Özel, İmamoğlu, Savaş Hatay’da: En çok İBB sahip çıktı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e kendisine Kıbrıs'ta eşlik eden siyasi parti liderleri arasında olması nedeniyle teşekkür etti. Ancak ana muhalefetteki belediyeleri çok sert sözlerle eleştirdi.
Ana muhalefetin 47 yıl sonra Türkiye’nin birinci partisi konumuna yükseldiği yerel seçimlerin ardından iktidar partisiyle başlayan ‘normalleşme’ form değiştirerek de olsa devam ediyor.
Aslında seçim öncesi CHP kurmayları mevcut belediyelerin büyük bölümünü koruyacaklarını, ek olarak Balıkesir, Manisa, Bursa gibi kentleri kazanacaklarını düşünüyordu. Ancak daha ötesi muhtemel senaryolar arasında değildi. AK Parti’de ise tam tersine, genel anlamda oy kaybı yaşasalar da ikinci sıraya gerilemek gibi bir tahmin yoktu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in erken seçim talep etmeyeceklerine dair demeçleri, ilk bayramda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la telefonlaşması gibi ılımlı adımlar az önce sözünü ettiğimiz normalleşme sürecini başlattı. Erdoğan ile Özel birbirlerini genel merkezde ziyaret etti. CHP kurmayları hükümetin çok sayıda bakanına gidip bilgi aldı. Bu hamleler MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kimi zaman alt tonda kimi zaman oldukça sert mesajlarına kadar böyle devam etti.
Sonrasında hava değişti. Erdoğan, Bahçeli’nin “CHP ile AK Parti ittifakı samimi dileğimizdir” şeklindeki demeci sonrası gönül alırcasına “Bizim çabamız aslında muhalefeti normalleştirmektir. Yani yumuşaması gereken normalleşmesi gereken muhalefettir” dedi. Özel de ilk kez erken seçim için tarih vererek bu yeni mesafeye uyum sağladı.
‘Normalleşme’ bir adım ileri, iki adım geri ilerlerken Erdoğan ve Özel bu sefer Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yıl törenlerinde bir araya geldi. CHP lideri, Bahçeli ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş’la birlikte Erdoğan’ın yanında oturdu. Burada basın mensuplarına verdiği demeç de dikkati çekiciydi:
“Ele güne karşı Türkiye Cumhuriyeti’ni, Cumhurbaşkanı’nı Kıbrıs’ta bütün dünyanın gözü oradayken… Benim orada olmam doğrudur. Makama saygı göstermem doğrudur. Önce kısa hal hatır sordu. Ben de döndüm kendisine hatırını sordum. Dedi ki ‘Ne gün geldiniz?’ Ben 18’inde gittiğimizi, bunun nasıl Kıbrıs’ta heyecan yarattığını anlattım. Biz Türkiye olarak birbirimize istediğimiz kavgayı yapalım. Azerbaycan meselesinde, Kıbrıs meselesinde ayrışamayız. Vatanın birliğinde ayrışamayız. Ben orada olmaktan çok mutluydum.”
Erdoğan bugün partisinin Meclis’te düzenlenen grup toplantısında konuştu. ‘Muhalefetle ilişkiler’ gündeminde geniş yer tutuyordu.
“20 Temmuz’da Kıbrıs Türk halkına destek olmak için orada bulunan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a, MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye, siyasi parti genel başkanları ve milletvekillerine hasaten teşekkür ediyorum” diyen Cumhurbaşkanı Özel için ismini anmadı ama özel olarak parantez açtı:
“Özellikle muhalefetin Türkiye’yi yabancılara şikayet eden eski siyasetini terk etmeye başlamasını önemsiyoruz. Hatırlanacağı üzere sabık genel başkan döneminde CHP’nin dış politikada yaşadığı savrulmalar siyasi rekabet kavramıyla açıklanamayacak boyutlara ulaşmıştı. Kimi CHP milletvekilleri Avrupa’da ülke ülke dolaşıp PKK’nın Suriye’deki uzantılarının gönüllü avukatlığını yapıyordu. 15 Temmuz ihanetinin faillerini aklama görevini de yine CHP yönetimi üstlenmişti.
