CHP lideri Özgür Özel, Ayhan Bora Kaplan'ın korunmasında eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun rolüne ilişkin iddiaların ciddi olduğunu belirterek 'Bu soruşturma için Soylu'yu Yüce Divan'ın önüne çıkarmazsanız olayın üstü kapanır' dedi.
Ayhan Bora Kaplan son ayların en çok konuşulan isimlerinden birisi. Kaplan ve ekibi 7 Eylül 2023’te Ankara Esenboğa Havalimanı’nda yurt dışına kaçmak üzereyken gözaltına alındı.
Kaplan hakkında ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’, ‘kasten yaralama’ ve ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından yakalama kararı bulunuyordu. Kaplan, 12 Eylül’de çıkarıldığı Ankara Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklandı.
Operasyon kapsamında gözaltına alınan diğer 28 kişiden 13’ü tutuklanırken, 15 şüpheli hakkında ise adli kontrol kararı verildi.
Kaplan’ın eski bakan Süleyman Soylu’ya yakın olduğu söyleniyordu. Zaten operasyon da Soylu’nun görevden alınıp emniyette kritik değişiklikler yapılmasının ardından geldi.
Son günlerdeyse Ankara’da Ayhan Bora Kaplan soruşturması sonrası ortaya atılan bazı iddialarla ilgili inceleme başlatıldı.
Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Öner ve Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan müfettiş raporu sonrası açığa alındı.
15 Mayıs’ta ise bu üç isimle beraber gizli tanık Serdar Sertçelik’in ‘Ufuk komiser’ adıyla açıkladığı kamu personeli gözaltına alındı.
Dün biri komiser dört kişi daha gözaltına alındı. Akşam saatlerindeyse iki gün önce gözaltına alınan Öner ifadesinin ardından yurt dışı çıkış yasağı şartı ile serbest bırakıldı.
Sözcü TV’ye katılan CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise Kaplan ile Soylu yakınlığına işaret etti. Özel, Soylu’nun yargılanması gerektiğini söyledi.
Özel’in açıklamasının tamamı şöyle: ”Uyuşturucu ticaretine yön veren birisidir Ayhan Bora Kaplan. Böyle bir kişi. Daha sonra tabii ucu başka yerlere dokunduğu için bazı suçların çok üzerinde durulmuyor ama Ayhan Bora Kaplan dosyası enine boyuna tartışıldığında burada tabii ki tehdit, adam kaçırma, şantaj, bir sürü şey ayrıca devlete emanet yurtlardaki 18 yaşına yaklaşan devlet korumasındaki kimsesiz genç kızların iş bulma, çalıştırılma vaadi ile ilk önce garsonluk ardından ‘Daha iyi para lokantada var.’ Yok, ‘İçkili lokanta’ derken felaket bir şeyin içine sokuldu. Bütün bu rezilliklerin içinde hepsi birden var.
Ama bu Ayhan Bora Kaplan… Benim yanımdan giden biri bununla buluştu. Ne gün? 15 Temmuz gecesi. Biz 15 Temmuz gecesi muhataplarımızı aradık. Genel merkezde toplanmıştık 14 kişi. Meclis’in açılması gerekir, bütün darbeler Meclis’i kapatır. Meclis kapalı yakalandı. Gelirler, burayı sararlar, Meclis’i ele geçirmiş olurlar. Biz Meclis’i açıp buradan direnelim dedik. Muhataplarımızı aradık. Meclis Başkanını, başkanvekillerini. Hatta geçen Cumhurbaşkanı görüşmesinde Sayın Elitaş da oradaydı. Dedim Elitaş’ı da aradım, kendisi Kayseri il başkanlığındaydı. ‘Doğru’ dedi Elitaş, ‘Çok iyi hatırlıyorsunuz.’ Ve döndük dolaştık, Meclis’e gittik. Meclis’te ilk konuşmayı Meclis Başkanı, ikinci konuşmayı ben, üçüncü konuşmayı Mehmet Muş, sonra Erkan Akçay yetişti, dördüncü konuşmayı Erkan Akçay yaptı. Sonra Bekir Bozdağ konuştu Bakan olarak. Dikkat de ediliyor o gece bir iktidar bir muhalefet birlik beraberlik halinde. Bozdağ kürsüden konuştu. O sırada bizim yanılmıyorsam Levent Gök konuştu. Süleyman Soylu da orada oturuyor. Ben Süleyman Bey de konuşsun dedim. O zaman Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı kendisi. İçişleri Bakanı filan değil. Kalktı geldi kürsüye ve Meclis Başkanı’na dedi ki ‘Benim zamanım geldi. Arkadaşlarla, gençlerle TRT’nin önünde buluşacağım’ dedi. Bu lafı dün gibi hatırlıyorum. Oradaki herkes de hatırlıyordur. Tabii o an için önemli bir şey değildi. Sonradan Süleyman Soylu’nun TRT’nin önüne gittiği, TRT’yi geri almak için bir mücadeleye giriştiği, sonra sonra kayıp silahlar konusunda TRT’nin önünde buluştuğu bir takım sivil kişilere silah dağıttığı, bu tartışmalar yapıldı. Sonra o kişilerin Ayhan Bora Kaplan’ın adamları olduğu ortaya çıktı.
Şimdi Ayhan Bora Kaplan korsan CD’ci, torbacı, uyuşturucu, gasp filan ve sonra Süleyman Soylu ile TRT’nin önünde randevulaşma… Sonrasında ise darbe girişiminden bir süre sonra Süleyman Soylu İçişleri Bakanı oluyor. Ardından da Soylu’nun o çok tartışmalı süreci. Ayhan Bora Kaplan’ın himaye edildiğine ilişkin iddialar çok ciddi. Ve bu süreçte herkes birbirini suçlarken aslında gizli özne diyebileceklerimizden birisi de Süleyman Soylu. O yüzden eğer bu soruşturma gerçekten dört başı mamur yürüyecekse Soylu hakkında bir fezleke hazırlanacak. Gelecek, oy birliği ile karma komisyondan geçecek.
Dokunulmazlığı kaldırılacak ve yargı önünde sorulan soruları cevaplayacak ki bu olay gerçekten çözülebilsin. Şimdi siz Süleyman Soylu’yu İçişleri Komisyonu Başkanlığı sıfatı ile ve dokunulmazlıkla o sürecin zaten bakan dokunulmazlığı var. Süleyman Soylu hakkında bir soruşturma komisyonu kurulmasını önermezseniz, dokunulmazlığını kaldırmazsanız, Meclis’te oluşturulacak bir komisyon, savcı sıfatı ile gerekeni yapmaz ve Soylu’yu Yüce Divan’ın önüne çıkarmazsanız bu olayın zaten en önemli kısımlarından bir tanesi üstü kapalı kalır.
Mafya filmlerini benzettiniz ama şöyle bir sahne mafya filmlerinde de olamaz. Ayhan Bora Kaplan’ın parasına, işine çöktüğü bir müşteki, şikayet etmek için Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne geliyor. Müdürlüğün özel otoparkında kendisini Ayhan Bora Kaplan, Serdar Sertçelik ve adamları ellerinde uzun namlulu silahlarla karşılıyorlar ve adamı arabanın bagajına sokup sorgulamaya götürüyorlar.”