Bu kadar faullüsünü görmedik. Bu kadar az şut atılanı görmedik. Bu kadar kısır oyun da görmedik. Neden peki? Akıllarında galibiyet yoktu da ondan. ‘Tedbiren’ oynandı derbi. Hem de tarihin belki en hücumcu ekiplerinin derbisinde oldu bu. Yazık!
Kusura bakmayın, kısa bir yazı olacak. Gazetede değiliz. Yer doldurma zorunluluğu yok. Ki hayatımda konu bulma sıkıntısı çekmedim ben. Bu sefer zorlanırdım, eminim.
Yıllardır söylerim, bu lig sert değil. Sertlik başka bir şey. Premier Lig’e bakın, anlarsınız. Burada oyun faullü oynanıyor. Hakem izin verdikçe dozun arttığı bir faul oranıyla oyunu iğdiş etmek gayet mümkün. Sıcak bir veri: Avrupa’da en çok faul yapan 15 takımın 5’i Türkiye’den. Ortalama 30’a yakın faul oluyor. Yani sürekli duran, asla akmayan bir oyun var. Bu tesadüf olamaz. Dün akşam bu rakam 45’ti 45! Yani iki dakikada bir durdu oyun. Beş pas bir arada görebilene aşk olsun.
Bakın, ilk defa kötü derbi izlemiyoruz. Ama bazı şeyler ilk. Bu kadar faullüsünü görmedik. Bu kadar az şut atılanı görmedik. Bu kadar kısır hücum organizasyonları da görmedik. İki takımın toplam gol beklentisi 1’i bile bulmadı! Hem de hangi döneme denk geldi bu maç? Tarihin belki de en hücumcu ekiplerinin derbisine. Ligin zirvesinde puan puanayken… İki takım da atmalara doyamazken… İki takımın da kadro kalitesi aynı anda hiç bu kadar yüksek olmamışken… Kaleyi bulan şutları gol saysak 0-1 bitecek bir maç!
🟡🔵 Fenerbahçe: 0/5
🟡🔴 Galatasaray: 1/8👀 #TrendyolSüperLig‘de bu sezon en az isabetli şut atılan maç! #FBvGS pic.twitter.com/fytREPA2fl
— beIN SPORTS Türkiye (@beINSPORTS_TR) December 24, 2023
Peki neden? Tabii ki hakemin oyunu bu kadar durdurması bir etken. Ortalama 9 faule 1 sarı kart çıktı! Ama onun arkasına saklanmasınlar. Çünkü iki takımın ruhu da bunu arzuluyordu ve bence sevindiler. Maç bittiğinde birbirlerini tebrik etmeleri de ondan. Kazasız belasız bitirmeyi başardıkları için mutlu oldular! İlk 11’lere baksanız, risk almış iki teknik adam var. Güvenli kipte çıkmamışlar. Oyuncu değişikliklerine bakın; müdahil de olmuşlar. Misal Cengiz-İsmail hamlesi tam zamanında geldi. Fakat mesele bu değil ki! Bu oyun dizilişle, personelle, taktikle değil, belirli bir zihniyet yaratmanızla farklılaşıyor. Sisteminizin kipi neyse maç da öyle oynanıyor. Takımın ruhu kaybetmemek üzerine kuruluysa ne dört forvet etki ediyor, ne diziliş, ne de değişiklikler …
İyilerden bahsemediyoruz, bari kötüleri sıraya dizelim. Cengiz o kadar kötüydü ki, onu oynattığı için İsmail Kartal’a yazdı başarısızlığı. Düşünün, ortalama pozisyon haritasında orta saha çizgisini dahi geçemiyordu. Ve bunu hiç defans yapamadan başardı! Tadiç geldiğinden beri en kötü maçını oynadı. Mertens neredeyse hiç yoktu. Icardi kayıptı.
Yine de personelle açıklanamaz bu skor. İsmail Kartal 90 dakikanın sonunda, “Kazanmak için mücadele ettik. Bütün planlarımız kazanmak üzerineydi” dedi. Hiç çaktırmadılar! Hiçbir anda tedbiri elden bırakmadan nasıl kazanacaklardı ki? Okan Buruk ise kısır bir karşılaşma olduğunu teslim etti en azından. Ama o da daha iyi oynayan olduklarını düşünüyordu. Pek ortada olmayan bir oyunun vurgusunu yapıyordu yani.
Şimdi cumaya kilitlendik. Umarım o maçta bir tür özür dilerler. Ne demişti Bektaşi: Bundan da kötü olmaz ki!