Dağ fare doğurdu… Kadıköy’de tatsız tuzsuz golsüz derbi
Emre Belözoğlu Galatasaray'dan Inter'e gidişi, 3 Temmuz, Fenerbahçe'de sportif direktörlük yaptığı dönem takımın teknik direktörü olan Erol Bulut hakkında açıklamalarda bulundu.
Süper Lig’de hem Fenerbahçe hem de Galatasaray’ın formasını giyen eski milli futbolcu ve teknik direktör Emre Belözoğlu Kafa Sports’a konuk oldu. Galatasaray’da futbol oynadığı dönem Inter’e transfer olması hakkında konuşan Belözoğlu Fenerbahçe futbolcusu olarak yaşadığı 3 Temmuz dönemi ve sportif direktörlük yaptığı günler hakkında açıklamada bulundu. Bölozoğlu’nun konuşması özetle şöyle…
O dönemi yaşadığım için kendimi değerli hissettim: 3 Temmuz dönemini yaşadığım için kendimi hep değerli hissettim. Bazen insanlar unutabiliyor, belki de Allah’ın insana verdiği en büyük nimettir unutmak. 3 Temmuz Fenerbahçe’nin, koca çınarın en zor dönemlerinden biriydi. Belki de en zoruydu. O dönemde bayrak tutan kişi Aykut Kocaman ve bayrağı tutmasına yardımcı olan oyuncular arkasında. Yönetici büyüklerimizi, Aziz Yıldırım’ı ziyaret sonrası bu, cezaevi çıkışı… Çok sıkıntılıydı. Ben o iş olduğunda, Fenerbahçe’ye bu büyük operasyon yapıldığında orada futbolcuydum. Çok büyük acılar çektik.
Şampiyonluk anasının ak sütü gibi helal: 2010-11’deki takım çok iyi bir takımdı. Şampiyonluğu son ana kadar kovaladı ve kazandı o takım. Her şampiyonluk anasının ak sütü gibi helaldir her takıma, her futbolcuya. Ben Türkiye’de ayrışmanın çok rahatsız edici boyutlara ulaşmasına vesile olan bir süreç olduğunu düşünüyorum bu sürecin.
Avrupa’da çok büyük başarı gelebilirdi: 2010-11 senesinin takımı, sonrasında inşa edilecek takımla Avrupa’da da çok büyük başarılar elde edebilirdi. Şampiyon olduğumuz Sivas maçı bile çok zor bir maçtı. İnsanlar yorumlarken bazen gördüğü üzerinden değerlendiriyor. Herkes çok iyi futbolcu olduğunu düşünüyor. Bizim mesleğin çok kolay zannedildiği bir durum var, bu çok rahatsız edici bir şey. Herkes üst seviyede futbol oynayamaz.
Erol Bulut’un takımın başında kalmasını istedim: Ben sportif direktörken 2020-21 sezonunda son 10 hafta 8-9 puan geriden gelip bir puana kadar düşürmüştük farkı. Bize de 10 hafta düştü orada. Erol hoca ayrıldı, yönetim karar verdi. Ben aslında Erol hocanın sezon sonuna kadar kalmasını istiyordum. Sonra benden istediler takımın başına geçmemi. Ben aslında Erol hocaya sportif direktörlük yapmak istemediğimi söylemiştim. Ya oyuncu ya da hoca olarak devam etmek istiyordum, ama hem hocadan hem de yönetimden talep gelince futbol sonrası böyle başladık işe.
Şampiyon olamayacağımızı düşünüyordum: O dönem takım içinde futbolcu olarak 5-10 maç oynayabilirdim ama Erol hoca onu istememişti. Ayrılık sürecinde de ben onun ayrılmasını istememiştim. Şampiyon olamayacağımızı düşünüyordum ama yine de sezon sonuna kadar kalmayı hak etmişti. Bazen değil, bize çoğu zaman ayıp ediyorlar da biz susalım yine neyse. Sahada yeterince cevap verdik.
Galatasaray çok isteseydi kalırdık: Galatasaray günlerimde Inter transferi süreci bizim için çok zorlayıcı oldu. Galatasaray’da kalabilirdik o dönemde ama Avrupa’daki başarılardan sonra çok ciddi teklifler geliyordu. Yöneticiler özelinde değerlendirmek istemiyorum ama onlar çok isteseydi biz Galatasaray’da kalırdık o dönem.
Okan Buruk’un transferi sonradan gelişti: Inter o dönem Okan ağabeyi de izledi, beni de izledi. Aslında Okan ağabeyin transferi biraz sonradan gelişti. Beni bir sene izlediler, Okan ağabeyi iki maç izleyip ‘Emre’den daha iyi oyuncu bulduk’ demişler. O benimle beraber iki sene kaldı, sonra Beşiktaş’a döndü. Ben ondan sonra 1.5 sene daha kaldım Inter’de.