Erdoğan, CHP’deki değişim ateşini harlıyor
CHP lideri Özgür Özel DEM Partili Hakkari Belediyesi'ne kayyım atanmasına tepki gösterdi: "CHP'nin bir belediyesine atanmasına nasıl tepki veriyorsak buna da aynı tepkiyi veriyoruz. Sana göre demokrasi bana göre demokrasi olmaz."
Uzun yıllar DEM ve öncülü partiler tarafından yönetilen Hakkari Belediyesi’nde 31 Mart 2024’teki yerel seçimlerde sandıktan birinci çıkan Mehmet Sıddık Akış görevden alındı ve yerine kayyım atandı.
İçişleri Bakanlığı karara gerekçe olarak Akış’ın ‘terör örgütü adını kullanarak sorgulamalar yaptığı’, ‘terörist cenazelerini organize ettiği’, ‘PKK adını kullanarak esnafı tehdit ettiği’ iddialarını ve hakkında yeni açılan ancak gizlilik kararı olan soruşturmayı gösterdi.
Gelişme özellikle muhalif kamuoyunda tepki çekti. Son eleştiri,CHP Genel Başkanı Özgür Özel’den geldi. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) grup toplantısında DEM Partili Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’le gerçekleştirdiği sohbete geniş yer ayır an Özel “Hakkari’ye atanan kayyıma da CHP’nin bir belediyesine atanmasına nasıl tepki veriyorsak buna da aynı tepkiyi veriyoruz. Sana göre demokrasi bana göre demokrasi olmaz” dedi.
Ana muhalefet liderinin konuşmasındaki ilgili bölüm şöyle:
“Hakkari kararını verdi. Yüzde 49 oy alarak belediye başkanını seçti. Dün sabah bir operasyonla belediye başkanının gözaltına alındığını, Hakkari Valisi’nin kayyım atandığını öğrendik.
Üstelik ilgili iddianame 2010 yılında başlayan soruşturmaya ait. Kabul edildiği tarih 2014. 10 yıldır devam eden bir dava, 14 yıllık bir mesele. İddianamenin savcısı FETÖ’den firarda. İddianamelerdeki iddiaların ispat imkanı yok, dava defalarca ertelenmiş ama dün belediye başkanına yeni soruşturma açılmış. Buna istinaden gözaltına alınmış. Suçu nedir bilmiyoruz, ‘gizlilik kararı var’ diyorlar. Suçu varsa, yeni delil varsa cezalandırılabilir ama usul – yöntem bellidir.
14 yıldır yargıla, tutuklama, milletvekili olacağında temiz kağıdı ver, dava devam ederken yeni soruşturma ile bir günde kayyım ata. Kayyum atamak Hakkari halkının iradesine saygısızlıktır. Suçu varsa yargılanır, yerine belediye meclisinden vekil seçilir. Ceza alırsa yerine belediye meclisinde belediye başkanı seçilir. Bir KHK ile ‘konu terörle ilişkili’ diyerek ‘hemen kayyım atarım’, ‘soruşturma ile birlikte atarım, sonra içlerinden seçtirmem’ diyorlar.
Hakkari’de halk bir belediye meclisi seçiyor. Biri suçluysa onu bağlar, kardeşini, evladını bağlamaz. Sanki bütün belediye meclisi suçluymuş gibi vali ‘Ben atarım’ diyor. Bu anlayış AKP’nin ve Cumhur İttifakı’nın 31 Mart seçimlerindeki hezimetinin en önemli birkaç sebebinden biridir.
Milletin iradesine saygısı olmayanın milletin gönlünde yeri olmaz. Geçen hafta Ahmet Türk ziyaretime geldi, seçimleri kutladı, genel başkanlığımı kutladı. Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı kendisi. 2014’ten beri Mardin halkı Ahmet Türk’ü seçiyor. İrade bu kadar net! Her zaman rekor oy alıyor. Şu ana kadar iki yıl dört ay belediye başkanlığı yapabilmiş. ‘Benim atadığım vali yönetecek’ diyor. Sonra o valiler Soylu’ya 30 bin TL’lik tespihler verip belediyeye ödetiyor. Hakkari’ye atanan kayyıma da CHP’nin bir belediyesine atanmasına nasıl tepki veriyorsak buna da aynı tepkiyi veriyoruz. Sana göre demokrasi bana göre demokrasi olmaz.”
DEM Parti’nin öncülü HDP’nin yönettiği belediyeler de önceki yıllarda kayyım atamalarıyla gündemdeydi. Öyle ki parti 2020 yılına gelindiğinde Mart 2019’da kazandığı belediyelerin çoğunu bahse konu uygulamayla kaybetmişti. Bunlar arasında Hakkari de vardı. Yöneltilen suçlama yine ‘terör’ ile ilintiydi.
Kayyım uygulaması AK Parti içinde de tartışma konusu.
Tutuklu siyasetçiler ve kayyım politikaları konusundaki tutumun gözden geçirilmesi gerektiğini savunan bazı parti kurmayları ‘yeni anayasa’ zemininin bunun için iyi bir fırsat olacağı görüşünde.
Uygulamanın ‘karşı tarafı’ daha da konsolide ettiğini savunan kimi AK Partili vekiller kulislerde “Bu konuda yeni formüller devreye sokulabilir, kayyum yerine zaten kanunda olan belediye meclislerinden seçim yapılması yöntemi tercih edilebilir” gibi öneriler sunuyordu.
Eleştiriler ve öneriler kapalı kapılar ardında konuşulanlarla sınırlı değil.
Örneğin AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Üyesi Orhan Miroğlu bunun partiye hiçbir faydası olmadığını belirterek “AK Parti’nin de meclis üyeleri kayyıma karşı, çünkü onlar da seçiliyor ve onlara da kayyım atanmış oluyor. Aslında Batı’daki hali ve işleyişi itibariyle belediye diye bir şey kalmadı. Biraz böyle ikinci bir valilik gibi oldu. Ben bu durumdan mülki idare amirlerimizin de memnuniyet duyduğunu hiç sanmıyorum. Düşünün devletin bir valisi orada görevlendiriliyor ve iki üç yıllık çalışma dönemi içinde kritik kararlar vermek zorunda kalıyor” diyordu.
İktidar partisince kurulan hükümetlerde – 2003-2009 yılları arasında uzun süre Milli Eğitim bakanlığı yapan Hüseyin Çelik de bir demecinde “Bu olup bitenler en çok hükümete ve Ak Parti’ye zarar veriyor. Kayyım atamalarından sonra siyasi olarak hiç bir şey elde edilmediği, aksine daha önce alınan belediyelerin de kaybedildiği ortada iken hangi akılla bu iş sürdürülür? Van’da Dem’in 14 belediyenin hepsini alması tek başına ibret alınması gereken bir sonuçtur” ifadesine yer veriyordu.