Fenerbahçe Rodos’ta tatsız başladı
Olimpiyat kotası alan ilk Türk kadın kürek sporcusu Elis Özbay elinin yara içinde kalmasından Paris hayaline, kulübü Fenerbahçe'den hayata birçok konuda açıklama yaptı.
Amatör branşlara yaptığı yatırımlarla olimpiyatlara en çok sporcu gönderen kulüp olan Fenerbahçe kürek branşında elde ettiği başarılarla da dikkat çekiyor. 2019 yılından sonra düzenlenen Türkiye Şampiyonaları ve Türkiye Kupası müsabakalarında hem erkeklerde hem de kadınlarda 24’te 24 yaparak önemli bir başarı elde eden sarı-lacivertli kulüp bu branşta yurtdışında da kupalar kazanmaya ve başarılar elde etmeye devam ediyor. Fenerbahçe altyapısından yetişen ve kariyerini sarı-lacivertli kulüpte sürdüren Elis Özbay elde ettiği iki Dünya ve iki Avrupa şampiyonluğunun ardından Paris 2024 Yaz Olimpiyat Oyunları için de kota almayı başardı. Bu başarı ile bir ilki yaşatan Özbay Türkiye’yi Olimpiyat Oyunları’nda temsil edecek ilk kadın kürek sporcusu oldu. Fenerbahçeli milli sporcu Elis Özbay kürek sporuna başlangıcı, adaptasyon süreci, elde ettiği başarılar, Paris 2024 Yaz Olimpiyat Oyunları ve daha sonraki hedefleri dahil birçok konuda özel açıklamalarda bulundu. Elis Özbay’ın açıklamaları özetle şöyle…
Voleyboldan küreğe geçti: Spora ilk voleybolla başladım. Ancak sonra öğretmenimin verdiği tavsiyeyle kürek sporuna geçiş yaptım. Başta tabii çok zorlandım, antrenmanlar çok zordu. Voleyboldan sonra kürek sporuyla ilgilenmek ilk başlarda zor geldi. Direkt olarak anne babama ‘Ben 6 yıldır voleybol oynuyormuşum ama spor yapmıyormuşum’ dedim. Geçişim başta zordu.
Takım arkadaşlarımı yakalamak için hırs yaptım: Takım arkadaşlarımı yakalama konusunda zorlandım ama onların ne kadar iyi olduğunu görmek bende hırs yarattı ve kısa sürede onları da yakaladım.
Elim yara oldu, ben bir daha gelmiyorum dedim: Kürekte ilk günüm acılı geçti. O zamanlar Fenerbahçe Tesisleri Maltepe’deydi. Oradan suya iniyorduk. Normalde kürek çekerken sol elimiz üstteyken, takım arkadaşım bana bunu söylememişti, ben sağ elimi üste çekmiştim. Bu yüzden elim yara olmuştu ayar da farklı olduğu için. Sudan çıkınca arkadaşlarım da bana ‘Niye geldin, neden kürek, voleybola gitsene’ demişti. Nedenini anlamamıştım. Ellerim de yara olunca anneme ‘Ben bir daha buraya gelmiyorum’ demiştim. Üstünden zaman geçince ertesi gün sabah annemi kaldırıp ‘Hadi gidiyoruz anne’ demiştim. Kızların orada öyle konuşması beni hırslandırdı. İyi ki de öyle yapmışlar.
Kürek tam bana göreydi: Kariyerimin başlangıcında karşılaştığım zorluklardan dolayı dönem dönem küreği bırakmayı düşündüm. Çok küçük yaşlardan itibaren ben sporla iç içeydim. O yüzden pek yorulmak nedir bilmiyordum. Kürek de en başlarda tam bana göreydi. Sürekli bir tempo halindeydik. Yeri geldiği zaman ‘Neden buradayım’ dediğim dönemler oldu. Özellikle kamp dönemleri çok uzun sürdüğü için ailemizden uzak kalıyorduk. İkinci neden, üniversite sınavı zamanında ‘Değer mi bu kadar çalışmaya’ diye düşünmüştüm, ama değdiğini gördüm.
Üç saniye ile Tokyo Olimpiyatları kaçtı: 2020 Tokyo Olimpiyatları’na hazırlanırken takım arkadaşımla sadece bir aylık bir ekiptik ve üç saniyeyle kotayı kaçırmıştık. O bile bizi çok motive etmişti. 2024’e hazırlanırken takım arkadaşım küreği bıraktı ve ben tek başıma devam ettim. Başta çok zorlu bir süreçti çünkü iki kişi kürek çekmek daha rahat ama tek başınıza çok zor. Bunun altından da kalktığımı düşünüyorum.
Ratatouille ile başlayan Paris hayali: Paris benim çocukluk hayalim. Ratatouille (film) ile başladı aslında. Evdeki birçok objenin Paris’le alakalı olması, perdemdeki Paris detayları, telefon kilit ekranımın Eyfel Kulesi olması… Kendime sürekli bunu hatırlattım. Tesadüfen Paris’le alakalı şeyler gördüğümde ‘Tamam bu sefer olacak’ diyordum ve nitekim de oldu.