Milletin bir gecede 252 evladını şehit vererek yazdığı milli irade destanına ‘kontrollü darbe’ yaftası vuranlar da bu kifayetsizlerden başkası değildi. Türkiye’ye ve Türk siyasetine yakışmayan bu tavrın değişim işaretleri göstermesini muhalefetin normalleşmesi adına kayda değer buluyoruz. Lefkoşa’da sergilenen birlikteliğin başta terörle mücadele olmak üzere milli meselelerde istikrarlı bir şekilde sürdürülmesini temenni ediyorum.”
Bu övgü ve eleştiri karışık sözlerin ardından sözü belediyelere ve onların borçlarına getirdi.
Bu noktada bazı eklemeler yapmamız gerekecek. Halihazırda İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya gibi büyükşehirleri elinde tutan CHP 31 Mart’tan sonra Bursa, Balıkesir, Denizli, Kırıkkale, Afyonkarahisar, Uşak, Giresun ve Zonguldak gibi kentleri de AK Parti’den aldı. Şu an 14 büyükşehir ile birlikte toplam 411 belediye ana muhalefetin yönetiminde.
Erdoğan konuşmasında CHP’li belediyeleri oldukça sert dille eleştirdi. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın borç tahsilatına başlayacağını duyurdu:
“Suyu ucuzlatmaktan bahsediyorlardı, şimdi suya yüzde 400-500 oranında zam yapıyorlar. Liyakattan bahsediyorlardı, şimdi belediyeleri akraba çiftliğine çeviriyorlar. Ortalıkta ne kadar boş gezen eş, dost, hısım varsa, eğitimine bakmadan hepsini belediyelere üst düzey yönetici atadılar, atıyorlar. Belediye hizmetlerinin hepsinin ücretinde fahiş artışa gittiler. Emeklilere verdikleri sözleri zaten hatırlamak bile istemiyorlar” diyen Erdoğan şöyle devam etti:
“Daha dört ay önce meydanlarda bol keseden para dağıtıyorlardı, şimdi emeklileri kapılarına dahi yaklaştırmıyorlar. CHP’li belediyelerin alameti farikası olan çöp, çukur, çamur, yolsuzluk, hırsızlık girdabına vatandaşlarımız tekrar sürüklendi. Dans ve vals gösterisi düzenlemeyi belediyecilik sanıyorlar. Buradan Sayın CHP Genel Başkanı’na şunu söylemek istiyorum; dürüst siyaset verilen sözlerin arkasında durmayı gerektirir. Tutmadığınız sözlerin mahcubiyetini daha büyük vaatlerde bulunarak gizleyemezsiniz. Gücünüz yetiyorsa belediye başkanlarınıza söyleyin, bedava yapacağız diyerek milletten oy istedikleri, ancak üç ayda üç – dört kez zam yaptıkları hizmetlerin fiyatlarını düşürsünler. Emeklilere faydanız dokunsun istiyorsanız talimat verin, belediyeleriniz Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan birikmiş borçlarını ödesin.
Meydanlarda oy verene bedava traktör vereceğiz demek kolaydır. Zor olan, sözünün eri olmaktır, ahdine sadık kalmaktır. Şu anda belediyelerin borçlarıyla ilgili Hazine ve Maliye Bakanlığımız kaynağında bu borçların tahsiline başlayacaktır. Öyle 25 kuruşa simit yok. Milletin varlığını değişik yerlerde harcamaya müsaade yok. Dolayısıyla Hazine ve Maliye Bakanlığı artık bunların tahsilini kaynağında yapacaktır. Bunu böyle bilesiniz.”
