‘Jön Türkler’ hızlı başladı…

Türkiye, Gürcistan karşısında mücadele azmi, oyun hâkimiyeti ve galibiyet isteği açısından son derece olumlu bir havadaydı. ‘Euro 2024’e şimdiden jeneriklik golleriyle fazlasıyla renk kattılar.

19 Haziran 2024
 Türkiye, Euro 2024 macerasına Mert Müldür'ün jeneriklik golüyle başladı.

Her şeyin başlangıcı ‘Euro 96’daydı. Yıllarca ülkesindeki futbolseverlere dünya futbolunun iki numaralı organizasyonunu evlerindeki TV ekranlarından izlettiren bir ülkenin milli takımı, ilk kez turnuvada yer aldı ve daha sonraki yıllarda de bunu bir tür alışkanlık haline getirdi. Türkiye son olarak ‘Euro 2020’de de şenliğin bir parçasıydı. Hoş tıpkı ilk macerada olduğu gibi son macerada da ‘Üçte sıfır’ çeken Ay-Yıldızlılar dün itibariyle altıncı kez katıldığı organizasyonun ilk maçına çıktı. ‘Euro 2024’ serüveninde ‘F Grubu’nda yer alan Kırmızı-Beyazlılar’ın Dortmund Westfalen Signal Iduna Park’taki bu ilk randevudaki rakibi Gürcistan’dı. Onlar adına en önemli dip notsa şuydu; Karadeniz komşumuz turnuvaya ilk kez katılıyordu. Oysa Sovyetler döneminde Tengiz Sulakvelidze, Kakhi Asatiani, Ramaz Shengelia; ‘modern zamanlar’da (!) da Levan Kobiashvili, Temuri Ketsbaia, Giorgi Kinkladze, Şota ve Arçil Arveladze, Kakha Kaladze gibi yıldızları oyunun tarihe armağan bir coğrafyanın ‘Avrupa Şampiyonluğu’ gibi bir klasiğe ancak 2024’de dahil olması ilginç tabii ki…

Açılışı jeneriklik bir golle yaptık…

Çıkan kısmın özetinde dolaştıktan sonra gelelim açılış senfonisine… Beşli bir defansla çıkan Willy Sagnol’un Gürcistan’ına karşı Vincenzo Montella savunma göbeğine Samet Akaydın-Abdülkerim Bardakçı ikilisini yerleştirmişti. Orta saha güvenliği Kaan Ayhan ve Orkun Kökçü sorumluluğundaydı, Hakan Çalhanoğlu takımın bir anlamda beyniydi; kanatlarda Kenan Yıldız ve Arda Güler, hücumun ucunda ise Barış Alper Yılmaz vardı. Rakibin iki hızlı kanatçısı Kvaratskhelia ve Mikautadze ise en önemli tehlike merkezleriydi.

Arda Güler... Türkiye güler... Almanya'da galibiyet türküsüArda Güler… Türkiye güler… Almanya’da galibiyet türküsü

Mücadeleye süratli başlayan taraf Türkiye’ydi. Ay-Yıldızlılar oyun hâkimiyetini çok çabuk ele geçirip giderek vites arttırdı ve Gürcistan’a hayat hakkı tanımadan rakibi sıkıştırdıkça sıkıştırdı… Abdülkerim ve Kaan Ayhan’ın (vuruşu direkten döndü) yoklamalarıyla savunmamız hücumu yönlendirir bir kimliği üzerine oturttu derken 25’te Mert Müldür enfes bir vuruşla takımını öne geçirdi. Bu gol adeta bir gün önce Romanya’nın kaptanı Stanciu’nun Ukrayna karşısındaki jeneriklik sayısına nazireydi ve estetik açıdan bir adım öndeydi sanki. Durmadılar, Kenan Yıldız’la ikinciyi buldu Ay-Yıldızlılar ama VAR’dan ofsayt gerekçesiyle iptal edilen bu gol adeta kısa süreliği bir şaşkınlığa neden oldu ve Gürcüler hızlı kontrada Mikautadze’yle beraberliği yakaladı. Bu golde ceza sahasında Milliler sayıca çok fazla olmalarına rağmen pozisyonu seyretmekten öteye gidemedi, sanki Mert Günok da kısa süreli bir konsantrasyon eksikliği yaşadı ve topu ağlarında gördü.

