Adalar’da protesto sürüyor, İmamoğlu minibüsten vazgeçmiyor
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ‘300 günde 300 proje’ töreninde konuştu. Kılıçdaroğlu, "Hazine’den çalınan o 418 milyar doları alacağım ve bu milletin cebine koyacağım" dedi.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu dün İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ‘300 günde 300 proje’ programı kapsamında düzenlediği Bağcılar Ebubekir Meydanı ve Kadın Merkezi Açılış Töreni’nde konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, İBB başkanı Ekrem İmamoğlu ve ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın cumhurbaşkanı yardımcılığı görevine değindi. Kılıçdaroğlu, “Neden Ekrem İmamoğlu, neden Mansur Yavaş? Bizim tarihimizde iki önemli başkent var. Osmanlı’nın başkenti İstanbul, Cumhuriyet’in başkenti Ankara. Demek ki iki başkenti yöneten güç, iki başkenti yöneten aktör, aynı zamanda Cumhuriyet’imizin en önemli yılında, yani yüzüncü yılında cumhurbaşkanı yardımcısı olarak görev yapacaklar” dedi.
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Ne için iktidar? Kadın erkek eşitliği için iktidar. Her evde huzurun ve bereketin olması için iktidar. Adalet için iktidar, hukuk için iktidar. İnsanlar için iktidar. Dezavantajlı gruplar için iktidar. Başı açık-başı kapalı ayrımını ortadan kaldırmak için iktidar. Kucaklaşmak için iktidar, kavga etmemek için iktidar. Halk için iktidar, millet için iktidar.
İstanbul’u da seviyorum, Bağcılar’ı da seviyorum, Bağcılar’da yaşayanları da seviyorum. Oyumuzun düşük olduğunu biliyorum ama hiç kimse endişe etmesin. Oy versin, vermesin, nasıl Ekrem Başkan hiçbir ayrım yapmıyorsa Türkiye’yi yönetirken de hiçbir ayrım yapmayacağız. Herkesi kucaklayacağız. Bizim kitabımızda ayrımcılık yoktur, herkes bilsin.
Harcadığımız her kuruşun hesabını millete vereceğiz. Biz, kul hakkını gözeteceğiz. Biz, atama bekleyen öğretmenleri, Ferhat ile Şirin’in buluştuğu gibi, onları öğrencileriyle buluşturacağız. Ziraat mühendislerimiz var, onlara görev vereceğiz. Hiç kimse aç ve açıkta kalmayacak. Bütün mücadelemiz bunun için. Ekrem Başkan İstanbul’a hizmet veriyor ama Ekrem Başkan’la beraber bütün belediye başkanlarımız, depremde soluğu hemen deprem bölgesinde aldılar. Herkese hizmet veriyorlar. Hiçbir ayrımcılık yapmıyorlar.
Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu:
“Bana karşı çıktıklarını biliyorum. ‘Gelmesin Kılıçdaroğlu’ diye çaba harcadıklarını biliyorum. Büyük mücadeleler verdiklerini de biliyorum. Ama benim tek güvencem, bu ülkenin insanları.”https://t.co/YZauQUfe70 pic.twitter.com/ty1TAX1SOt
— ANKA Haber Ajansı (@ankahabera) March 26, 2023
İstanbul, hepimizin gözbebeği ve kadim bir şehir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Allah nasip ederse cumhurbaşkanı yardımcısı olarak aynı zamanda görevini yapacak. O zaman, İstanbul’a hizmet ederken bugün önüne konan bütün engelleri tek tek kaldıracak ve ‘Hedef İstanbul’ diyecek, ‘Hedef Türkiye’ diyecek, ‘Hedef kalkınma’ diyecek, ‘Hedef büyüme’ diyecek. Bunların hepsini gerçekleştirecek.
