Avrupa Konseyi, Demirtaş ve Kavala için uyardı: İhraç edilirsiniz
Gezi Davası'nda 18 yıl hapis cezası alanlardan biri olan Hakan Altınay, cezaevinden sorulara yanıt verdi. Bir dönem Açık Toplum Vakfı'nın genel sekreterliğini de yapan Altınay, tutuklanmasında bunun etkili olup olmadığına ilişkin de merak edilenlere açıklık getirdi.
Can Atalay, Tayfun Kahraman, Ali Hakan Altınay, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater ve Mine Özerden 25 Nisan 2022’de Gezi Davası’nın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmasında hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım suçlamasıyla 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 1 Kasım 2017’de tutuklanan Osman Kavala’ya ise aynı davanın aynı duruşmasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
Günümüzde adı Marmara Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü olarak değiştirilen Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Hakan Altınay, avukatları aracılığıyla T24’ten Cansu Çamlıbel’in sorularını yanıtladı. Altınay, 2009 yılına kadar Açık Toplum Vakfı’nın genel sekreterliğini yapmıştı ve bu konuya dair neredeyse hiç konuşulmadı. Mahkemede bununla suçlanıp suçlanmadığına ilişkin konuşan Altınay, “Açık Toplum ile uğraşmak için beni seçtilerse, bayağı saçma bir şey yapmışlar” dedi.
Altınay’a sorulan sorular ve yanıtları şöyle:
-Gezi protestolarından bu yana hükümetin aşağı yukarı tüm otoriter ve küreselleşme karşıtı rejimlerdeki politik jargonu ve bunun ürettiği komplo teorilerini alıp yerelleştirdiğini, trolleri ve kontrol ettiği medya kuruluşları eliyle Türkiye ölçeğinde bir “küresel sermaye yerli ve milli hükümetimizi yemeye çalışıyor” hikayesi anlatma çabasını izliyoruz. Bu çerçeveden bakınca senin Gezi torbasına atılmanın temel sebebinin 2001’deki kuruluşundan 2009’a kadar Açık Toplum Enstitüsü Türkiye’nin genel müdürlüğünü yapmış olman diye düşünüyorum. Açık Toplum eşittir George Soros, Soros eşittir dünyanın en güçlü Yahudi lobisi. Seni bugün Silivri’de tutan şeyin Soros’un Türkiye’de kurduğu yasal bir vakfın bir dönem temsilcisi olman mı?
Burada birden fazla mesele var: Birincisi komplo teorilerinin yaygınlığı, cazibesi. Günümüz dünyası yeterince güven üretemiyor. Böyle olunca da komplo teorileri cazip oluyor. Covid konusunda Bill Gates’i suçlayan, ondan şüphelenen geniş bir kesim vardı Amerika’da, hatırlarsan. Oysa ki komplo teorileriyle siyasal analiz yapmak zor, iddianame yazılması, insanların suçlanması ise tamamen kabul edilemez. İkincisi Gezi’den sonra da AK Partili bakanlar Açık Toplum Vakfı temsilcileriyle görüşmeye, görüşmelerini kendi Twitter hesaplarından, bakanlık sitelerinden duyurmaya devam etti. Soros Türkiye’ye her geldiğinde bakanlık onayıyla VIP’den geçti. Üçüncü ve en garibi, benim Vakıf’taki genel sekreterliğim 2009’da sonlandı. Dolayısıyla Açık Toplum ile uğraşmak için beni seçtilerse, bayağı saçma bir şey yapmışlar.
Osman Kavala da Enstitü’nün yönetim kurulu üyesiydi. Onunla tanışıklığınız bu şekilde mi başladı? Kavala’yı neredeyse hiç tanımayanlar da yargılandı aynı davada. Mesela Yiğit Aksakoğlu. Sen Kavala ile ilişkini nasıl tanımlarsın?
Ben Osman Kavala ismini 1980’lerin ortasından beri biliyorum. O zamanlar Nokta’yla birlikte Yeni Gündem de okurduk, Bilsak’taki etkinlikleri izlerdik, İletişim’den çıkan kitapları takip ederdik; hepsine Osman’ın katkısı vardı. 80’lerin sonuna doğru turist rehberi olmuştum. Osman’ın da Bodrum Tur diye bir şirketi vardı, ona başvurmuştum ama beni işe almamışlardı. Sonra 1999 depremi sırasında tanıştık. Şimdi haftada bir saat halı sahada futbol oynuyoruz. Bugün bizi (Hakan-Tayfun, Osman-Can’a karşı) 3-2 yendiler… Osman iki gol attı.
Açık Toplum Enstitüsü’nün ne olduğu ve neden kurulduğuna dair soruyu da yanıtlayan Altınay, “Son döneme dair bilgilere sahip değilim. Dediğim gibi 2009’dan itibaren ben Yale Üniversitesi, Brookings Enstitüsü, Global Civics Academy ve Boğaziçi Avrupa Siyaset Okulu’na mesai ayırdım. 2009 öncesi dönem ilgini çekiyorsa, Soros’un ilk defa Sabancı Üniversitesi’nin açılışına davetli olarak Türkiye’ye geldiğini, burada tanıştığı insanlardan etkilendiğini ve Türkiye’nin daha açık bir toplum olma sürecine destek vermeye karar verdiğini söyleyebilirim. Avrupa Birliği süreçleri önemli bir iş birliği alanıydı. Yıllık bütçe 1,5 milyon dolar civarındaydı diye hatırlıyorum” diye konuştu.