Demirtaş’tan tek cümlelik savunma: Arkadaşlarımın özgürlüğünü talep ediyorum
Seçim sürecinin tartışma başlıklarından biri de muhalefetin uzunca bir süredir gündeminde olan seçim güvenliği. CHP’li Oğuz Kaan Salıcı, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı farklı noktalardan aynı konuya değindi.
CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu geçen yıl mayıs ayında SADAT binasının önüne giderek “Seçimi gölgeleyecek, seçimin güvenliği sarsacak herhangi bir şey olursa sorumlusu burasıdır ve Saray’dır” ifadelerini kullanmıştı. Muhalefet sonrasında da sık sık SADAT üzerinden seçim güvenliğine ilişkin kaygılarını dile getirdi.
CHP’li Oğuz Kaan Salıcı dün yaptığı açıklamada, “Paramiliter gruplar devreye girebilir’ dendi. Biz SADAT’ın önüne neden gittik? Bize gelen bilgiler de var. Demokratik sistemi sokakta bulmadık. Paramiliter grupları da akıllarının ucundan dahi geçirmesinler. 2002’de nasıl zorluk çıkarılmayıp iktidar teslim edildiyse bu iktidar devrinin de kimsenin burnu kanamadan gerçekleşmesi için çabalıyoruz. Ama hakkımızı da yedirmeyeceğiz, uysal koyuna saymasınlar bizi” sözlerini sarf etti.
Açıklamasında partisinin seçim güvenliğine ilişkin çalışmalarına da yer veren CHP Parti Örgütü ve Örgüt Yönetiminden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı “oylar çalınacak” kaygısıyla ilgili Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Bu kaygılar ‘haksızdır, anlamsızdır’ diyemeyiz. ‘Seçim yapmayacak bunlar’ kaygısı vardı, seçimin tarihi 14 Mayıs. ‘Kazansanız dahi seçimi size vermeyecekler’ vardı, İstanbul seçimlerinin yenilenmesi bunun iyi bir örneği. Seçim sonucuna tahammül edemedi, seçimi yeniledi ama bu ülkenin demokrasi tarihinin ve siyasi olgunlaşmasının sonucu olarak vatandaş sıkı bir tokat attı. Bu seçimde böyle şeylere tevessül etmemelerini sağladı aslında. Bir ara ‘paramiliter gruplar devreye girebilir’ dendi. Toplumdaki kaygılardan biri buydu. Biz SADAT’ın önüne neden gittik. ‘Böyle bir şeye tevessül etme kardeşim’. Bize gelen bilgiler de var. Biz Türkiye’deki demokratik sistemi sokakta bulmadık. Mücadele ile kazandık. Paramiliter grupları da akıllarının ucundan dahi geçirmesinler.”
Bu konuda duyumlar aldıklarını belirten Salıcı, “Seçime giderken ki siyaset ikliminin de güvenli olması lazım. Gazetecilerin, aydınların, televizyon programlarının girişinde ve çıkışında… Kimin yaptığı belli, hedef gösterenler belli ama tutuklu yok. Bu da seçim güvenliği meselesidir. Seçime, kutuplaşmanın olmadığı bu tür saldırıların gerçekleşmediği ortamda gidilmesi seçimin daha rahat bir ortamda olmasını sağlar” dedi.
Eski Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi (KOM) Daire Başkanı, İstihbarat Başkan Yardımcısı Hanefi Avcı da Sözcü’ye yaptığı açıklamada Cumhur İttifakı’na katılan Hür Dava Partisi’ni (HÜDA PAR) Hizbullah örgütünden “birkaç insanın” yönettiğini söyledi ve seçimlere dikkat çekti.
HÜDA PAR’ın legal bir yapı olduğu için anayasal haklardan faydalandığını belirten Avcı, Hizbullah’ın kurulmuş, geliştirilmiş bir örgüt olduğunu kaydederek, “‘Biz silahlı eylem yaptık ama yanlış yaptık. Biz legale geçiyoruz’ deseydi saygı duyulurdu. Niçin? Eskiden eylem yaptıklarını kabul ediyor. ‘Hatasını görmüş bugün, legal partiye dönüşmüş desteklenmesi gerek’ denilebilir. Ama ben o kanaatte değilim. Arka tarafta illegal yapı var. İllegal yapı onları yönetiyor, yönlendiriyor. Legal yapı olduğu için anayasal haklardan faydalanacaktır. Seçimlerde her şeyi yapacaktır. Ama devletin güvenlik birimleri bunları bilip arka tarafta bu illegal yapıya yönelik onları ortaya çıkaracak şekilde görevlerini yapması gerekir” dedi.
Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Gazete Pencere için kaleme aldığı yazısında seçim akşamına ilişkin, “Trol ordusu seçim akşamı ne yapacak? Daha sandıklar açılmadan oy oranı verecek, ‘Erdoğan kazandı’ algısını ilk dakikalarda oturtmaya çalışacaklar. Böylece bizim motivasyonumuzu kırmayı deneyecekler. Sandıkta, seçim kurullarında ve Yüksek Seçim Kurulu’nda yapılacak hilelerle, yine ilk dakikalarda yayacakları çeşitli görsellerle ve videolarla Erdoğan’a oy yazmaya çalışacaklar. Tüm bu işler için ayarlanmış hâkimler, emniyet personelleri, satın alınmış gazeteciler, Anadolu Ajansı ve binlerce trol hesap hazır bekliyordur. Bundan emin olabilirsiniz” değerlendirmesini yaptı.