İkinci cumhurbaşkanı yardımcımız Mansur Yavaş, elinden gelen bütün gücü gösterecek. Neden Ekrem İmamoğlu, neden Mansur Yavaş? Bizim tarihimizde iki önemli başkent var. Osmanlı’nın başkenti İstanbul, Cumhuriyet’in başkenti Ankara. Demek ki iki başkenti yöneten güç, iki başkenti yöneten aktör, aynı zamanda Cumhuriyet’imizin en önemli yılında, yani yüzüncü yılında cumhurbaşkanı yardımcısı olarak görev yapacaklar. İki başkente de iki kadim kente de hizmet verecekler.
Zor durumda olduğunuzu biliyorum. Geçim sıkıntısını biliyorum, işsizliği biliyorum. Ama bunun karşılığında malı götürenleri de çok iyi biliyorum. Benim, bu millete sözüm var. Haksız olarak alınan, Hazine’den çalınan o 418 milyar doları alacağım ve bu milletin cebine koyacağım. Bana karşı çıktıklarını biliyorum. ‘Gelmesin Kılıçdaroğlu’ diye çaba harcadıklarını biliyorum. Büyük mücadeleler verdiklerini de biliyorum. Ama benim tek güvencem, bu ülkenin insanları. Beraber, birlikte, adalet için, hak için, hukuk için mücadele edeceğiz. Emin olun, bunu gerçekleştireceğiz. Ekrem Başkan, uzun yıllardır İstanbul’da yapılamayanı yaptı. Hiçbir ayrım yapmadan herkesi kucaklayarak hizmetini yaptı. Göreceksiniz, aynı hizmeti hem İstanbul hem Türkiye için yapacak.”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise törendeki konuşmasına, “Dün Mansur (Yavaş) Başkan’ım güzel bir uyarı yaptı. Ben de o uyarıyla birlikte bugünkü buluşmayı başlatmak istiyorum. Dedi ki ‘Yıllar önce bir Belediyeler Birliği toplantısına katıldığımda, orada bulunan konuklarımızın arasında Cumhurbaşkanı vardı. Cumhurbaşkanı varken başka bir makam sayılmazmış.’ Ben de onun yaptığını yapıyorum. Sayın Cumhurbaşkanı’m ve saygıdeğer konuklar, hoş geldiniz, sefalar getirdiniz” diyerek başladı.
İmamoğlu, şunları söyledi.
Ramazan, merhamet ve kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışmadır. Başkasının derdini kendi derdin bilmektir. Biz, maalesef son yıllarda bu değerleri biraz unuttuk. Ortak bir kaderi paylaşan kardeşler olduğumuzu ancak deprem gibi büyük felaketlerde hatırlıyor, sonra yine yavaş yavaş unutuyoruz. Bütün kalbimle bu kez farklı olmasını diliyorum. Hiçbir felaket yaşamadan da birbirimizin derdini kendi derdimiz olarak bilmeye devam edelim istiyorum. Bu ülkeyi artık, halden anlayanlar, herkesin derdiyle dertlenenler yönetsin istiyorum. Göreve geldiğimizden beri, İstanbullu kadınlar için çok farklı girişimlere, yeniliklere ve yatırımlara imza attık. Bugün de bunlardan birinin daha açılışındayız. Bu şehirde her üç kadından biri şiddete maruz kalıyor. Görevi bu şiddeti önlemek olanlar, bu amaç için çıkarılmış kanunları birtakım siyasi pazarlıkların malzemesi haline getiriyorlar. Onların bu yaptığı insanlık mıdır, yöneticilik midir? Konu kadın hakları olunca her ne hikmetse 3-5 erkek, bir araya gelip karar alma, yasa yapma ve çerçeve çizmeyi kendine hak sayıyor.
