Bilal Erdoğan’dan İmamoğlu çıkışı: İstanbul’u seven adamın gözü dışarıda olmaz
Yüzde 50+1 zorunluluğu bir kez daha tartışmaya açıldı. Cumhurbaşkanı Danışmanı Mehmet Uçum, yüzde 50+1 kuralından vazgeçmekten yana değil. Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan birkaç kez bu kuraldan şikayetçi olmuştu.
Cumhurbaşkanı seçilebilmek için salt çoğunluğu temsil etmesi bakımından ‘zorunlu’ kılınan yüzde 50+1 oy oranının ‘değiştirilmesi’ bir kez daha gündemde.
Türkiye cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi modeline 21 Ekim 2007’deki referandumla geçti. Salt çoğunluğun ‘yüzde 50’den bir oy fazlası’ olarak tanımlandığı sistemde seçilen ilk cumhurbaşkanı 10 Ağustos 2014’te Recep Tayyip Erdoğan oldu.
Erdoğan bu sistemin uygulandığı 2018 cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 52,59 oyla ikinci kez görevdeydi.
Konunun tartışmaya açılması ise ilk değil; temeli 2019 yılına dayanıyor. AK Partili Faruk Çelik “İlk turda yüzde 40 ve üstünde oy alan seçilsin. Yüzde 50+1 formülü Türkiye’yi yorar” diyerek fitili ateşlemiş, Erdoğan önce “Muhalefet böyle bir teklifi getirir, orada bu tartışılır. Bunu sürekli olarak böyle ayağa düşürmenin doğru olduğuna inanmıyorum” diyerek topu muhalefete atsa da sonra yeni bir demeç vererek ‘yanlış anlaşıldığını’ söylemişti:
“Bu Faruk Bey’in kendi açıklamasıdır, kendi düşüncesidir. Partimizin düşüncesi değildir. Bizim gündemimizde böyle bir şey yok, böyle bir tartışmamız da yok. 50+1 zaten bizim milletimizin onayına sunduğumuz ve milletimizin de onayladığı bir sistemdir. Bu geriye gitmek olur, milletimizi de yorar.”
Kasım 2021’de açıklama bu sefer Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’ndan geldi.
Saadet lideri ziyaret ettiği Erdoğan’ın kendisine “50+1’in mahsurlu olduğunu anladık. 50+1’i o zaman bu kadar sıkı bir şeye bağlamamamız gerekirmiş. Onun farkına vardık” dediğini aktardı.
AK Parti’nin ağır toplarından, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) üyesi Cemil Çiçek de birkaç gün sonra “50 +1’in hem bugün hem de gelecekte önemli sıkıntılara sebebiyet vereceğini ve Türkiye’yi bir kaosa sürükleyeceğini söyledim, yine söylüyorum. Bu sözlerim iktidar ya da muhalefet yanlısı değil. Söylediğim cümleler gayet açık. 50 + 1 ciddi problem çıkarıyor. Gelecekte de çıkaracak” görüşünü dile getirdi.
İktidar partisinin ittifak ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise sisteme sahip çıkarak şunları söyledi:
“Yüzde 50+1 oyu eleştirenleri anlayışla karşılamamız, bunu felaket olarak yorumlayan karamsarları makul bulmamız abesle iştigaldir. Sayın Cemil Çiçek yüzde 50+1’in sıkıntılara sebep vereceğini iddia ediyor. Bu tuhaf ve tahrip gücü yüksek sözlerin benzerini Türkiye’nin istikrarsızlığa gömülmesini, siyasi anlaşmazlıkların içine düşmesini isteyen çevreler de ileri sürüyor.”
Kasım 2023’te ise bu sefer söz bizzat bu sistemle seçilen Erdoğan’daydı.
Mayıs 2023’teki cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda 50+1 şartının sağlanamaması nedeniyle ikinci tura kaldığını, yarışın parlamento ayağında da altılı masadaki – İYİ Parti dışında – birçok partinin CHP listelerinden Meclis’e milletvekili soktuğunu hatırlatalım. Muhalefet cephesinde durum böyleyken AK Parti de MHP, Yeniden Refah Partisi, Büyük Birlik Partisi (BBP) ve HÜDA-PAR gibi partilerle hareket ediyordu.
Almanya dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı 50+1’i açıktan şöyle eleştiriyordu:
“Mevcutta 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Yok altılı, yok on altılı masa… Bundan sonra kim bilir daha neler çıkar? Ama oy sayısı itibariyle ‘En fazla oyu alan aday seçilir’ dendiği zaman seçim hızlıca tamamlanır.”
AK Parti kurmayları ise Erdoğan’ın bir kez daha gündeme getirdiği rahatsızlığın temel nedeni olarak ‘etkili, hızlı, istikrarlı bir icra organının seçilmesi için tasarlanan 50+1 sisteminin zaman içinde siyasi partilerin ittifak pazarlığı’ zeminine dönüşmesine bağlıyordu.
Buna örnek olarak altılı masanın durumu gösterilse de kulislerde oy oranları düşük olmasına rağmen 50+1 zorunluluğu nedeniyle Yeniden Refah, HÜDA PAR veya BBP gibi küçük partilerle işbirliğine mecbur kalınmasından rahatsızlık duyulduğu konuşuluyordu.
Bahçeli ise geçmiş yıllarda olduğu gibi sistemin değiştirilmesini yine ‘veto’ ediyordu:
“Cumhurbaşkanımızın tespit ve değerlendirmeleri tutarlı ve anlamlıdır. 50+1 hususunda bizim geçmişten bugüne söylediğimiz sözler bellidir ve esasen hiç değişme göstermemiştir. MHP olarak dün ne demişsek bugün de aynı çizgide aynı görüşteyiz. 7 Haziran’da yapmış olduğum konuşmada şöyle demiştim ’16 Nisan halk oylaması milat olmuştur. Kutuplaşma ihtimali en aza çekilmiştir. Siyasi partiler ahlaki ittifaktan başka seçeneği kalmamıştır’ Bu sistemin demokratik meşruiyet temeli yüzde 50+1’dir.”
Tartışma şimdilerde bir kez daha gündemde, ancak bu sefer iktidar partisinde görüş ayrılığına sebep olmuş durumda.
Kulislerde sistemin yüzde 40+1 olarak revize edilmesinin konuşulduğuna dair haberle başlayan tartışma eski AK Parti Merkez Karar ve Yürütme Kurulu (MKYK) üyesi Şamil Tayyar ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un mesajlarıyla boyutlandı.
Tayyar katıldığı televizyon programında ilerleyen süreçte sistemin değiştirilebileceği görüşünü dile getirdi.
Uçum ise isim anmadan 50+1’le ilgili eleştirilere şöyle yanıt verdi:
“Siyaset zaman zaman yüzde 50+1 kuralını tartışmaya açsa bile bu kural siyasetin değil halkın ihtiyaçlarına göre değerlendirilir. Böyle olunca da yüzde 50+1 kuralının halkın ihtiyaçları açısından devam etmesi gerektiği sonucuna ulaşılır.”
Kasım 2023’te sistemin değiştirilmesi gerektiğini söyleyen Erdoğan, şu ana dek aksi bir görüş beyan etmiş değil.