasbi mücadelenin en yakın şahididir. Şunu da en başından beri tekrar tekrar ifade ediyoruz. Suriye ile ilgili hassasiyetimiz hiçbir zaman menfaat eksenli olmamıştır.
-Suriye halkı bizim kardeşimizdir. Tüm kesimleri, inanç gruplarıyla can dostumuzdur. Sınırlar, ülkeleri fiziken birbirinden ayırabilir. Kalbimizin bir yarısı Antepse, diğer yarısı Afrin’dir, Hama, Humus, Şam’dır. Devrik rejimin saldırılarından kaçan Suriyeli kardeşlerimiz ilk önce bizim kapımızı çaldı. 4,5 milyon Suriyeli bizim evimizde misafir oldu. Bir dönem nüfusu 3 milyon 700 bine ulaşan, şimdi sayıları 2 milyona düşen Suriyeli muhabirlere ensarlık yaptık.
-Bu ülke Suriyeli mazlumlara güvenli liman oldu. Suriye istikrara kavuştukça güvenli geri dönüşler de artacaktır. Yığılmaları önlemek ve trafiği kolaylaştırmak için Yayladağı Hudut Kapısını geçişlere açıyoruz.
-Muhacirlerin gönüllü geri dönüş sürecini de yine tarihimize, kültürümüze ve 13 yıllık müstesna ev sahipliğimize yaraşır şekilde yöneteceğiz. Hiç kimsenin bu insani sürece leke bulaştırmasına müsaade etmeyeceğiz.
-Suriye kriziyle ilgili politikası dün itibarıyla iflas eden ana muhalefet, kendilerini hesaba çekmek, hatalarıyla yüzleşmek yerine, çok çirkin ırkçı bir dille Suriyeli mazlumlar üzerinden yeni istismar alanları oluşturmaya çalışıyor. Ana muhalefetin eski ve yeni yönetimine, devrik Şam rejiminin yasını tutmaktan süratle vaz geçip, Suriye halkının sevincine ortak olmalarını tavsiye ediyorum. Kendilerini hapsettikleri cam fanustan çıksınlar; dünyada ve bölgede olanlara kulak kabartsınlar; bir kez olsun hadiseleri Ankara merkezli okumayı denesinler. Yoksa partilerini trajikomik duruma düşürmeye devam ederler.
-Dün itibarıyla artık Suriye’de bir dönem kapanmış, yeni bir dönem başlamıştır. Türkiye, binlerce yıllık tecrübeyle billurlaşan devlet aklıyla hadiseleri okumakta; Suriye’deki duruma çok geniş bir perspektiften bakmaktadır. Şunu bir kez daha ifade etmek arzusundayım: Türkiye’nin başka bir ülkenin toprağında ve egemenliğinde gözü yoktur. Sınır ötesi harekatlarımızın yegane amacı vatanımızı ve vatandaşlarımızı terör saldırılarından korumaktır. Ne PKK ve Suriye’deki uzantıları, ne de DEAŞ; ülkemizin muhatabı değildir, bilakis muarızıdır.
-Suriye’nin toprak bütünlüğünün mutlaka ama mutlaka korunması gerekiyor. Suriye; tüm etnik, dini, mezhebi kimlikleriyle Suriyelilerindir. Suriye’nin bugününe de, geleceğine de karar verecek olan Suriye halkıdır. Komşuları ve kardeşleri olarak bize düşen; Suriye halkının ülkelerini yeniden toparlama, yeniden ayağa kaldırma, yeniden mamur etme çabalarına güçlü bir şekilde destek olmaktır. Tekrar söylüyorum: Arap, Türkmen, Kürt, Sünni, Alevi, Nusayri, Hristiyan fark etmeksizin Suriyelilerin tamamının sulh içinde yaşadığı bir Suriye, Türkiye’nin en büyük özlemi, hayali ve hedefidir.
-Şurası da kesinlikle unutulmamalıdır: İstikrara kavuşmuş bir Suriye, hem kendi vatandaşları hem de bölgedeki diğer ülkeler için güven kaynağı olacaktır. Komşu ülkelerin güvenliği yine Suriye’nin güven içinde, istikrar içinde olmasından geçiyor. Öte yandan bölücü örgütün Suriye uzantısının, kargaşayı fırsata çevirmeye dönük aşırı heveskar tutumunu da dikkatle takip ediyoruz. Kendi akıllarınca faklı hesap yapanlara şunu hatırlatmak zorundayım: Çakal ne kadar hile bilirse, kurt da kadar yol bilir.
-Türkiye, sınırlarının ötesinde yeni terör çıban başlarının ortaya çıkmasına göz yummayacaktır.
-13 yıldır her türlü zulme maruz kalan Suriyeli kardeşlerimize yeni acılar, yeni sıkıntılar, yeni dramlar yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur.
-Yarından itibaren asgari ücret tespit komisyonu görüşmelere başlıyor. Hem çalışanlarımızın beklentilerini gözetecek hem de ülkemiz ekonomisine taşınması ağır bir yük getirmeyecek bir anlayışla sürecin yürütüleceğini ümit ediyorum.
-“Açık artırma” usulüyle asgari ücret açıklayan muhalefeti de, ülke ve millet hayrına bir iş yapacaklarsa, SGK’ya olan birikmiş borçlarını ödemeye davet ediyorum. Sayın bakan kendilerini çok daha kararlı şekilde silkelemende fayda var.
-Bir diğer güzel haberimiz çok önemli. Tip bir diyabet hastalığıyla mücadele eden evlatlarımız ve ailelerine yöneliktir. Daha önce bilindiği gibi, diabet hastalarımızın glikoz takibi için gerekli cihazlar geri ödeme kapsamındaydı. Buna ilave olarak artık 18 yaş altındaki tip 1 diabet hastası evlatlarımız için sensörlü cilt altı glikoz izlem cihazlarını Sosyal Güvenlik Kurumumuz tarafından geri ödeme kapsamına alıyoruz. Acil şifa dileklerimle evlatlarımıza ve ailelerine hayırlı olsun diyorum.