Barcelona’da Joan Penarroya dönemi
Fenerbahçe, Scottie Wilbekin'in sakatlığı sonrası gard arayışlarını sürdürüyordu. Beklenen transfer ABD'den geldi. NBA'de son olarak Los Angeles Lakers forması giyen Skylar Mays kadroya katıldı.
Basketbol sezonu Fenerbahçe için büyük şanssızlıklarla başladı. Yaz aylarında transfer edilen Luka Samanic’le yollar ayrılmak durumunda kaldı. Oyuncu ülkesine döndü. Ardından iki uzun hamlesi yapılırken bu bölge için NBA’den doğacak bir fırsatın değerlendirilmesi hala gündemde. Gard bölgesinde ise Scottie Wilbekin dizinden sakatlandı. ABD’li oyuncu sezonu kapadı. Olympiacos maçının henüz başında yaşanan pozisyon sonrası, kimilerine göre soru işaretleri barındıran gard bölgesi için de transfer kaçınılmaz hale geldi.
Fenerbahçe için birçok isim yazıldı. Saben Lee, Javon Freeman-Liberty, Jordan Loyd bu isimlerden bazılarıydı. Ancak Fenerbahçe rotayı NBA’e çevirip kadrosuna Skylar Mays’i kattı. 27 yaşında 1.93 boyundaki Mays LSU’dan mezun oldu. 2020 NBA draftı 50. sırasında Atlanta Hawks tarafından seçildi. Burada iki sezon geçirdi ve Portland’a imza attı. Geçtiğimiz sezon ortasında buradan da ayrılan Mays Lakers’la anlaşıp sezonu burada bitirdi.
Kariyeri boyunca forma şansı bulabileceği bir NBA takımı arayan Mays, ligde dört sezonda toplam 105 maça çıktı. Özellikle Portland’da 2022-23 sezonu sonundaki performansı dikkat çekiciydi. Ancak bir türlü düzenli süre ve kesin kontrat bulamadı. Son olarak yaz aylarında adı Milano ile anılırken Minnesota Timberwolves ile kamp sözleşmesi imzaladı ancak bu kontrat düzenli NBA kontratına dönüşmedi. Oyuncu Avrupa kapısını Fenerbahçe’yle açacak.
Bir kere Fenerbahçe’nin direkt Wilbekin ikâmesi almadığını vurgulamak lazım. Oyuncu Wilbekin kadar iyi şutör değil. Ancak saha görüşü ve takımını oynatma becerisi Wilbekin’den çok daha yüksek. Aynı savunma direncini de ortaya koyabilecek fiziksel özelliklere sahip. Organize bir yapının verimini yukarıya çekebilecek özelliklere sahip Mays 1.93 boyu ve hatırı sayılır kanat açıklığıyla EuroLeague seviyesinde takım sertliğine katkı yapmaya aday. Fenerbahçe kısaları ilk karşılaşmalarda rakiplerine karşı rahat geçilmişler ve kanatlarla pota altından savunma anlamında destek almak durumunda kalmışlardı. Mays bu açıdan sertliği yukarı çekecektir. Öte yandan hiçbir zaman yüksek şut rakamlarına çıkmayan oyuncu geçen sezon NBA’de yüzde 40, G-League’de yüzde 48’le şut attı. NBA’de yüzde 29 ile üçlük atan oyuncu G-League’de yüzde 40 bandını gördü. Asist top kaybı oranı oynadığı her yerde ikinin üstündeydi. Bu açıdan Fenerbahçe’nin topun kıymetini iyi bilen disiplinli bir gard transfer ettiğini söylemek yanlış olmaz.
Skylar Mays’in top kullanım oranı NBA’de hiçbir zaman yüzde 20’lerin üstüne çıkmadı. Buradaki en yüksek oranı 2023-24 sezonu başındaki Portland döneminde yüzde 18.9 olarak kayıtlara geçti. NBA G-League’de bile geçen sezonki yedi maçlık South Bay Lakers macerası sırasında yüzde 23.1 bandını gördü. Buradan yola çıkarak verimli olmak için topu elinde isteyen bir oyuncu olmadığına kanaat getirebiliriz. Kendi ritmini bulmaktan ziyade takıma ritim kazandırmak isteyen, verimli bir basketbol sergilemek için 24 saniyenin 16’sında topu elinde isteyen bir oyuncu tipi değil. Bu açıdan Wade Baldwin gibi bir gardın yükünü hafifletmek ve onunla beraber sahada kalmak açısından önemli bir profil. Anahtarı Baldwin’e tamamıyla teslim ederken, onun oyun temposunu tıpkı Kızılyıldız maçında da görüldüğü gibi ayarlamakta zorlandığı anlarda rahatlıkla Mays’ten yardım alabilir.