Ne derdiniz var kadınlarla? Seçimlerde rakibimiz olan ittifak, öylesine bir erkek egemen toplum istiyor ki buna itiraz eden kendi kadın yöneticileri dahi sosyal medya fanatiklerce adeta linç edilirken ‘gık’ bile çıkaramıyorlar. Ne demiş AK Partili kadın yönetici de böyle bir saldırıya uğramış? ‘6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Yasa bizim kırmızı çizgimizdir. Değişmesin, hafifletilsin’ demiş. Doğru demiş. İstanbul Sözleşmesi’ni de fanatiklerin baskısıyla kaldırdınız. Üstelik Sayın Cumhurbaşkanı’nın kendi kızı, bu sözleşmenin arkasında sapasağlam duruyordu. Bir baba, kızını bile hayal kırıklığına uğratıyorsa bu milleti hayli hayli, nice hayal kırıklıklarına daha uğratır.
Ben, buradan, rakip ittifakımızda kadın mücadelesi veren kıymetli hanımefendilere bir çağrıda bulunmak isterim; İstanbul Sözleşmesi yürürlükten kalktığında Sayın Cumhurbaşkanımızın kızı Sümeyye Hanım’ın başında olduğu dernek şu açıklamayı yaptı: ‘Şiddetle mücadele noktasında 6284 sayılı Kanun’un daha da güçlendirilmesi ve uygulamalardaki sorunların giderilmesi için tüm gücümüzle çalışacağımızı kamuoyuna iletiriz.’ Lütfen bu çizginizi koruyun. Keza, geçtiğimiz günlerde de AK Parti yöneticisi ve milletvekili olan hanımefendi de ‘6284, kırmızı çizgimizdir’ dedi. Her ne kadar bu sözleriniz ittifakta karşılık bulmadıysa da lütfen kırmızı çizgiyi savunmaya devam edin. Türkiye Cumhuriyeti’nin kadınlarını, gelinen bu noktada artık Cumhur İttifakı’nın insafına bırakmayacağız.
Ev kadınlarımızın yüzde 86’sı, son 6 ayda kendi ihtiyacı için alışveriş yapmamış. Ev kadınlarının yüzde 34’ü, evde yalnızken doğal gaz kapatıyor. Bu şehirde üç kadından biri şiddete maruz kalıyor. Bu gördüğünüz güzel alanın bir kısmını, İBB Kadın olarak da hizmete açıyoruz. Görevi şiddeti engellemek olanlar, bazı yöneticiler, bu amaç için çıkarılmış kanunları siyasi pazarlık meselesi haline getiriyorlar. Bu acı fotoğrafı çocuklarımız için değiştirmeliyiz. Konu kadınlar olunca 3-4 erkek, bir araya gelip karar almayı, yasa çizmeyi kendilerine hak sayıyorlar. Ne derdiniz var kadınlarla? Buna itiraz eden kendi kadın yöneticileri dahi sosyal medyada fanatikler tarafından linç ediliyor. Bu üzücü fotoğrafı da değiştireceğiz.
Unutmayalım ki siyasette, ülke yönetiminde her makama gelebilirsiniz ama insanlık makamına çıkamamışsanız zerre kadar değeri yok. Önce insan olacağız, gerisi gelir. Biliyorsunuz, ben herkesten oy istiyorum. Herkesi muhakkak Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermeye davet ediyorum. Niçin biliyor musunuz? En başta merhametiyle, vicdanıyla, adaletiyle insan olduğu için. İyi bir yönetici olabilmek için geçilmesi gereken en zor sınav, insanlık sınavıdır. Sevgili Cumhurbaşkanı’mız Kemal Kılıçdaroğlu, o sınavı binlerce kez geçtiği, insanlık diplomasına sahip olduğu için ona oy istiyorum.