CHP’den bu sözlere yanıt gecikmedi. Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Erdoğan’ın bahsi geçen belediyeleri ‘takıntı haline getirdiğini’ savunarak “Sayın Cumhurbaşkanı, sen bu kadar tahsile meraklıydın da hala senin döneminden gelen, ertelenen, affa uğrayan borçlar var İstanbul’da. Niye bu yetkini kullanmadın da bugün bu yetkini kullanıyorsun. ‘İller Bankası’ndan bu parayı keseceğim’ diyorsun. Sen bunu yaparak Denizli’yi, Mersin’i, Adana’yı, İstanbul’u, Ankara’yı, Muğla’yı, Kilis’i, Adıyaman’ı cezalandıracaksın. Niye? Beyefendi kaybetmiş. Sen kaybettin ve kaybedeceksin, bundan sonra kaybetmeye mecbursun Recep Tayyip Erdoğan” dedi.
El değiştiren bazı belediyelerin borç durumu devir teslim törenlerinden sonra kamuoyu ile paylaşılmıştı. Bunlardan bazıları şöyleydi:
Hükümet ile CHP’li belediyelerin karşı karşıya gelmesi bu hamleyle sınırlı kalacağa da benzemiyor.
Bilindiği üzere AK Parti’nin sokaklarda yaşayan köpekleri barınaklarda toplama, sahiplenen olmaması durumunda belediyelere öldürme yükümlülüğü verdiği yasa teklifi birçok tartışmasının gölgesinde kabul edildi.
Teklifteki açık hükme rağmen ‘yükümlülüklerini’ ihmal eden, gereğini yapmayan, bundan dolayı sorunun büyümesine, sahipsiz köpek popülasyonunun artmasına yol açan belediye başkanları, meclis üyeleri ve idari görevlileri için altı aydan iki yıla kadar hapis cezası öngörülüyor.
Sahipli hayvanını sokağa terk edenlere verilen idari para cezaları artırılırken bakım evlerindeki hayvanları başka bir yere bırakan belediyelere de yaptırım uygulanacak. Hayvanını sokağa terk edenlere 60 bin lira, barındırılan hayvanı sokağa terk eden belediyelere de hayvan başına 50 bin lira idari para cezası verilecek.
Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu 25 bini aşan belediyeler, sahipsiz veya güçten düşmüş ya da ‘tehlike arz eden’ hayvanların korunması ve sahiplendirilinceye kadar bakımının yapılması ile rehabilitasyonunun sağlanması amacıyla hayvan bakımevleri kuracak.
Belirtilen hayvanlar ilgili belediyeler tarafından hayvan bakımevine götürülecek. Hayvan bakımevi kurma zorunluluğu olmayan belediyeler ile il özel idareleri sorumluluk alanındaki bu hayvanları en yakın hayvan bakımevine götürecek.
Bu belediyeler 31 Aralık 2028’e kadar belirtilen hayvan bakımevlerini kurmakla ve mevcut bakımevlerinin koşullarını iyileştirmekle yükümlü olacak.
Ana muhalefetse parti kararı alarak bu teklif yasalaşsa dahi kendi yönetimlerindeki belediyelerde ötanazi maddesine uymayacaklarını duyurdu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yücel Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısından sonra şu açıklamayı yaptı:
“Sahipsiz sokak hayvanlarına yönelik ‘ötanazi’ uygulamasını CHP’li hiçbir belediye kabul etmeyecek ve uygulamayacaktır. Sokak hayvanlarının yaşam hakkını sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz.
Öte yandan ‘ötanazi’ uygulamasını yerel yönetimlerin üstüne yıkma çabalarından da anlıyoruz ki CHP’li belediyelerin çokluğunu fırsata çevirmeyi planlıyorlar. Akılları sıra elimizi kana bulayacaklarını zannediyorlar. Avuçlarını yalarlar. Bizi kendileriyle karıştırmasınlar.”