Sıralamadan dolayı Paris kotası verildi: Paris 2024 Olimpiyatları’na kota alma hakkı kazandığım yarışta heyecanım çok farklıydı. Ama başladığında ‘Hadi olacak’ diye düşünüp kendime baskı yapmak istemedim. Herhangi bir dünya şampiyonasındaymışım gibi düşünmeye çalıştım. Yarış başından sonuna kadar kendimden emin bir şekilde daha iyi kürek çektiğimi düşünüyorum. Başta tabii ki sıkıntılı bir süreçti. Çünkü kota ülke sıralamasına göre bana haber verildi. İki haftada gerçekten biraz çöküş yaşadım çünkü alacağım gözüyle gitmiştim. Daha sonra sıralamadan dolayı kota bana verilmiş oldu.
‘Benim de duvarda fotoğrafım olacak’ dedim: Kürek sporuna başladığım ilk zamanlar bugünlere geleceğini düşünmüyordum. Ancak zaman geçtikçe şampiyonluklar kazanmaya başladım. Fenerbahçe’nin kapısından girdiğimde duvarlarda madalya alan kürekçilerin fotoğrafları asılıydı. İlk olarak benim dikkatimi çekmişti ve ‘Ben de burada olacağım’ demiştim. Kısa sürede de bunu başardım. Hiçbir şekilde dünya ve Avrupa şampiyonu olacağımı tahmin etmiyordum. Olimpiyat bile konuşulduğunda ‘Evet olabilir’ diyordum.
Dünyanın en büyük spor kulübü Fenerbahçe: Bu yolda gerçekten benim ne kadar emeğim olsa da Fenerbahçe’nin de çok büyük katkısı var. Sadece futbol değil, tüm branşlara destek veriyor. Her zaman söylüyoruz, Dünyanın en büyük spor kulübü Fenerbahçe. Onların ve federasyonun desteği sayesinde aldığım tüm madalyalar daha ulaşılabilir oldu.
Tam bir aileyiz: Fenerbahçe amatör branşlara çok fazla yatırım yapıyor ve bünyesinde bulunan bütün sporculara çok iyi imkanlar sağlıyor. Fenerbahçe’de tam bir aile gibiyiz. Düşeni kaldırıyoruz ve rehavete kapılan biri olduğunda uyarıyoruz. Kulübün gerçekten sorumluluğunun ne kadar büyük olduğunu ve dışarıdaki insanların bu kulübe ne kadar büyük saygı duyduğunu biliyoruz. Biz de buna göre örnek bir sporcu olmaya çalışıyoruz. Sporcunun zeki ve çevik olması gerektiğini biz motto etmiş durumdayız. Bunu da gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Neyi farklı yapıyoruz diye sorarsanız, rehavete kapılmamamızı sağlıyor. Her zaman her yerde amacımıza yönelik çalışıyoruz ve bu da başarıyı getiriyor.
Paris’te neden final olmasın?: Paris 2024 Yaz Olimpiyat Oyunları’nda rakiplerimden daha küçük yaşlardayım ama bayrağımı en iyi şekilde temsil etmek istiyorum. Hayalim neden A final olmasın? Başta biraz gerçekçi olmamız gerekiyor. Ülkemi en iyi şekilde temsil etmek ve ardından 2028 için çalışmalara başlamak istiyorum.
Federer ve LeBron James ile tanışmak isterim: (Olimpiyat Köyü’nde kimlerle tanışmak istersin, sorusu üzerine) Federer olabilir. Basketbola çok ilgim olmasa da LeBron James neden olmasın? Elit sporcular arasında olacağız ama sağıma ve soluma baktığımda birçok önemli sporcuyu görmüş olacağım. Pek çok ünlüyle karşılaşacağımı düşünüyorum. Onlarda uzaktan da olsa dikkatimi çeken çok şey olacaktır. İlk başta herkesten bir şey almaya çalışacağım ve dikkatim de her zaman açık olacak.
Paris’te kamp odasının fotoğrafını ailesine atacak: Gittiğim her yurtdışı kampında otel odasını çekip anneme ve arkadaşlarıma atarım. Muhtemelen Paris’te ilk yapacağım o olacak. Sonrasında yatağa oturup ‘Gerçekten buradayım, şu an başladı’ deyip bir 10 dakika öyle kalacağım galiba.
Kürek sporuna övgü: Kürek sizi hayata hazırlıyor. Takım sporu gibi gözükse de aslında bireysel de bir spor. Yeri geldiğinde bireysel bir sporcu olmayı yeri geldiğinde ise takım için, ortak bir amaca hizmet etmeyi çok iyi bir şekilde öğretiyor. Başta aldığımız derecelerimize göre belirli ekiplerle oturuyor ya da tek başımıza yarışıyor.
Ailemin desteği olmasa iş bu noktada olmazdı: Hem sporu hem de eğitim hayatımı aynı anda götürüyorum. Bunu fedakarlıklar yaparak başarıyorum. Fedakarlık gerektiriyor çünkü ikisinin bir arada olmasını istiyorsunuz. O zaman da uykunuzdan, sosyal hayatınızdan, ailenizden fedakarlık edeceksiniz. Ailemin desteği olmasa bu iş bu kadar kolay olmazdı. Ben her zorlandığımda ‘Tamam ben bırakıyorum’ dediğimde onların ‘Bırak’ demesi ve benim 10 saniye sonra ‘Tamam ya vazgeçtim’ dememle sonuçlanıyor. Onların desteği olmasa bu kadar başarı elde edip okulla birlikte bu sporu götüremezdim. Çok uzun süreler kamplarda oluyoruz ve okula gidemediğimiz dönemler oluyor. Onların da benlerden okul anlamında beklentisi düşüyor çünkü bu sporu ne kadar çok sevdiğimi fark ediyor ve biliyorlar. Onlar da benim işimi kolaylaştıracak şekilde destek çıkıyor.