Elbette ben, her şeyden önce 16 milyon İstanbulluya karşı sorumluyum. Yeni Cumhurbaşkanı’mızın, yeni hükümetimizin bütün İstanbullular, özellikle de kadınlar için nasıl büyük bir kazanç olacağını gördüğüm için Genel Başkan’ımıza oy istiyorum. Biz, son 4 yılda, İstanbul’da kadınlara yönelik sayısız hizmete, projeye imza attık. Her şeyden önce, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni bir ‘erkekler belediyesi’ olmaktan çıkardık. Yalnız yönetim kademesinde değil, hizmet verdiğimiz tüm alanlarda, hak ettikleri işleri kadınlara teslim ettik. İBB’de, daha önce tek bir kadının bile çalışmasına fırsat tanınmamış tam 12 farklı meslek dalında kadınlar işbaşı yaptılar.
Hepsi de harika işler çıkarıyorlar. Çünkü işe alınmalarının nedeni, kadın olmaları değil. Hak ettikleri, layık oldukları, yetenekli oldukları için o görevlere getirildiler. Biz, onlara ayrımcılık yapmadık, sadece önlerindeki engelleri kaldırdık. 14 Mayıs’tan sonra, Millet İttifak’ı iktidarında, yalnız İstanbul’da değil, bütün şehirlerimizde kadınlara yönelik hizmetler artacak. Çünkü yeni dönemde çok güçlü bir hükümet-belediye iş birliği yaşanacak. Hem de hiçbir parti ayrımı yapılmadan. Bugün, İBB Kadın Bağcılar Hizmet Merkezi’mizin yanı sıra Bağcılar’a bir de yeni meydan kazandırıyoruz.
Şu platform kadar bir yerden temel olmaz. 21. yüzyılda, çarpık çurpuk demirleri bağlanmış, pompanın borusunun ucundan akan betonu göstererek, ‘Betona bak, betona bak’ diyerek açılış yapılmaz. Pazara gelirsiniz, ‘Marula bak’ dersiniz. ‘Betona bak’ denmez. Deniz kumuyla beton bu memleketten kalkalı 30 küsur sene oldu. Bu milletle dalga geçilmez. Gerçek temeli atılmış muazzam bir proje bitiyor.
Kısa bir süre önce, Bağcılar Ebubekir Parkı Zemin Altı Otoparkı’nı açarak bu bölgede uzun süredir yaşanan otopark sorununa çözüm üretmiştik. Bugün açtığımız meydan ve kazandırdığımız yeni fonksiyonlarla birlikte Bağcılar’da çokça hissedilen kamusal alan eksikliğini de bir nebze olsun gidermiş olacağız. İBB olarak, İstanbul’u depreme hazırlamak, afetlere karşı güçlendirmek için hem yarışıyor hem boğuşuyoruz. Ama 14 Mayıs’tan sonra her şey değişecek. Yalnız İstanbul’da değil, deprem bölgesinde ve bütün ülkede yeni bir döneme geçeceğiz.
Depremin yaralarını sarmak, ülkeyi baştan sona yeni depremlere hazır hale getirmek konusunda çok kararlı bir yönetim iş başına gelecek. İstanbul’daki çalışmalarımız, bilgi birikimimiz ve tecrübelerimizle ben de o sürecin en aktif parçası olacağım. Aynı şekilde Mansur Yavaş Başkan’ımız da öyle. Yeni yönetimde, hep birlikte, dört koldan, ortak akıl ve iradeyle öyle çok çalışacak, öyle işler başaracağız ki bir daha hiç kimse bu ülkeyi tek başına yönetmeyi aklından bile geçiremeyecek.
Bir daha hiç kimse ‘şu lider iyi de etrafı kötü’ diye bahaneler üretemeyecek. Artık bu ülkede herkes, yönetimde güçlü kadrolar görmek isteyecek.14 Mayıs’tan sonra, devletin gücünü, devletin aklını milletin vicdanıyla buluşturacağız. Ülkeyi yönetirken bir an bile doğru yoldan çıkmadan, insanlıktan ayrılmadan yürüyeceğiz. Çünkü sevgili Cumhurbaşkanı’mızın, Kemal Kılıçdaroğlu’nun olduğu yerde sağduyu olur, vicdan olur, adalet olur.”