Ayrıca ben Mays’in sadece Wilbekin’in alternatifi olarak düşünülmediği kanaatindeyim. Sezona beklentilerin altında giren bir Devon Hall var. Oyuncu Hall üzerindeki baskıyı kaldırıp, onu Milano’daki gibi belli anlarda sadece sabit şutör olarak kullanılabilecek bir hale de getirebilir. Hall, belki de hücumda aldığı sorumluluklar nedeniyle alametifarikası olan savunmada da beklenen düzeyin çok uzağında kalmıştı.
Oyuncunun ismi çıktıktan sonra topsuz oyunda sorun yaşayabileceğine dair bazı yorumlar gördüm. Ancak buna katılmıyorum. Elinde topla takımın hem tam sahada hem yarı sahada temposunu belirlerken topsuz oyunda da sorun yaşamayacağına inanıyorum. Bu da oyuncunun karakterinden ileri geliyor. Mays, forma şansı bulmak için sürekli çalışmak ve kısıtlı sürelerde kendini göstermek adına hep hazır olmak zorundaydı. Bunu da özellikle Portland döneminde takımı aynı bölgede sakatlıklar yaşarken başardı. Kendini gösterirken sürekli hazır olması onu farklı şekillerde, takımlarına verim veren oyuncu haline getirdi. Bu açıdan da Fenerbahçe’nin doğru profile gittiğine inanıyorum. Örneğin Saben Lee ya da Jordan Loyd gibi oyuncuların verimli olmak için maç başı kullanması gereken şut miktarı belli baremin üstünde olmak zorunda. Mays için böyle bir zorunluluk yok.
Scottie Wilbekin’in sakatlığı sonrası bu hamlenin yapılması, Wilbekin’in yazdığı artıları yazması anlamına gelmiyor. Bir kere onun kadar fazla üçlük deneyip kritik anlarda bu üçlükleri atmasını beklemek Mays’e haksızlık olur. Öte yandan ne olursa olsun oyuncunun ilk EuroLeague deneyimi olacak ve alışması için zamana ihtiyaç duyacak. Daha önce, her topun önemli olduğu liglerde ve her topun el yaktığı anlarda fazla bulunmadı. Oyuna sevgisi ve takım oyununa yatkınlığı bunları ne derece törpüleyecek ve EuroLeague disiplinine ne kadar hızlı uyum sağlayacak göreceğiz. Ayrıca oyuncu hiç “kazanan” bir yapının parçası olmadı. Zaten Gelişim Ligi için bunu söylemek pek mümkün değil ama NBA’deki deneyimlerinde de şampiyonluk hedefleyen takımlarda, o havayı soluyabileceği soyunma odalarında bulunmadı. Bu açıdan Fenerbahçe’de yüzleşeceği baskıya da uyum sağlaması gerekecek. Oyuncu Kasım 2023’te Portland’da oynarken yaptığı açıklamada “Sadece kazanmak istiyorum. Gerisi bir şekilde gelir” diye bir açıklama dahi yapmıştı. O dönem sakatlıklarla yüzleşen takımında süreleri artan isim iyi performansıyla dikkat çekmişti ancak Portland, kazanan bir yapı olmakta zorlanmıştı.
Fenerbahçe daha önce de özellikle gard bölgesi için sezon ortası transferleri yapmıştı. Bu transferler fazlasıyla eleştiri alan hamleler olmuştu. Özellikle Markel Starks ve Alex Perez hamleleri taraftarın hala andığı ve tarihe eksi olarak geçen hamleler. Ben Mays transferinin bu etkiyi yaratmayacağını, takıma pozitif etki edeceğini ve ileride iyi anılanacağını düşünüyorum. Öte yandan Mays’in 2020-21 sezonunun ortasında takıma katılan Marko Guduric’in o dönem için yarattığı pozitif etkiyi yaratmasını beklemek yanlış. Kaldı ki öyle bir etkiyi yaratmasına da gerek yok. Oyuncudan Wilbekin’in skor yükünü çekmesi de istenmeyecektir diye tahmin ediyorum. Hatta bu hamle, 2025-26 sezonu planlaması için “Acaba sözleşmesi biten Wilbekin yerine denenen ilk profil Mays olabilir mi?” sorusunu bile bana sordurdu.
Sonuç olarak Fenerbahçe bu şartlarda alabileceği en iyi kısalardan birini kadrosuna kattı. EuroLeague’de sezon ortası hamlesi yapıp yüksek verim almak zordur. NBA’den düşen iyi fırsatları değerlendirmek bu açıdan önemlidir. Oyuncunun bir Kendrick Nunn etkisi yaratmasını asla beklemiyorum. Ancak Nikos Zisis etkisi yaratması hatta o etkinin üstüne çıkması dahi muhtemel.