 

Gerçek bir ‘Wonderkid’: Arda Güler

Devre böyle sona ererken ikinci perdede top hâkimiyeti yine Kırmızı-Beyazlılar’daydı ama rakip kalenin kilidini bir daha açacak organizasyonlardan uzak bir görüntü vardı. Sagnol’un öğrencileri ise eldeki tek seçeneğe, hızlı kontraya dayalı formülde ısrar ediyordu. Futbolla az-biraz haşir neşir olanların çok iyi bildiği gibi böyle durumlarda devreye yetenek girer. Klas ayaklar, yaratıcı oyun akılları bu tür anlarda sorumluluk alır ve meseleyi halleder. Gerçek bir ‘Wonderkid’ olan Arda Güler 65’te grup aşamasında Galler’e attığı goldeki vuruşu hatırlatır biçimde topa enfes bir kavis verdi ve Türkiye maçta tekrar öne geçti. Sonrası skoru koruma uğraşıydı. İlk golün ardından skoru tutamamıştık, benzer şekilde ikinci golden sonra da Gürcülerin tehlikeli bir atağı üst direkten döndü…  Bitime doğru Samet’in rakip oyuncunun vuruşunu kafayla kornere göndermesi muhtemel bir beraberlikten kurtardı Ay-Yıldızlıları. Uzatmanın sonralarında arka arkaya gelen köşe vuruşları esnasında “Belki gol atar ya da gole katkıda bulunurum” mantığıyla kalesini terk eden Mamardashvili’nin bu ikramını değerlendiren Kerem Aktürkoğlu maçın skorunu da resmiyete büründürdü: 3-1…

Samet çok iyi oynadı

İlk maç, ilk galibiyet ve ilk kez bir turnuvaya üç puan alarak başlıyoruz. Bu takım çok genç, bir yanıyla çok tecrübesiz ama çok çok yetenekli. Hücum hattı birinci sınıf, kadrosunda çok çok özel isimler var. Sorununu ise savunma. Dün ilk 11 açıklandığında herkesin ortak yargısı “Eyvah, defansta Samet var”dı. Lakin geçmiş maçlar itibariyle gelgitli performanslarına tanıklık ettiğimiz ve tek ‘başyapıtını’ Hırvatistan deplasmanında veren savunmacımız dün mükemmele yakın oynadı, birçok pozisyonda kesicilik özelliği üst düzeydeydi. Son anda kafasıyla çıkardığı top da zafere giden yoldaki en önemli hamlelerdendi.

‘Yağmurda Şarkı’yı biz söyledik…

Toparlarsak dün takım genel görüntüsüyle mücadele azmi, oyun hâkimiyeti ve galibiyet isteği açısından son derece olumlu bir havadaydı. Rakibin kontralarına çözüm üretmekte zorlandık ama hücumda iyiydik. Ben tek sorunlu parçanın Orkun Kökçü olduğu kanısındayım, kim bilir bu sorun da ‘İlk 11’ tercihinde Salih Özcan’a yer verilmesiyle çözülebilir. Arda’nın klası, çocuksu coşkusu ve beklenenleri veren performansı en büyük artımız. Dün Dortmund’u esir alan yoğun yağış altında ‘Yağmurda Şarkı’yı söyledik. Bu denli genç ve dinamik bir takım kurgusuna ithafen naçizane ‘Jön Türkler’ şeklinde tanımladığım bu ‘özel ruh’a sahip ekibin umarım turnuvadaki yolu uzun olur. ‘Euro 2024’e şimdiden oyun azimleri ve jeneriklik golleriyle fazlasıyla renk kattılar, başarılarının sürmesi dileklerimle…

Güneşin oğlu ArdaGüneşin oğlu Arda

‘Memleketim’ eşliğinde sevinç gösterileri

Bu galibiyeti taçlandıran bir başka güzellikse mücadele sonu statta çalınan Ayten Alpman klasiği ‘Memleketim’di…

Son bir not: Kendi iç sularımızda birbirimizin boğazına sarılırken en büyük sorun çözücülerden biri olarak ‘Yabancı hakem’ seçeneğini sıkça dillendiriyoruz son zamanlarda. Sanırım UEFA da sesimizi duymuş olmalı ki “Buyurun size turnuvanın en ‘yabancı’ hakemi” diyerek dünkü mücadeleyi Arjantinli Facundo Tello’ya vermiş. Bu da böyle bir anekdot olarak kayıtlara geçsin diyorum!

Bu arada maç sonunda sosyal medyada attığım kısa turda şunu gördüm; birçok yabancı yorumcuya göre genel havasıyla Türkiye-Gürcistan karşılaşması turnuvanın en heyecan verici maçı olarak kayıtlara geçmiş… Bu izlenimde Arda’nın golünün payı çok büyük tabii ki…

İspanyol basınının manşetlerinde Arda Güler varİspanyol basınının manşetlerinde Arda Güler var

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.